Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin, müebbed hapis ve tecrit cezasının insan hakları ihlali anlamına gelmediği yönündeki kararı, İngiltere'de tutuklu bulunan 5 Müslüman mahkumun ABD'ye iadesinin önünü açtı.
Press medyanın haberine göre mahkemenin bu kararı, 11 Eylül saldırılarından sonra aldığı en önemli kararlardan biri olarak gösteriliyor. Zira bu kararla, ABD adalet sisteminde ve hapishanelerinde insan hakları ihlali yapılmadığını iddia etmiş oluyor. Oysa ki Guantanamo yıllardır mahkumlara yapılan işkencelerle gündemde.
Zanlılar ABD'de kendilerini bekleyen uzun hapis cezalarının muhtemel tecrit cezası da içereceğini belirterek, bunların Avrupa insan hakları sözleşmesine göre kötü muamele tanımına gireceğini belirtiyorlardı. Fakat mahkeme müebbed hapis ve tecritin insan haklarını ihlal anlamına gelmediğine karar verdi.
Bu karar, İngiltere'nin şüphelileri, en yakın müttefiki olan Amerika'ya teslim etmesini de kolaylaştırıyor.
Mahkemenin kararına itiraz hakkı var ancak çok az davanın, üst mahkemede yeniden görüşüldüğü belirtiliyor.
Müslüman mahkumların itiraz için 3 ayı var. Eğer başvuru gerçekleşmez ya da aksi bir karar çıkmazsa ABD'ye gönderilecekler.
Hakkında bir suçlama olmadan İngiltere'nin 8 yıldır cezaevinde tuttuğu Babar Ahmed, karara karşı mücadele edeceğini söyledi.
Babar Ahmed İngiltere'de yargılanmak istediğini söylüyor, zira hakkındaki suçlamalar İngiltere topraklarında iken gerçekleşmiş.
İngiltere Başbakanı David Cameron AİHM'in müslümanları ABD'ye iade kararından memnuniyet duyduğunu söyledi.
İngiltere içişleri bakanı Theresa May de kararı "memnuniyetle" karşılayanlardan. Şüpheli Müslümanların ABD'ye en kısa zamanda iadesi için elinden geleni yapacağını söylüyor.
ABD adalet bakanlığı da karardan memnuniyetini açıkladı.
Konuyla ilgili yaptıkları açıklamada mahkemenin nihai kararını vermesini ve şüphelilerin ABD'ye iade edilerek yargılanmalarını dört gözle beklediklerini söylediler.
İnsanlık dışı işkence yeri ADX Florence
AİHM, Müslüman mahkumların gönderileceği ADX Florence hapishanesinin, Avrupa'daki pek çok hapishaneden daha iyi olduğunu savunuyor. Bu hapishane mahkumlar için yavaş ve insanlık dışı bir işkence yeri olarak görülüyor.
Bu hapishane 1994'te açılmış. Hükümlüler haftada yalnızca 9 saat odalarından dışarı çıkarılıyorlar ve aralarında irtibat neredeyse hiç yok. Güneş ışığı hemen hemen hiç görülmüyor ve her şey hücrelerde yapılmak zorunda. Yemekler dahi hücrelerde veriliyor. Odadaki her şey sabitlendiğinden hükümlüler neredeyse hiçbir şeyi oynatamıyor.
ABD'ye iadeleri söz konusu olan mahkumlar, internet sitesi aracılığıyla Müslüman savaşçıları desteklemekle suçlanan Babar Ahmed ve Talha Ahsan ile 1998 yılında Doğu Afrika'daki ABD elçiliğinin bombalanması olayına karıştıkları iddia edilen Adil Abdul Bary ile Halid El-Fawwaz. Mahkeme aksi yönde bir karar çıkarmazsa iade edilecek diğer isim de Müslüman din adamı Ebu Hamza el Masri.
Savcılar, hakkında 11 ayrı suçlama olan Ebu Hamza'nın Yemen'de dört kişinin öldüğü bir kaçırma olayına karıştığını, ayrıca Oregon eyaletinde "örgütler için eğitim kampı kurmaya çalıştığını" iddia ediyor