Balbay'ın Muzaffer Tekin hakkındaki sözlerine takipsizlik kararı

İkinci Ergenekon davası tutuklu sanığı CHP milletvekili Mustafa Balbay hakkında, Ergenekon tutuklu sanığı Muzaffer Tekin'e 'Hakaret' ve 'İftira' suçlamasıyla yürütülen soruşturmada suç unsuru oluşmadığı gerekçesiyle takipsizlik kararı verildi.

Sanık Mustafa Balbay'ın, koğuş arkadaşı olarak yanına yerleştirilmek istenen Muzaffer Tekin ile aynı koğuşta kalmak istemediği ve cezaevi yönetimine Tekin hakkında sarf ettiği sözlerin suç unsuru taşıyıp taşımadığı soruşturmaya konu edilmişti. Soruşturmayı bizzat yürüten Silivri Cumhuriyet Başsavcısı Ali İşgören, Balbay'ın Tekin hakkında sar fettiği sözlerin hakaret ve iftira suçunun şartlarını oluşturmadığı gerekçesiyle soruşturmada takipsizlik kararı verdi.

28 Mart 2011 tarihinde 4 No'lu Cezaevi'nden bazı Ergenekon davası sanıkları 1 No'lu cezaevine sevk edilmişlerdi. Sanıklardan Mustafa Balbay, 17 Kasım 2011 tarihinde bu süreci yazılı basın açıklaması ile özetlemişti. Önce koğuşa tek kişi olarak konulduğunu ifade eden Balbay, 2 Mart 2011 tarihinde koğuş arkadaşı olarak yanına Ergenekon ana davası sanıklarından Doğu Perinçek'in yerleştirildiği bilgisini vermişti. Balbay'ın dilekçesinde aynı gece kısa bir zaman sonra Perinçek'in tekrar koğuşundan çıkarıldığı belirtilmişti.

Hemen ardından da Koğuşuna yine Ergenekon ana davası sanığı Muzaffer Tekin'in verildiğini ifade eden Balbay, yaptığı yazılı açıklamada konuyu şu şekilde özetlemişti; "Bir iki saat sonra Muzaffer Tekin'i benim koğuşma getirdiler. Ben de Muzaffer Tekin'in de duyacağı şekilde ve yanlış anlamamasını rica ederek ikinci müdüre 'Sayın Tekin ile hiçbir husumetim yok. Ancak kendisini tanımıyorum. Ben Cumhuriyet Gazetesi yazarıyım, iddianameye göre teröristim. Sayın Tekin de iddianameye göre Cumhuriyet gazetesinin bombalanmasında rolü olan kişi. Birbirimizi tanımıyoruz ve bizi aynı koğuşa koyacaksınız' dedim. O sırada Tekin de 'Ben daha büyük koğuş olduğunu sanıyordum. Bu durumda ben de burada kalmak istemiyorum' dedi. Aynı gün akşam saatlerinde mesai bittikten sonra saat 19.00 sıralarında 2 görevli koğuşa geldi, 'birlikte müdüre gideceğiz' dedi. Bana 'Bu durumda herkesle husumetinin olduğuna ilişkin bir dilekçe yaz' dediler. Ben de 'Benim kimseyle husumetim yok, hem tanımadığım kişilerle ilgili nasıl husumetim var' derim. Ben sadece söz verildiği gibi 4 No'lu cezaevi koşullarında kalmak istiyorum' karşılığını verdim. O yönde bir dilekçe yazıldı."