“Nasıl Bir Rasul’e İman Ettik”

Birinci konuşmacı İlahiyatçı Yazar Abdurrahim ŞEN konuşmasına Rasulullah’ın vefatı ile vahyin kesilmesine ağlayan sahabe kadının kıssasını anlatarak başladı. Konuşmasında yoğunlukla Allah Rasulü(s.a.v)in insanlığı uygarlık sınırlarının en üst zirvesine taşıyan bir mesaj getirdiğe değinen ŞEN, Peygamberimizin getirdiği 1400 yıl önceki mesajın insanlık için kurtuluş reçetesi olduğunu vurguladı.

Batı medeniyetinin karanlık dehlizlerde yaşadığı dönemlerde, Allah Rasulü(s.a.v)in getirdiği mesaj ile İslam toplumunun en ileri seviyede kalkınmayı ve gelişmişliği gerçekleştirdiğini özellikle vurgulayan ŞEN, Rasul (s.a.v)’in getirdiği bu değerlerle anlaşılması ve bıraktığı mirasına sahip çıkılması gerektiğini söyledi. Abdurrahim ŞEN, Allah Rasulü (s.a.v) in Müslümanların tekrar bu kalkınmayı gerçekleştirmelerinin Nübüvvet Metodu Üzere Raşid-i Hilafet ile olacağını müjdeleyen Hadisi ile konuşmasını tamamladı.

İkinci konuşmacı olarak sunumunu gerçekleştiren Araştırmacı Yazar Mahmut KAR konuşmasına, Allah Rasulü(s.a.v)in alemlere rahmet olarak gönderildiğini, bu rahmet ifadesinin insanlık için kurutuluş olduğunu söyleyerek başladı. Kurtarıcı bir mesaj ile gönderilen Rasul(s.a.v)in insanlık ateş çukurunun kenarında iken Onları oradan kurtardığını ve Allah’a kul olduklarını tekrar hatırlattığını söyleyen KAR, sahabe neslinin bu ilahi mesaja inanarak kurtuluşa erdiklerini söyledi.

Bu günkü Müslümanların hangi Rasul’e iman ettiklerini sorgulayan KAR, İslam ümmetinin, Müslümanların alimlerinin ve yöneticilerinin Rasul (s.a.v) in bıraktığı mirasa sahip çıkamadıklarını ve Ona vefa borcunu ödeyemediklerini ifade etti. Müslümanlara karşı merhametli ancak kafirlere karşı ise hiddetli olan Rasul(s.a.v) in ümmetinin başındaki yöneticilerin kafirlere dost Müslümanların acılarına ise duyarsız ve sessiz kaldıklarını söyledi. Konuşmasını “Kabenin taşlarının yıkılması bir müslümanın öldürülmesinden daha hafifdir” hadisi ile tamamlayan KAR, Müslümanların kanlarına ve acılarına İslam beldelerindeki yönetici ve alimlerin sessiz kalmamaları gerektiğini ifade etti.

Programın son bölümünde Hocamız Suat ÇOBAN’ın yaptığı dua ya katılımcılar kıyama kalkarak iştirak ettiler. Duada katılımcılar duygulu anlar yaşadılar.