Babacan: İstanbul'da para kazanıp Urfa'ya yatırım yapana matrahta indirim var

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, İstanbul'da para kazanan iş adamlarının Şanlıurfa'ya gidip yatırım yaptığında hemen matrahtan düşme imkânına kavuşacaklarını, ancak İstanbul'da yatırım yapmaya devam eden iş adamlarının ise aynı imkândan faydalanamayacaklarını söyledi.

Ali Babacan, TOBB ETÜ'de düzenlenen Ticaret ve Sanayi Odaları Konseyi, TOBB Sanayi Odaları Konseyi ve Yüksek Koordinasyon Kurulu toplantısında, cari açığın çözümünü bazılarının kurda gördüğünü, bazılarının ise başka alanlarda gördüğünü belirterek, 'Bizim asıl problemimiz yapısal alanlarda.' dedi. Başbakan Yardımcısı, teknolojik dönüşüm sağlayacak yüksek ve orta yükseklikteki yatırımların önemine değinerek, stratejik sektörler gibi yeni kavramların da bu teşvik sistemi ile gündeme geldiğine dikkat çekti. Babacan, "Gümrük Vergisi zaten uygulanan bir teşvik, bununla ilgili bir ayrım olmadan zaten bunu vurguluyoruz. Sosyal Güvenlik Primi ile ilgili bir muafiyet var, bölgelere göre ve Kurumlar Vergisi'nden indirim hakları var. Yeni yatırım ile ilgili kar ettiği zaman, işletme o ettiği karın matrahından indirime izin verirken şimdi bölgeden bölgeye değişmek üzere değişen oranlarda işletmenin diğer alanlardan ettiği kardan oluşan matrahtan da bu gün yatırımcılara pencereler açıyoruz, ama orada sınırlandırmalar var. Ucu açık değil." ifadelerini kullandı.

TEŞVİKLE İLGİLİ HER TÜRLÜ GÖRÜŞE AÇIĞIZ

Sistem her he kadar Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nda görüşülse de konu ile ilgili her türlü görüşe açık olduklarını da dile getiren Babacan, bunların bilinmesinin uygulamada bir takım sıkıntıları karşılarına çıkarmaması açısından önemli olduğuna işaret etti. Teşvik sisteminin 2009 yılındaki teşvik sistemini baz aldığını ifade eden Babacan, yeni sistemin ilave unsurların eklediğini anlattı:

"İşin mantığı; 2009 yılında açıkladığımız bölgesel, sektörel teşvik sistemi ile birebir örtüşüyor. Ama 3 yıldır o teşvik sisteminden kazandığımız sistemin olumlu olumsuz yönlerini değerlendirip hem bir adım öne sürmek, hem de biraz daha rafine etmek amacımız. Burada bölgelerimiz son derece önemli. TÜİK bölgeler için yeni çalışmalar yaptı, ardından Kalkınma Bakanlığımız her bir ilimiz için 61 ayrı kriter için her bir il için ayrı bir kriter oluşturdu. Burada sadece ekonomik kriterler değil sosyal kriterler de göz önüne alındı ve bütün illerimiz bu endekse göre sıraya dizildi. Daha sonra endeks değerine göre Türkiye 6 bölgeye ayrılmış oldu. Her ilimizin hangi bölgede yer aldığı açıklandı. İllerimizin sosyo-ekonomik gelişmiş durumlarına göre az gelişmiş illerimize daha fazla gelişmiş illerimize daha az destek verdik."

"BAZI ÜRÜNLERİ İTHAL ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ"

6. bölge için yatırım yapanların net asgari ücrette işverene iş maliyetini azaltma imkânı sağladığına da dikkat çeken Ali Babacan, bunun önemli bir yenilik olduğunu ifade etti. Bunun sadece yatırımla bağlantılı olmadığını da dile getiren Başbakan Yardımcısı, stratejik yatırımlarla ilgili kriterleri ise şöyle açıkladı:

"Bu Türkiye'nin çok ithal ettiği bir ürün olmak zorunda. Ticaret açığı verdiğimiz bir ürün olmak zorunda. Aynı zamanda bu ürünü üretecek fabrika yüzde 40 katma değer üretecek fabrika olacak basit bir fabrika değil. En az 50 milyonluk bir yatırım olacak. Onu yaptığı zaman yatırıma katkı oranı zaten yüzde 50 oluyor. Yatırımın yüzde 50'si kadar matrah teşviki alıyor ve 6. bölgenin desteklerinden sonuçta yararlanmıyor. Buradaki amaç, dışarıya bağlı olduğumuz ürünlerin Türkiye'de üretilmesini ve bunu yaparken de basit bir ithalatı ikame edici değil. Bazı konularda Türkiye'nin rekabet gücü yok. Devlet istediği kadar para döksün ürettiğin her ürün başına sana bu kadar para versin, bizim rekabetimiz yok. Bazı ürünleri hala ithal etmeye devam edeceğiz. Ama Türkiye'nin sürdürülebilir rekabet gücünü arttırdığını düşündüğümüz ve gerçekten Türkiye'nin ileri doğru önünün açık olduğunu düşündüğümüz sektörlerde biz bunu yapmamız lazım. Bu gün, bir yanlış adım atarsak 5 sene sonra kapsının önüne kilit vurulmuş fabrikalarla karşılaşırız. Bu milli servettir. İş adamlarımızın da geleceği olmayan sektörlere sırf ithalatı ikame ediyoruz diye yatırım yaptırmak doğru olmaz. Dolayısıyla yüzde 50 katma değer işin kilit noktası."