Dolar

34,8654

Euro

36,6039

Altın

3.048,64

Bist

10.058,47

Darbeler sürecinin son halkası: 27 Nisan

27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat ve 27 Nisan... 89 yıllık kısa cumhuriyet tarihinin karanlık noktaları... İdamlar, hapisler, sürgünler ve sosyal bir travma... Bu karanlık darbeler sürecinin son halkası 27 Nisan 2007'de verilen muhtıra idi... 27 Nisan'ı diğer darbe ve muhtıralardan ayıran en önemli özelliği ise internet üzerinden yapılmasıydı, bunun için tarihe 'e-muhtıra' diye geçti.

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-04-26 12:21:44

Darbeler sürecinin son halkası: 27 Nisan
27 Mayıs'tan bu yana Türkiye bir çok darbe ve muhtıra yaşadı. Demokrasi 5 kez kesintiye uğradı. Adeta yaşananlar demokrasi arası darbe değil de darbeler arası demokrasiye döndü.

İşte bu kesintilerden biri de 27 Nisan 2007 tarihinde yaşandı ve yarın bu e-muhtıranın yıldönümü... E-muhtıranın yıldönümünün 28 Şubat darbesini yapanlara yönelik operasyonların yürütüldüğü, gözaltı ve tutuklamaların yaşandığı günlere denk gelmesi ise ilginç bir tesadüf...

AVCI SÜRECİ ÖZETLEDİ

Ergenekon'un 2005'te başlayan koas planlarını tek tek sıralayan Gültekin Avcı, adım adım 27 Nisan'a giden süreci özetledi.
İşte Avcı'nın yazısı;

27 Nisan sürecinde neden darbe olmadı?

Yarın 27 Nisan.

28 Şubat polemikleri bitmeden başka bir muhtıranın yıldönümüne geldik.
Neylersiniz ülkenizde vesayet ve darbe aktörleri birbiriyle yarışırcasına performans sergiliyorlarsa, darbe yıldönümlerini birbirine eklersiniz.

27 Nisan, güç ve iktidar mücadelesinin son açık perdesiydi.
28 Şubat aktörlerinin 10 sene sonra yaptığı güç denemesiydi.
Amaç, 28 Şubat'ın 1000 yıl sürmesini garanti altına almaktı.
Vesayet aktörleri ve Ergenekon, 27 Nisan muhtırasıyla umduğu sonuca ulaşamadı.
Bu hayal kırıklığında hükümetin tavrı, alternatif medyanın gücü ve toplumdaki demokratik algının yükselişi önemli bir yer tutuyor.

E-muhtıraya giden süreç

Süreç, Ergenekon tarafından 2005 yılında başlatılmıştı.
Sokaklar birden hareketlendi, Şemdinli olayı yaşandı ve 2006 yılında Rahip Santoro öldürüldü.
Ardından kanlı Danıştay saldırısı geldi ve Cumhuriyet gazetesi bombalandı.
E-muhtıra yılının başında Hrant Dink vuruldu ve cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde Malatya'da Zirve katliamı gerçekleştirildi.
Yaşananlar, Türkiye açısından darbeye giden bir zemin inşası sürecinin klasik kilometre taşlarıydı.
2007 yılı, cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimlerinin yapılacak olması sebebiyle darbe yılı olarak seçilmişti.
2006 yılı sonunda ABD'de Zeyno Baran'ın "2007'de Türkiye'de darbe olma ihtimali yüzde 50" yorumu önemliydi.
Zeyno Baran'ın bu iddiasının, dönemin Genelkurmay 2. Başkanı ve şimdinin Balyoz sanığı Org. Ergin Saygun'a dayandığı söylendi.

İngiliz Observer gazetesinin cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce "AK Parti favori gösteriliyor ama seçimi kazanmaları halinde 5. darbe olabilir" yorumu Zeyno Baran'ı destekliyordu.

İngiltere'den ve ABD'den yükselen bu sesler hep aynı noktayı gösteriyordu.
Zira her iki odak da aynı askeri kaynaklardan beslenmişti.

Ergenekon sanıklarından ADD Genel Başkanı Şener Eruygur, Jandarma Genel Komutanı'yken organize ettiği illegal Cumhuriyet Çalışma Grubu'nu devreye soktu ve 29 STK'nın katılımıyla Cumhuriyet mitinglerini başlattı.
BBC bile bu mitinglerin hedefinin AK Parti iktidarı olduğunu duyurdu.

Genelkurmay'ın web sitesine e-muhtıra konulduğunda, 28 Şubat süreci ve AK Parti iktidarı arasındaki kartlar yeniden karıldı.
Ve 28 Şubat sürecinin bittiği, cumhuriyet tarihinde bir ilkle açıklandı.

Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek'in daha önceki hükümetlerin aksine, ilk kez muhtıraya karşı sert bir açıklama yaparak, "Genelkurmay Başkanı'nın Başbakan'a bağlı olduğunu" belirtmesi, muhtıranın aynen iadesiydi.

Hükümetin bu beklenmeyen tarihi tavrı, Mehmet Ağar, Erkan Mumcu ve CHP'yi de hayal kırıklığına uğrattı.

28 Şubat medyası yine sahnedeydi

Aslında 28 Şubat medyası ve siyaseti 27 Nisan sürecinde de üstüne düşeni yapmıştı.
Ertuğrul Özkök, 28 Şubat'tan 10 sene sonra yine şaşırtmadı:

"Demokrasi kaygısıyla, sadece askeri eleştirmek ne adil ne yararlı ne de sonuç verici bir girişim olacaktır. Çünkü o bildiride savunulan görüşler, toplumun önemli bir bölümü tarafından paylaşılmaktadır" diyerek muhtıranın yanında yer aldı.
"Bundan sonraki adım, tank olur. Gücüm var diye dayatırsan, gücü olan sana dayatır" diyen Yılmaz Özdil...
"Tabii bu bir muhtıradır. Hükümetin bunun gereğini yerine getirmesi gerekir" diyen CHP sözcüsü Mustafa Özyürek...
"Halkımız devlet organlarıyla çatışanlara sahip çıkmaz" diyen CHP Genel Başkanı Deniz Baykal...

Ve "Genelkurmay'ın tespitleri bizim tespitlerimizden farklı değildir. Altına imzamızı atarız" diyen CHP Genel Başkan Yrd. Onur Öymen...
Görüldüğü gibi 28 Şubat'ı destekleyen sosyal ve siyasal çevreler, 27 Nisan'ı da desteklemişti.
Peki, 2007'de darbe neden gerçekleşmedi?

E-muhtıra, planlanan darbenin ilk adımıydı.
27 Nisan muhtırasına verilen hükümet tepkisi ve akabinde halkın AK Parti'ye olan yoğun teveccühü, darbecileri hayal kırıklığına uğrattı.

Darbenin halktan göreceği tepkiyi, muhtıra sonrası seçim sonuçlarıyla ölçmüş oldular.
Ve darbeyi 2 yıl sonraya ertelediler.

Ergenekon'un yönlendirdiği bu darbe süreci, 27 Nisan muhtırasına ulaşıyor ve devam ediyor.
Yani 27 Nisan muhtırası, Ergenekon sürecinin içindedir.

Bu itibarla 27 Nisan soruşturması başladığında, savcının iz sürdüğü mecra yine Ergenekon havzası olacaktır.
SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara