Merkez Bankası Başkanı Başçı: Cari açıkta kademeli düşüş bekliyoruz
Merkez Bankası (MB) Başkanı Erdem Başçı, bu ay önemli bir iyileşme bekledikleri cari açıkta kademeli bir düşüş ön gördüklerini söyledi.
Başçı, Adana Sanayi Odası, Ticaret Odası ve Dünya Gazetesi tarafından ortaklaşa düzenlenen "Para Politik
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-03-16 12:29:29
Başçı, Adana Sanayi Odası, Ticaret Odası ve Dünya Gazetesi tarafından ortaklaşa düzenlenen "Para Politikaları" konulu konferansta yaptığı konuşmada, amaçlarının sürekli gündemde olan cari açığı azaltıcı tedbirlerle kademeli olarak azaltmanın olduğunu kaydetti.
Bu konuda özellikle bu ay önemli bir iyileşme beklediklerini ifade eden Başçı, alınan tedbirlerle aşırı borçlanma eğilimini frenlendiğine ve finansman yapısının da düzeldiğine işaret ederek cari açıkta kademeli bir düşüş beklediklerini dile getirdi.
Dünyada bol ucuz ve yabancı para cinsinden borç niteliğinde imkanlar bulunduğuna işaret eden Başçı "Bu imkanlar Türkiye'de finansal etkenlerin sürüklediği cari açığa yol açtı. Finansman kalitesi o yüzden zayıfladı. Portföy ve kısa vadenin payı o yüzden arttı. Uzun vadeli doğrudan yatırımların payı azaldı. Biz buna karşı tedbirler aldık ve bu tedbirler sonuç verdi. Aşırı borçlanma eğilim bir miktar frenlendi. Finansman yapısı iyileşmeye başladı. Uzun vadeli yatırımların payı artmaya başladı." diye konuştu.
ARAP BAHARINDAN KORKANLAR PARALARINI TÜRKİYE'YE GETİRDİ
Merkez Bankası Başkanı Başçı, daha önce paralarını yurt dışında özellikle Lübnan'da bulunduran Türklerin Arap baharının ardından paralarını yurt içindeki şubelerde tutmaya başladığını aktardı.
Merkez Bankası olarak Türkiye'ye kaçan bu paraları tespit edip kayıt altına aldıklarını açıklayan Başçı, "Bu, Türklerin parası, yani yabancı para değil. Bu da ödemeler dengesinde bir soruna yol açıyor. Bunu takip ettik ve hesaplara yansıttık. Bu veriyi görüp revize ettiğimizde net hata noksan azalıyor. Bunları yakalamasaydık net hata noksan geçen yıl 20 milyar doların üzerinde olacaktı" diye konuştu.
Enflasyonun nisan ayından itibaren düşeceğini aktaran Başçı, enflasyonun geçici nedenlerden arttığını bunun nedeninin ise döviz kuru ve tütündeki verginin olduğunu ifade etti. Tütünde bu yıl yeni vergi olmayacağını ve önümüzdeki yıl hükümetin açıklayacağı cüzi bir miktar olabileceğini anlatan Başçı, "Dolayısıyla bu faktörlerin etkisi bu yıl ortadan kalkacak. Enflasyonda büyük ihtimalle Nisan ayında hissedilir düşüş olacak, Mayıs'ta tek haneyi görürüz. Mart ayında yatay bir gelişmeyle yıllık enflasyonun yüzde 10-11 bandında olmasını bekliyoruz." dedi.
GELECEĞE YÖNELİK BEKLENTİLER BİZDE DAHA İYİ
Merkez Bankası'nın yaptığı ankete göre, 2012'de büyüme beklentisine haziran ayında yüzde 4,8 olarak cevap verildiğini dikkat çeken Başçı, şubat ayı itibariyle oranın 3,5'e geldiğini hatırlattı. Geleceğe dönük beklentilerin Türkiye'de bir miktar daha iyi olduğunu aktaran Başçı, "Ocak ayına göre şubatta küçük bir yükseliş var. Bu açıdan Türkiye bu liste içinde tek. Dünya büyümesinde bir yavaşlama öngörülüyor. Burada dikkat çekici olan Euro bölgesi. 2012 yılı için büyüme 1,7 olarak beklenirken, Şubat ayında eksi 0,3 noktasına gelindi. Pek çok uluslararası kuruluş da Avrupa için büyüme oranlarını hafif eksi hafif sıfırın altına çektiler. Almanya'da pek çok gösterge iyi bile olsa orada bile büyüme beklentisi yüzde 2'den yüzde 0,6'ya düştü." açıklamasında bulundu.
BİZİM ENFLASYON HEDEFİMİZ VAR
Merkez Bankası olarak orta vadeli programda hükümetin yüzde 4'lük büyüme hedefini makul bulduklarına işaret eden Başçı, Merkez Bankasının bir büyüme hedefi olduğunu ima etmediğini kendilerinin enflasyon hedefi bulunduğunu belirtti. Merkez Bankasının temel önceliğinin fiyat istikrarı ve enflasyon olduğuna dikkat çeken Başçı, "Enflasyon hedefimiz yüzde 5 seviyesinde, bu bu noktaya odaklanmış durumdayız. Finansal istikrarla ilgili herhangi bir tedbir almak gerekirse bunları alıyoruz. Para politikasında gidilecek fazla bir yer kalmadı, gelişmiş ülkeler o yüzden de parasal genişlemeye gidiyorlar. Gelişmekte olan ülkelerde ise politika faiz oranlarında şu anda eğer gerekirse gidilebilecek mesafe var." diye konuştu.
KREDİLERDE AŞAĞI YÖNLÜ RİSK GÖRÜRSEK DESTEKLEYİCİ TEDBİR ALIRIZ
Krediler konusunda ise gidişattan son derece memnun olduklarını ileten MB Başkanı Başçı, "Krediler konusunda tedbirler başarılı oldu, aşağı yönlü risk görürsek destekleyici tedbirler alırız. TCMB olarak kredilerdeki gidişattan son derece memnunuz. Tahsili gecikmiş alacak oranı da düşük ve bir sorun görünmüyor" dedi.
Türkiye'deki problemin krediler canlansın problemi olmadığını anlatan Başçı konuşmasını şöyle sürdürdü: "Krediler çok hızlı artıyor, aşırı borçlanma eğilimi var biz bunu daha kontrollü seviyeye çekelim dedik. Yüzde 25'lik büyüme çok büyük ve iyi bir büyüme krediler için. Bugün için Çin bile bu büyümeyi yakalayamadı. Trend olarak yüzde 20 civarındayız. Son 20 aya baktığımızda ortalama 20 civarında. Yüzde 15'e doğru geleceğini tahmin ediyoruz."
İSTİHDAMDA REKOR KIRDIK
Türkiye'de çok güçlü bir istihdam artışı olduğunu vurgulayan Başçı şöyle devam etti: "2007-2010 ortalamasına bakıldığında yıllık yüzde 4'e yakın bir istihdam büyümesi var. Bu görülmüş bir şey değil. Bir rekor, hem Türkiye'nin kendi tarihi açsından hem de diğer ülkelerin karşılaştırdığımızda en yüksek. Sorunlu ülkelerde ise istihdam düşlüyor. İspanya, Amerika, İtalya, Japonya, Fransa, İngiltere gibi ülkelerde olduğu gibi. Bu yüzden Türkiye önemli bir performans gösterdi. Bunun içinde 2008-2009 kriz dönemi olmasına rağmen ciddi bir ortalama istihdam artışı görülüyor."
Bunda etkili olan üretim faktörlerinden birisinin sermaye birisinin de emek olduğuna işaret eden Başçı, "Sermayeye baktığımızda yatırımlarda çok hafif bir düşüş oldu. Hızlı toparlandık. Şuanda yatırımların yurt içi gayri safi milli hasılaya göre oranı tarihsel açıdan bakıldığında yüksek seviyede. O yüzden Lehman krizi sonrasında sermaye stoku hemen yerine konuldu. Hafif trendin altındayız ama iyi bir büyüme var sermaye stokunda. İkinci faktör emek. Özellikle kadınların iş gücüne katılım oranları önemli bir faktör. Oradaki iş gücündeki artış kriz döneminde gerçekleşti sonra çok fazla düşmedi. Türkiye'de emek kıtlığı diye bir şey yok. Gerek emek gerek sermaye gerekse verimlilik üretkenlik olsun her alanda üretim potansiyeli yükseliyor. O yüzden Türkiye yüksek büyüme oranlarını kaldırdı." ifadelerini kullandı.
Haber Ara