Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Mahşer günü Halepçe katliamı;İnsanlığın kara lekesi

16 Mart günü Halepçe adeta bir mahşer günüydü. İnsanlar şaşkın, çaresiz ve mazlumdu. Anneler yavrularını kurtarmak için korkunç bir mücadele verirken Baas’ın taşlaşmış kalpli askerleri uçaklarla onları bombardımana tabi tuttular.

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-03-15 14:06:33

Mahşer günü Halepçe katliamı;İnsanlığın kara lekesi

Haber merkezi / TİMETÜRK

Halepçe katliamı ile ilgili, Diyarbakır Memur - Sen Konfederasyonu, Bem Bir Sen il başkanı İbrahim Gökdemir  tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verdiler.

Dünya tarihine kara bir leke olarak geçen, Yirminci yüzyılda tüm insani değerlere karşı geliştirilen en korkunç vahşetinin bugün 24. yıldönümünü yaşıyoruz. 16 Mart 1988’de Irak’ın Halepçe kentinde savunmasız Müslüman Kürt halkına, Zalim, gaddar, acımasızlığı ile ün yapan Saddam’ın emriyle kimyasal hardal, siyanür gazlardan müteşekkil bombalar yağdırılmıştır. Bu katliam Hiroşima ve Nagazaki’den sonra insanlık adına vahşet içerikli en büyük insanlık suçudur.

Bu gün; tarihin unutulmaz sayfalarından biri olarak insanlığın yeni bir trajediye tanıklık ettiği bir gündür. Vahşete tanıklık edenlerin ifadesi ile “yanmış et kokusundan başımız döndü”, diye tarif ettiği katliamın ve soykırımın yıldönümüdür. Halepçe; henüz yeni doğmuş çocuğuna sarılı bir şekilde can veren baba ile çocuğunu bir fotoğraf karesinde buluşturan, hafızalara kazınmış tarihe despot zalimlerin kara bir lekesi olarak geçmiştir.

16 Mart günü Halepçe adeta bir mahşer günüydü. İnsanlar şaşkın, çaresiz ve mazlumdu. Anneler yavrularını kurtarmak için korkunç bir mücadele verirken Baas’ın taşlaşmış kalpli askerleri uçaklarla onları bombardımana tabi tuttular. Anneler kan içinde cansız bebelerinin üzerine düşüyordu. Kadın, erkek, çocuk, ihtiyar ve her şey yok olmuştu. Ve katliamda ilk anda 5000 Halepçeli Müslüman Kürt yaşamını yitirmiş ve yedi bine aşan insan yaralanmıştı. Bu saldırı sonrası büyük bir göç dalgası ve büyük bir insanlık dramı yaşanmıştı.

Bu katliamla batı dünyası sessizdi. Suskundu ve memnundu! Çünkü Müslümanlar ölüyor ve öldürülüyordu. Her ne kadar bu katliamın baş sorumlularından biri olarak görünen Saddam olsa da, bu kimyasal silahların ABD, Fransa, Almanya patentli olması hesabiyle, bu ülkeler de katliam ve soykırımın baş ortağıdırlar.

Halepçe'de yaşananlar, emperyalizmin dünya hegemonyasını tesisi için gerçekleştirdiği diğer katliamlardan farklı değildir. Hiroşima, Vietnam, Raunda, Kamboçya, Çeçenistan, Bosna, Afganistan, Filistin, Libya, Yemen ve Suriye gibi ülkelerde bir yüzyıla sığamayacak kadar çok ve kanlı olan katliamların gerçek sorumluları olan emperyalistler bugün de "insan hakları ve özgürlüklerin hamisi" kisvesiyle yeni katliamlara imza atıyorlar. Ya da yeni katliamların işlenişini susarak destekliyorlar.

“Mazlumun, zalimden hakkını alacağı gün, zalimin zulmünden daha şiddetli olacaktır”. Diyen Hz Ali’nin Sözü bir kes daha kanıtlamış oldu ki, İlahlık davasında bulunan Nemrud, Fir’avn, Ebu Lehep ve Ebu Cehil gibi, zelil ve hakir bir şekilde, cani barbar ve Baas Sosyalist Saddam Hüseyin de bütün dünyanın gözü önünde boynu kırılarak idam edildi. Tarih; her zaman Emperyalist güç ve hıyanet şebekelerinin güdümünde olan tüm kukla, zalim ve despot yönetim ve yöneticilerinin karşılaştığı hak mücadelesi karşısında nasıl savunmasız kaldıklarını, bu gün de, Bin Ali’leri, Namübarek’leri ve Esat’ların dayandıkları şeytanı güçler tarafından terk edilip kullanılmış peçete gibi tarihin çöplüğüne atıldıklarını bizlere göstermektedir.

İslam dünyasının yeni bir dönemin doğum sancıları yaşanırken, başlarındaki zalim, despot ve diktatörlere karşı mücadelelerini selamlıyor, Yüce Allahtan kendilerini müjdelediği ve takdir ettiği İlahi adalete dayalı yönetime ulaşmalarını temenni ediyoruz.
Bembirsen olarak; Mazlum halklara yönelik savaşlara, katliamlara, baskı ve zulümlere karşı olmaya devam edeceğiz. İslam ümmetinin yetimleri ve yüz akı olan Mazlum ve mustazaf Müslüman Kürt halkı; hakkın egemenliğine sarılıp hakkı üstün tutma prensibine uygun hareket ettikleri takdirde; egemen güçlerin korkulu rüyası olacağına inanıyoruz.

Vahşetin 24. Yıldönümünde Halepçe’li mazlum Müslümanları rahmetle anıyor, bütün zalimlerin, katilleri ve diktatörlerin sonu Saddam’ın sonu gibi olması dileğiyle, tüm İnsanlık adına zalimleri nefretle lanetliyoruz.

SON VİDEO HABER

Şam'daki saray yakıldı, eşyalar alındı

Haber Ara