Kampta kalanlardan Suriyeli mülteci Ebu Ali duygularını şöyle anlatıyor: “Suriye’de kalan akrabalarımızla karşılaştırıldığında biz burada çok daha iyiyiz. Orada ilaç yok. İnsanlar açlık çekiyor ve üşüyorlar. O nedenle uluslararası toplumdan artık duruma müdahale etmesini bekliyoruz. Biz mülteciler burada hareketsiz durumdayız. Bizi koyun gibi besliyorlar. Ancak en az bunun kadar önemli olan, isyancıların, Özgür Suriye Ordusu'nun desteklenmesi.”
TÜRKİYE'DEKİ GİBİ ÇADIR KENT YOK
Mülteciler eski sanayi tesislerinden bozma barınaklarda hayatlarını sürdürmeye çalışıyor. Lübnan’da Türkiye’deki gibi çadır kentler bulunmuyor. Zira Lübnan hükümeti resmi olarak Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a olan bağlılığını yitirmiş değil. Birleşmiş Milletler’in yardımı olmasa mülteciler burada kendi kaderlerine terk edilmiş olacak.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği görevlilerinden Astrid Vangende Suriye'de yaşanan şiddetin yaptıkları çalışmaları doğrudan etkilediğini söylüyor: “Elbette biz de şiddetin artık sona ermesini istiyoruz. Hem Suriye’de ölen insanlar açısından hem de bu şiddet her gün daha fazla insanı kaçmaya zorladığı için. Burada Lübnan’da olduğu gibi Ürdün'de ve Türkiye’de sürekli daha fazla insan yardımlarımıza ihtiyaç duyuyor.”
Suriyeli mülteciler için 5,7 milyon euroluk bir uluslararası yardım paketi hazırlandığı belirtiliyor
Suriyeli mülteciler için çeşitli devletlerin katkılarıyla toplam 5,7 milyon euroluk bir uluslararası yardım paketi hazırlandığı belirtiliyor. 500 bin euronun Lübnan'daki mülteci kampına gönderildiği kaydediliyor. Almanya’nın da Ürdün ve Lübnan’daki Birleşmiş Milletler kamplarına 1,5 milyon euro göndermeyi vaat ettiği belirtiliyor.
Öte yandan Suriye'de Esad rejiminin ordu birliklerini kentlerden çekeceğine dair söz verdiği süre yarın sona eriyor. Ancak Suriye hükümeti bir süre önce çekilme için önce muhaliflerin şiddete son vereceklerine ve silahlarını teslim edeceklerine dair “yazılı güvence” vermesi gerektiğini duyurmuştu. Özgür Suriye Ordusu komutanı Riad El Esad ise "Vereceğimiz güvenceleri ve sözleri rejime değil uluslararası devletler topluluğuna veririz" diyerek "yazılı güvence" vermeyeceklerini ifade etti.
