Dolar

34,9484

Euro

36,7051

Altın

2.988,58

Bist

10.125,46

Kocaoğlu savunmasını tamamladı, CHP'lilerin adliye nöbeti ikinci gün bitti

İzmir Büyükşehir Belediyesi (İBB)'ne düzenlenen yolsuzluk operasyonuyla ilgili davada savunmasını yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, iddianamede sapla samanın birbirine karıştırıldığı öne sürdü. Boğazından bir kuruş haram lokmanın geçme

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-04-04 11:40:00

Kocaoğlu savunmasını tamamladı, CHP'lilerin adliye nöbeti ikinci gün bitti
İzmir Büyükşehir Belediyesi (İBB)'ne düzenlenen yolsuzluk operasyonuyla ilgili davada savunmasını yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, iddianamede sapla samanın birbirine karıştırıldığı öne sürdü. Boğazından bir kuruş haram lokmanın geçmediğini belirterek hakkındaki suçlamaların tamamını reddeden Kocaoğlu, çete reisi olmadığını söyleyerek beraatini talep etti. Dün (3 Nisan) CHP'lilerle belediye işçi ve memurları tarafından miting alanına dönüştürülen İzmir Adliyesi'nin önü bugün boştu.

İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün başlayan 130 sanıklı davanın ikinci günü, iddianamede bir numaralı sanık olan Kocaoğlu'nun, hakkındaki iddialara cevap vermesiyle başladı. İddianamenin kendisi için başarı ve iftihar sertifikası olduğunu, operasyonun belediyeyi çökertmek amacıyla yapıldığını iddia eden Kocaoğlu, "Belediye mevzuatını ve Kamu İhale Yasası'nı bilmeyen kişiler tarafından yapılan soruşturma, denetleme, kovuşturma ve bilirkişi süreçleri nedeniyle başımıza bu olaylar geldi." dedi. Hayatı boyunca haksız kazanç elde etmediğini, bir lira vergi kaçırmadığını söyleyen Kocaoğlu, servetinin incelenmesi durumunda bunun ortaya çıkacağını belirtti.

'SUÇ ÖRGÜTÜ NİTELEMESİNİ REDDEDİYORUM'

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin bir suç örgütü olarak nitelenmesini reddeden Kocaoğlu, "Bu, yasayla kurulmuş İBB örgütüdür. İBB'nin suç örgütü olduğunu ifade etmek, bence savcılığın ve iddia makamının sorumluluğundadır." dedi. Operasyon sürecinde 52 vergi denetçisinin şirketlere dağılarak, yetki alanlarında olmayan birçok konuya el attığını öne süren Kocaoğlu, hiçbir gizli saklı durumlarının olmaması sebebiyle bütün evrakları açtıklarını kaydetti. Denetçilerin belediye mevzuatı ile ilgili hiçbir bilgileri olmadığını öne süren Kocaoğlu, "Bu vergi denetçileri ve bilirkişilerin, kendi iştigal konuları olan vergi mevzuatını bile bilmedikleri ayan beyan ortaya çıkmıştır." şeklinde konuştu.

'CUMHURBAŞKANI GÜL'DEN, DDK'NİN BÜYÜKŞEHİR'İ DENETLEMESİNİ İSTEDİM'

Büyükşehir Belediyesi'ne denetçilerin hazırladığı evraklar üzerinden operasyon yapıldığını iddia eden Aziz Kocaoğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü bir İzmir programının ardından havalimanında uğurlarken kendisinden, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin denetlenmesi için Devlet Denetleme Kurulu (DDK)'nu görevlendirmesini istediğini söyledi. Bu talebini yazılı olarak Cumhurbaşkanı Gül'e ilettiğine de savunmasında yer veren Kocaoğlu, "Yazımın ulaşmasının ardından Cumhurbaşkanımız arayıp konuyla ilgileneceğini, yasal bir engel olmaması durumunda denetçileri göndereceğini söyledi. Bugüne kadar da Devlet Denetleme Kurulu'ndan bir eleman gelmedi. Biz denetlenmekten yanayız, çünkü ne yaptığımızı biliyoruz." diye konuştu.

'AMAÇ İBB'Yİ ÇÖKERTMEK OLABİLİR'

Büyükşehir'e 2011'de 100'ün üzerinde denetçi geldiğini, İçişleri Bakanlığı'nın 9 soruşturma izni verdiğini, 5'inin lehlerine, 2'sinin de aleyhlerine sonuçlandığını dile getiren Kocaoğlu, denetçiler ve soruşturmalarla belediyenin kilitlenip çalışamaz hale getirilmek istendiğini öne sürdü. Kocaoğlu, "Amaç İBB'yi çökertmek olabilir, amaç siyasi olabilir. Suçlamaların hepsi, hiçbir suç içermemektedir. Bunu dünya âlem, konunun tüm otoriteleri bilmektedir ama bir görev yapılıyor, bir organizasyon var. Bir çeteden söz ediliyor. Bu çetenin İBB ve çalışanları olmadığı kesin. Bu mahkemenin görevi, bu çetenin kim olduğunu çıkarmaktır." diyerek mahkeme heyetinden talepte bulundu. İkinci operasyonun İzmir için çok önemli olan EXPO gezisinde sırasında yapıldığını da hatırlatan Kocaoğlu, "Sabah 06.00'da operasyon haberiyle uyandık. İlk uçakla İzmir'e dönmek zorunda kaldım. Operasyonda yeni ne iddia vardı, niçin yapıldı? Eski soruşturmalardan başka bir şey yoktu. Bir şey var mı diye korkarak geldik, hiçbir şey olmadığını gördük. Bizi İzmir için en önemli görevlerden birinden palas pandıras getirmek için yapıldığını gördük." diye konuştu.

SUÇLAMALARA CEVAP VERDİ

Hakkındaki suçlamalara Çankaya Katlı Otoparkı ihalesiyle cevap vermeye başlayan Kocaoğlu, ihalenin bir önceki yılın cirosunun üç katı olan 4 milyon 411 bin liraya ulaştığını söyledi. İhale rakamının akla mantığa ve gerçeğe aykırı olduğunu, bu sebeple iptal ettiğini anlatan Kocaoğlu, "Burada herhangi bir ihlâl ve suç unsuru bulunmamaktadır, bunu yüce yargıya sunuyorum. Belediye, hem kendi mal varlığını hem de bağlı şirketlerin mal varlığını korumak zorundadır. Suç unsuru olarak getirilen, belediyenin otoparkını kendi şirketine vermesidir, bunu takdirlerinize bırakıyorum." dedi. Kocaoğlu, İZBAN tanıtım filmi ihalesinin de bütün kurallara uygun olarak yapıldığını, herhangi bir kamu zararının olmadığını, hiçbir suç ve günahın olmadığını söyledi. Park ve yeşil alanların bakımı ve hizmet alımı ihalesininse İBB dışındaki sendika ve şahısları bağladığını söyleyen Kocaoğlu, "İBB'nin bürokrat ve görevlilerinin bu konuyla uzaktan yakından alâkası yoktur. Sendikacı arkadaşlarım da savunmalarını yapacaklardır. Ben onların da suçsuz olduğuna inandığımı belirtmek isterim. İBB'de hiçbir konuda yasal ve ahlâki olmayan olaylar gerçekleştirilmemiştir." diye konuştu.

'SANATÇININ İHALESİ OLMAZ'

Belediye olarak düzenledikleri etkinliklerden birinin de Balkan Halk Dansları olduğunu, bu etkinlikle ilgili de iddianamede sanatçı teminiyle ilgili suçlamaların olduğunu hatırlatan Kocaoğlu, "Tüm belediyeler ihale yapar, etkinlik yapar. Sanatçı ihaleye çıkmaz, sanatçının ihalesi olmaz. Sanatçı bir tanedir, o fabrika değildir. Sanatçının ismi belirlenip iddia edildiği gibi ihaleye çıkılacaksa o zaman ihale mevzuatına göre işin içinden çıkmak mümkün değildir. Kaç tane Anadolu Ateşi var, bunlar bir tane. Balkan Halk Dansları'nın A'dan Z'ye tamamı mevzuta uygun yapılmıştır. Bu konudaki suçlamayı da şiddetle reddediyorum." dedi. Kocaoğlu, Emek Şenliği ve Şevval Sam konseri ihalesinde de aynı konunun söz konusu olduğunu, herhangi bir suçun söz konusu olmadığını belirtti.

Başkan Kocaoğlu, savunmasında ESHOT'un 750 tane durak ihalesinde mevzuatın tamamen karıştırıldığını belirterek, "Burada, afedersiniz ama sapla saman birbirine karıştırılmıştır. En doğru yol ve yöntemle durak ihalesine çıkıldı. A'dan Z'ye yasalara uygundur. Bilgisizlikten, gelir ve gider karıştırıldığından 'dövizle ihaleye çıkılamaz' iddiası vardır. Gelirlerde dövizle ihaleye çıkılır, bu da belediyenin lehine olmuştur. Durakların yerinin değiştirilmesi konusunda, yeni durakların değiştirilmesinin hiçbir mahsuru yoktur, hiçbir gelir kaybı yoktur. Suç yaratmadan başka bir şey değildir. İhalenin tamamı yasaya uygundur." sözleriyle savunmasını sürdürdü. Yerel kalkınmayı sağlamak için üretici kooperatiflerinden süt ve mandalina alarak öğrenci ve öğretmenlere dağıttıklarını da anlatan Kocaoğlu, bu ihalelerle ilgili suçlamaları da reddetti. Eşinin kullandığı arabanın da soruşturmaya konu edildiğini belirten Kocaoğlu, kendisinin ve eşinin protokol görevleri olduğunu, eşinin bu sebeple araba kullandığını söyledi. Kocaoğlu, "Bu makam, bu kadar taciz edilemez. Kimsenin bu kadar taciz etmeye hakkı yoktur. Öğretmenleri onore etmek için sallar dağıtılmıştır, öğrencilere mandalinalar dağıtılmıştır. Tamamen destek amacıyla yapılmıştır." şeklinde konuştu. İZFAŞ'ın harcamalarıyla igili suçlamalara ise, "İZFAŞ, kenti kalkındırıyor ama her yıl 10 milyon lira zarar ediyor. Bu, görev zararıdır. İZFAŞ, tanıtım ve yurtdışı gezisi yapar. İzmir, fuarlar ve kongreler kentidir. EXPO'da insanlar gelecek. Oraya gitmeyecek mi? Fuar alanına gitmeyecek mi? Bu kent sadece şununla bununla değil, kültür sanat ile de kalkınmak zorundadır. İzmir'in kalkınması, turizm merkezi olması için çalışan İZFAŞ'ın para harcaması kadar doğal bir şey olamaz." sözleriyle cevap verdi. Kocaoğlu, Buca Toplu Konutları'nda, İtfaiye Yönetmeliği'nde üç değişiklik sebebiyle yapılan suçlamayla karşı karşıya olduklarını belirtti. İBB'nin kendi yaptığı projelere ruhsat verme yetkisi varken ilçe belediyesine olan saygılarından dolayı bunu ilçe belediyesinden talep ettiklerini kaydeden Kocaoğlu, "Bunu ilçe belediyesi yerine getirmedi. Biz de bunu, yetkimizi kullanarak kendimiz hallettik." dedi.

'KİMSENİN PARASINA TENEZZÜL ETMEDİM'

Belediye şirketi Grand Plaza'dan seçim bürolarına sandviç gönderilmesiyle ilgili suçlamalara Kocaoğlu, "Benim bir tane seçim bürom var. Bunun ihtiyaçlarını ben karşıladım. Kimsenin parasına tenezzül etmedim, etmem de." dedi. ESHOT'a ait araba ve telefonların Ersu Hızır tarafından kullanılmasıyla ilgili olarak da Başkan Kocaoğlu, Hızır'ın araba ve telefonları görevi çerçesinde kullandığını ve bunun en doğal hakkı olduğunu belirtti.

'ÇETE REİSİ DEĞİLİM, BELEDİYE BAŞKANIYIM'

Savunmasının sonuç bölümünde İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin bir suç örgütü olmadığını söyleyen Kocaoğlu, "Ben çete reisi değilim, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı'yım. Yüzde 56 oy alarak, İzmir tarihinde en fazla oy alarak ikinci kez başkanlık koltuğuna oturdum. Genel sekreterim, çete reisi değildir. Bunun tüm İzmirliler, mahkeme heyeti ve Türkiye tarafından böyle bilinmesi talebimizdir. Bu iddianame, İBB'nin 25 milyonluk parayı, bir kuruşuna dokunmadan halkın yararına kullandığının belgesidir. Bu iddianameyi, yüce heyetin böyle değerlendirmesini düşünüyorum. Bu iddianame, bizim başarı ve iftihar sertifikamızdır. Eğer bir suç organizasyonu vasa bunu yüce mahkemenin çıkarmasını istiyoruz. Hem tutuklu arkadaşlarımızın özgür bırakılması hem de tüm arkadaşlarla birlikte şahsımın beraatini yüce mahkemenizden arz ediyorum." diyerek 44 sayfalık savunmasını tamamladı.

HAKİMDEN KOCAOĞLU'NA OTOPARK İHALESİ SORUSU

Mahkeme Başkanı Cahit Kargılı, diğer şirketlerle aynı şartlarla ihaleye gizen İZELMAN'la ilgili Kocaoğlu'na, Çankaya Katlı Otoparkı ihalesiyle ilgili nasıl bir strateji belirlendiğini sordu. Kocaoğlu, ihaleyi İZELMAN'a vermeyi düşündüklerini ancak Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nün itiraz etmesi sebebiyle ihaleye çıktıklarını anlattı. İddianamedeki, İZELMAN Genel Müdürü Hüseyin Kırmızı ile Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Pervin Şenel Genç arasında geçen teknik izleme kayıtlarını hatırlatan Hakim Kargılı, ihaleye çıkılmadan önce ihalenin bu şekilde yapılmak istenip istenmediğini sordu. Soru üzerine sanık avukatları araya giderek, "Talepleri kabul etmiyoruz." dedi. Bunun üzerine Kargılı, avukatları uyardı. Daha sonra hakimin sorusuna Kocaoğlu, "İlk baştaki anlaşmadan haberim yoktu. Biz otoparkları çalıştırmak zorundayız. Biz, 4 milyon 411 liraya ihaleye edildikten sonra fahiş fiyat nedeniyle iptal edilmesini konuşuyoruz. Düğün salonu gayrimeşru yapmayacaksa otopark işleterek bu ciroyu kimse yapamaz. Yasanın bana verdiği yetkiyle ihaleyi iptal ettim. Vakıflar İZELMAN'a vermezse biz de vermeyeceğimizi konuşuyorduk. Otoparkın İZELMAN eliyle değil, İBB eliyle işletilmesini konuşuyoruz." dedi.

'TELEFONLA DEĞİL, KAMERALAR KARŞISINDA GÖRÜŞMÜŞÜZ'

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna sekiz sene önce oturduğu zaman odasını ve belediyesi kontrol ettirdiğini, yapılan aramalarda dinleme cihazları bulunduğunu belirten Kocaoğlu, "Sakın dokunmayın, bunlar devlet malı dedim. Bizim gizlimiz saklımız yok diyerek cihazları kaldırtmadım. Pervin Şenel'in odasına, dinleme cihazları olduğunu bile bile gittim. Telefonla anlaşamadığımız için yüz yüze konuşmak istedim. Bu sayede dinlenmek yerine, görüşmemiz kameralı olarak görüntülenmiş, teşekkür etmeniz lazım. Dinlendiğimizi dünya âlem biliyor." dedi.

Daha sonra duruşmaya öğle arası verildi.

Haber Ara