Dolar

34,9530

Euro

36,6303

Altın

3.015,58

Bist

10.017,36

Arzum vekillerin Meclis'te olması

Hollanda ziyaretinin son gününde yeni anayasanın çok fazla zaman geçirmeden yazılmasını isteyen Cumhurbaşkanı Gül ancak bunun için politik iklimin yumuşaması gerektiğini söyledi. Gül, tutuklu vekiller konusunda ise 'Ben çok arzu ederdim ki herkes görevinde, yani Meclis'te olsun' dedi.

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-04-21 14:40:35

Arzum vekillerin Meclis'te olması
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Hollanda'ya yaptığı resmî ziyaretin son gününde yeni anayasayla ilgili gazetecilere önemli açıklamalarda bulundu. Yeni Şafak'ta yer alan habere göre, aslında geçen meclis de anayasa yapabilirdi temsil kabiliyeti açısından, bu meclisin de yapması lazım çünkü Türk siyasetinin bütün önemli aktörler, akımları bu mecliste. Aslında anayasa metni üzerindeki mutabakatta çok zorlanılacağı kanaatinde değilim. Çünkü nihayetinde hepimiz dünyaya açığız, hepimiz Türkiye'deki değişimlerin farkındayız. Önemli olan bunu becerebilmek. Burada usûl, metodoloji konularına başında beri dikkat çekiyordum. Bu öyle bir siyasi belge ki herkesin sahiplenmesi gerekir. O açıdan yapılan çalışmalara herkesin katılımını sağlamak lazım.

Anayasa'nın referanduma götürülmesi meselesini nasıl görüyorsunuz?

Tabii TBMM'nin meşruiyetini alırsa, kazanırsa onu kimse sorgulayamaz. Çünkü bu meclis temsil kabiliyeti çok yüksek olan bir meclistir. İki şart çok önemli. Biri katılımcı demokrasi, seçime katılım çok yüksekti. İkincisi temsili demokrasi, yani oyların meclise yansımtası da çok önemli. Her ikisi açısından çok olumlu bir tablo var, hiçbir yerde görmeyeceğiniz kadar. Dolayısıyla bu meclis her şeyi yapabilir. Ama dediğim gibi ben bir çok şeyi bugün, bundan 10 sene 20 sene önce ideolojik davranışlar daha baskındı- ama şimdi ben meselenin biraz psikolojik olduğunu, ilişkilerle davranışlarla ilgili olduğunu düşünüyorum. Karşılıklı saygı ve herkesin yola beraber çıkabilme havasının oluşturulmasıyla ilgili olarak görüyorum. Onun için hem daha kolay, hem daha zor. Bunu yapabilmek için politik iklimi oluşturmak lazım.

POLİTİK İKLİM YUMUŞAMALI

Gerekli olan bir diğer şey de yeni anayasa yapabilecek bir politik iklimi sağlamak. O politik iklim bunu kolaylaştıracaktır. Şu anda açıkçası olduğunu söylemek zor. Yine de hep pozitif yönden bakmak, bütün partilerin temel meselelerde mutabakat sağlayabileceği bir durum içinde görüyorum. Siyasetimizin geleneği biraz kavgacı, kırıcı biraz ağır, tok cümleler öyle çok kuruluyor ki... Bunu herkes için söylüyorum, siyaset dünyasında bu çok yaygın. Geleneğimizin bize taşıdığı bir özellik bu ve biraz bundan çıkmak lazım. Ben sorunların ideolojik olmaktan çok biraz da psikolojik olduğuna inanıyorum. İlişkilerde karşılıklı saygı, yola beraber çıkma havasının oluşturulması... Hem daha kolay, hem daha zor. Politik iklim oluşturmak lazım. Düşünün ki anayasanın çok temel bazı konularında ayrılıklar olabilir. Bizdeyse bu şekilde derin bir ayrılık yok. Gördüğüm kadarıyla herkes demokrasinin standartlarının yükseleceği bir metin bekliyor.

Sözünü ettiğiniz olumlu siyasi eklimin oluşturulmasında en çok görev kime düşüyor?

Siyasi partilerimizin başkanlarına düşüyor.

Temsili demokrasiye vurgu yaptınız. Milletvekilleri tutuklu olduğu sürece yeni anayasa yapmayı doğru buluyor musunuz?

Tabii ki, milletvekillerinin tutuklu olması üzücü bir şeydir. Ama nihayette bizim mahkemeye söyleyebileceğimiz bir şeyimiz yok. Ama bununla ilgili kanaatlerimizi paylaşırız Bunu da paylaştım zaten. Daha fazla konuşmaya başlandığını andan itibaren bu mahkemeler tarafından haklı olarak bir müdahale, bir baskı altına alma şeklinde algılanıyor. Onun için çok spesifik konularda konuşmak doğru olmuyor. Ama ben şunu söyledim, ben çok arzu ederdim ki herkes görevinde, yani Meclis'te olsun.

DETAYLI DEĞİL SADE ANAYASA

Çok detaylı bir anayasa olmasını da bu çağda yanlış görüyorum. Çünkü detaylı anayasa demek, kısıtlayıcı anayasa demek.

Süre öngörüyor musunuz? Bu yıl içinde tamamlansın diyor musunuz?

Şüphesiz... Çünkü gecikirse momentumunu kaybeder ve bir kez kaybettikten sonra tekrar toparlanmaz. Zaten bir yıl geçti. Bir yıldır bir çalışma yapılıyor, bütün sivil toplum kuruluşları sağdan sola bu çalışmaya katılıyor. Hiç bu kadar tabana yayılan bir anayasa tartışması olmamıştı bundan önce. Bütün bunlardan sonra bir başarı ortaya çıkmazsa, tabiri caizse bunu biz beceremezsek, o zaman birazcık doğrusu ayıp olur....

Konsensüs şart mı?

En temel hususlarda konsensüs olması çok güzel bir şeydir. Ama en temel unsurlardan sonra gelen her şeyde konsensüs olacak denirse bu yapılamaz.

Kürt hareketinin anayasa müzakerelerine çekilmesi bu iklimin oluşmasına yardımcı olmaz mı?

Ben bunu derken BDP'yi de içine koyuyorum.

KONULARA EVRENSEL BAKMALIYIZ


Atatürk milliyetçiliği konusundaki düşünceniz nedir?

Bu gibi konulara evrensel bakmamız gerekir. Cumhuriyetin temel nitelikleri, insan hakları evrensel olan neyse odur. Yine laiklik dediğimiz konuda da Türkiye'de en dindar hareketlerde bile böyle bir talep yok. Bütün tartışma din özgürlüğüyle ilgili, o da temel hak ve özgürlüklerle ilgilidir. Biz bir imparatorluk devamıyız. Biz de bir imparatorluk refleksi aslında var. Olması lazım. Yani biz bu anlayış ve özgüven içerisinde hareket etmeliyiz problemlerimizin çözümünde. Onun için bu konularda özgüvenimizin büyük olması lazım. Temel ilkeler cumhuriyet, demokrasi, laiklik, hukuk devleti ve tabii ki ülkenin birlik ve bütünlüğünü zedelemeyecek bir anlayış içerisinde temel hak ve özgürlükleri incitmeyecek şekilde hareket etmektir.

Yani ilk üç maddede evrensel değişiklik öngörüyor musunuz?

Yeni anayasa yapımında şu maddeyi nasıl yapalım, şu kelimeyi mi ekleyelim yoksa çıkaralım gibi tavrı doğru görmüyorum. Bunu böyle yapmamak lazım. Biz yeni bir anayasa yapıyoruz. Bu anayasayı böyle bir özgüven ve söylediğim prensipler çerçevesinde yazarsanız böyle bir tartışma da çıkmaz ve bölünmeler de olmaz. O maddeyle bu maddeyle oynarsanız zor olur, çıkmaza gireriz.

Evrensel hukukun hakim olduğu ülkelerde genelde üniter devlet yapısı hakim değil. Bizde bu hep bir kırmızı çizgi olarak dile getiriliyor. AB yerel yönetimler özerklik şartındaki şerhlerin kaldırılması veya başka yöntemlerle bu hususa yeni anayasada değinmek gerekir mi?


Her ülkenin farklı bir yapısı var. Kimi yerde Kraliyet veya Cumhuriyet gibi. Altını çiziyorum temel dediğimiz ilkeler cumhuriyet, laiklik, demokrasi, insan hakları ve özgüven içinde birlik beraberliğimizi bozmayacak uygulamalar. Geçen Harp Akademisi'nde konuşma yaptım veya Sayıştay, Danıştay gibi kurumlarımız da kuruluşlarını hep geçmişten, Osmanlı'dan itibaren başlatırlar. Kurumlarımız bile bu kadar eski. Demokrasi de son elli yılın meselesi değil. Biz 1808 yılında Sened-i İttifak'ı yaptık. 1800'lü yıllarda Yemen'de seçim yaptırıp onların temsilcilerini Meclisi Mebusan'a aldırmışız. Dolayısıyla bizim kültürümüzde aslında bu var. Ama şu gerçek bugün: sınırlarımız, milli çıkarlarımız bellidir. Bunları koruyabilmek için bizim büyük bir özgüven içinde olmamız lazım. Detaya girdikçe dert çıkartır. Bugün demokrasimizin sorunlarının önemli bir bölümü de geçmişten gelen kalıntılardır. Babıali baskınından tutun, milletvekili öldürmeye kadar... Başbakanları asmışız, Dışişleri, Maliye Bakanlarını asmışız. Başbakanları hapislere koymuşuz.

ÇANKAYA ÇİÇEK AÇTI

Cumhurbaşkanı Gül, TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği'ne katılan konuk ülke ve ev sahibi çocuklarından oluşan heyeti, Çankaya Köşkü'nde kabul etti. Gül, 'Şimdi çiçeklerin açma mevsimi. Bahçede de bütün ağaçlar çiçek açıyor. Çiçekler kendilerini gayet renkli bir şekilde herkese gösteriyor. Bütün o çiçeklerin rengi, kokusunu siz de salonun içine taşımış oldunuz. Hepiniz de ayrı birer çiçek gibi dünyanın dört bir yanından geldiniz. Doğrusu çok sevindirdiniz bizi' diye konuştu. Gül, konuşmasının ardından konuk çocukların hediyelerini kabul etti. Konuk çocuklar yerel kıyafetleri ile çıktıkları sahnede hediyelerini sundu. Gül, kendisine hediye edilen yerel kıyafet ve şapkaları sahnede giydi.


Haber Ara