'Balansçılara hak ettikleri uygulanmalı'
Bahçeli: Balans ayarı yapanlara hak ettikleri yaptırım uygulanmalı
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-04-14 13:36:19
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Merkezi'nde İl Genel Meclisi Üyeleri Toplantısı'nda konuşan Bahçeli, 28 Şubat süreciyle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında aralarında emekli Orgeneral Çevik Bir’in de bulunduğu 31 kişinin gözaltına alınmasını değerlendirdi. 2007 yılından bu tarafa darbe planları veya girişimlerinin Türkiye’yi meşgul ettiğini ifade eden Bahçeli, şöyle devam etti: “Hali hazırda sırayı, 12 Eylül askeri darbesinin failleriyle birlikte 28 Şubat’ın post modern muhtıracıları almış ve Türkiye, belirli periyotlarla darbe soruşturmalarıyla çalkalanan bir ülke görüntüsüne girmiştir. İçeride bölücülük ve terör, dışarıda da kaygan ve sıkıntılı gelişmelerle karşılaşan ülkemiz bu kapsamda çok kritik bir dönemle muhatap hale gelmiştir.”
"12 EYLÜL DAVASINDA MAHCUBİYET YAŞADIĞIMIZ İDDİASI HEZEYANDIR"
12 Eylül’le ilgili Ankara’da başlayan davadan hukuki sonuç elde edilmesinin zor olduğunu savunan MHP lideri Bahçeli, “Biz bunun için 12 Eylül 2010 Referandumu öncesinde ne söylemişsek aynı yerdeyiz, aynı görüşteyiz. Başbakan Erdoğan’ın bizim müdahil olmamızı diline dolayarak, geçmişte kullandığımız sözleri inkâr ettiğimiz iması yapmaya kalkışması da fırsatçılıktır ve kötü niyetliliktir. Mahcubiyet yaşadığımızı iddia etmesi hezeyandır. Ve idrak hatırlatması yapması da kendini bilmezliktir. Açıkça söylemek isterim ki, Başbakan Erdoğan’ın istismarcı özelliği burada da bir kez daha kendisini göstermiştir. Aslı ve astarı olmayan bir şekilde, bizi tariz yollu ifadelerle mahcup duruma sokmaya çalışan bu zihniyet, gün gelecek Allah’ın izniyle utancından kimsenin yüzüne dahi bakamayacaktır.” diye konuştu.
"DEMOKRASİNİN İFFETİNİ SAVUNMAK SORUMLULUĞUMUZ"
“Darbeye kim ya da kimler heves ettiyse, bu konuda her neviden plan, proje ve hazırlık içine kimler girdiyse hukuk karşısında hesap vermeleri mutlak anlamda sağlanmalıdır.” diyen Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti: “Nitekim demokrasinin itibarını, iffetini ve hakkını savunmak millet iradesini temsil eden bizlerin en temel ve tartışmasız sorumluluğu altındadır. Kendilerine güç ve yetki vehmederek alan açan, gayri meşru müdahalelerle millet emanetini gasp eden çevrelere kesinlikle gereğinin yapılması şarttır. 12 Eylül’de Parlamento'yu kapatanlara, 28 Şubat'ta balans ayarı yaparak suç işleyenlere, 27 Nisan’da siyasete şekil ve yön vermeye çalışanlara hak ettikleri yaptırım uygulanmalıdır. Bu tarihlerde darbecileri kışkırtanlar, işlenen suçlara iştirak edenler; kötü söz ve işkence yapan görevliler hakkında da ihmal edilmeden takibatlar başlatılmalıdır. Zira demokrasinin korunması ve yaşaması, iktidarın meşru yollardan tayini insanlığın bugüne kadarki en önemli kazanımlarından birisidir. Buna bir diyeceğimiz tabiatıyla olmayacaktır. Ancak darbecileri iyi ayırt etmek, Türk Silahlı Kuvvetlerini zan ve töhmet altına almamak herkesin, özellikle AKP hükümetinin dikkat etmesi gereken önemli bir husustur. Türk askerini topyekûncu bir bakışla darbeci, Peygamber ocağını ihtilalcı yüzlerin üreme ve yayılma merkezi olarak göstermek hem vicdansızlık hem de büyük haksızlık olacaktır.”
SORUŞTURMADA SONUNA KADAR GİDİLMELİ
4 Nisan’da başlayan 12 Eylül darbesiyle ilgili mahkeme safahatından sonra, bu defa da 28 Şubat’ın belirli isimlerin gözaltına alındığını hatırlatan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Bu konuda da sonuna kadar gidilmeli, yapılacak yargılamalar adil ve tarafsız bir şekilde sürdürülmelidir. Geçmişin geciken bir hesabından daha çok, hukukun ve millet iradesinin hakkının savunulması her şeyden öncelikli görülmelidir. Darbe soruşturma ve kovuşturmalarının vuzuha ermesi ve sonuç alınması için adalet müessesi etkin ve hızlı işletilmeli, Türkiye bu yükten acilen kurtulmalıdır. Darbe dönemlerinin kanunsuzluklarına, adaletsizliklerine ve tarafgir yaklaşımlarına benzer hareket ve tutum içinde olmamak çok mühimdir.” şeklinde konuştu.
"BAŞBAKAN DOLMABAHÇE’DE KONUŞULANLARI İTİRAF ETMELİ"
Türk milletinin darbeci lafı duymaktan, darbe süreçlerinin uzamasından fazlasıyla rahatsız olduğunu kaydeden Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu konu kapanmalıdır. Türkiye sosyal bir uzlaşma zemininde, geçmişin karanlık uygulamalarından ders alarak geleceğe yürümelidir. Diğer yandan, aklımıza ister istemez darbe soruşturma ve kovuşturmalarının zamanlamasıyla ilgili bazı tereddütler takılmaktadır. Adalet ve Kalkınma Partisi, 9 yılı aşkındır iktidardadır. Bu süre zarfında elini tutan, önüne geçen ve kendisine mani olan da olmamıştır. Ve 27 Nisan bildirisi de kendi döneminde vuku bulmuştur. Buna dokunmayan, sır ve gizemini hala koruyan Dolmabahçe görüşmesinden sonra meseleyi kapatan Başbakan Erdoğan’ın bizatihi kendisi olmuştur. Üstelik internetten bildiri yayınlayanlara son model araba tahsis edenin de yine AKP hükümeti olduğu herkesçe bilinmektedir. Bu Dolmabahçe görüşmesi mutlaka aydınlatılmalıdır. Sürecin AKP’ye ne sağladığı ve hangi hedefleri gözettiği netlik kazanmalıdır. Zira siyasete istikamet vermeye çalışan bu girişimin 22 Temmuz 2007 seçimlerinde AKP’nin hanesine yazıldığı da ortadadır. Her seçim yaklaştığında AKP’nin siyaset klasiği haline gelen malum oyunun perdeleri, sahte bir mağduriyet üzerine inşa edilen gerilim stratejisini sahnelemek, içi boş bir demokrasi savunması ile sözde darbe karşıtlığına oynamak ve inanç istismarı ile mütedeyyin vicdanlara ipotek koymaktır. Kaldı ki 22 Temmuz ve 12 Haziran seçimleri öncesinde de olan bunlardır. Madem her şeyin netleştiği ve ortaya çıktığı iddia edilmektedir ve AKP’ye göre Türkiye demokratikleşmektedir; o zaman Başbakan Erdoğan, Dolmabahçe’de ne konuşulduğunu, hangi pazarlıkların yapıldığını mutlaka itiraf etmelidir. Başbakan Erdoğan’ın şaibelerle ve karanlık noktalarla dolu olan sırları, ülkemizin bekasını, emniyetini yakından ve bire bir etkiler aşamaya kadar gelmiştir."
CİHAN
SON VİDEO HABER
Haber Ara