Esad’ın yaşlı kurbanları

Betül Akyüz / TIMETURK

Seksenlik dede Ebu Subhi de bu kişilerden biri. Ebu Subhi bir yıl kadar önce geleneksel Dumalı kıyafeti, elinde değneği ile Duma’da düzenlenen gösterilerin ortasında kameralar tarafından görüntülenmişti. Devrimci gençleri canlandırmak ve kendilerini devrimi sürdürmeye teşvik etmek için Şefik Cebri’nin bir şiirinden mısralar okuyordu.

O gün gençlere seslenen Ebu Subhi dede bir gün kendisinin de Baas güçlerinin kurşunuyla hayatını kaybedeceğini ve kanı başındaki takkesinin altından akmış şekilde bir kez daha görüntüleneceğini bilmiyordu.

Ebu Subhi dede Esad çetelerinin kurşunlarına kurban gittiği vakit Duma’da bir sokağın kaldırımında oturmuş, o günkü yemeklik parasını çıkarabilmek için önündeki maydonoz demetlerini satmaya çalışıyordu.

Ebu Subhi’yi tanıyan Dumalı gençlerden biri şöyle dedi: ‘Onun bu şekilde şehit edilmesi sonucu Duma halkı arasında tevazu hali yayıldı. Kendisi Suriye devriminin yeni bir sembolü oldu. Onun söylediği şiir mısraları göstericilerin kalplerine kazındı, ellerindeki pankartlara yazıldı.

İsmail dede ise hapiste

İdlib ilinden yetmiş yaşındaki İsmail Osman El Saliha ise geçen 14 Mart’tan bu yana Suriye rejimi elinde tutuklu. On çocuk babası ve kırk torun dedesi olan El Saliha, oğullarından birinin ifadesine göre devrimle ilgili ya da siyasi hiçbir aktiviteye katılmadı.

El Saliha’nın oğlu, babaları teftiş noktalarından birinde tutuklandığından bu yana kendisi hakkında hiçbir bilgi alamadıklarını, şeker ve tansiyon hastası olan babası için endişelendiğini dile getirdi. Ardından babasının büyük ihtimalle, tutuklandıktan sonra Suriye’yi terk eden kardeşi Gassan’a şantaj amaçlı gerçekleştiğini söyledi.

Devrimcilerin annesi Raşide nene

Devrimci gençlerin sıkıştıkları durumlarda kendilerine destek olan yaşlılara ait birçok hikayesi bulunuyor. Örneğin Halid Ebu Salah isimli genç yalı yetmişin üzerinde olan Raşide El Yasin’i ‘devrimcilerin annesi’ olarak vasıflandırıyor. Zira herkesin gösterilere teşvik edenleri evlerinde saklamaktan korkup çekindiği bir vakitte Raşide nenenin eşi Hacı Mahmud El Beydani’nin evi Baba Amru’daki devrimci gençler için tek sığınak olmuştu. Raşide nene gençlere kendilerini gözeteceği sözü veriyor, onları yedirmeye gayret ediyor ve aralarından biri kaybolduğunda onu soruşturuyordu.

Ebu Salah bu yaşlı kadının hayatının son aylarında çok zor imtihanlardan geçtiğini, torunu Halid’in öldürüldüğünü, oğlunun tutuklandığını, kısa bir süre sonra da olanların etkisiyle eşinin hayata gözlerini yumduğunu açıkladı.

Raşide nenenin bir diğer oğlu da ölümden döndü. Başına isabet eden kurşun sonucu ağır yaralanarak Suriye dışına nakledildi. Tüm bunlara karşın o iman ve sabırla ayakta kalmayı başardı. Ebu Salah ve arkadaşlarına elinden gelen tüm yardımı sundu. Ta ki sonunda mahalle işgal edilince rahatsızlanıncaya kadar! Askerler kendisine yardım sunmayı reddedince acılar içinde kıvranarak hayatını kaybetti. Ebu Salah şöyle dedi: ‘O vefat ettiğinde daha önce hiçbir şehide ağlamadığımız kadar ağladık. Bu şanlı mahalleden büyük bir parçayı kaybettiğimizi hissettik.’

Yetmişlik dede Ebu Hazım’ın hikayesi de diğerlerinden pek farklı değil. Evşnden barkından olan Ebu Hazım ailesiyle Şam’a
gider. Ancak oğlu dayanamaz ve Humus’a geri dönmeye karar verir. Döndüğü gün de Esad güçleri tarafından öldürülür. Oğlunun öldürüldüğü haberini alan baba da defin işlemleri için Humus’a gider ve o da öldürülür. Geride kalan anne ve diğer aile üyelerinin ise Ebu Hazım ve oğlunun akıbetinden hala haberi yok.

Esad’ın yaşlı kurbanları

Suriye rejimi zalim saldırılarında genç yaşlı dinlemiyor. Yetmişlik-seksenlik dedeler de Esad çetelerinin vahşetinden nasibini alıyor. Ya kendilerine isabet eden bir kurşunla hayatlarını kaybediyorlar ya da tutuklanıyorlar.