Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

'Esad ikna edilmeli'

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye'deki şiddet olaylarında bugün itibariyle 9 bine yakın kişinin hayatını kaybettiğini ve kayıplarla birlikte bu rakamın 20 bine yaklaştığını belirterek, Suriye'de sistemin kozmetik bir şekilde yapılacak bir seçimle değişmesinin mümkün olmadığını, Beşşar Esad'ın yönetimi devretmeye ikna edilmesi gerektiğini söyledi.

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-03-15 10:52:09

'Esad ikna edilmeli'
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, TGRT Haber televizyonunda katıldığı programda gündeme ilişkin soruları cevaplandırdı.
Davutoğlu, Suriye'deki olaylar hakkındaki bir soru üzerine, Suriye'de Esad sonrası rejime Suriye halkının karar vereceğini belirtti. Beşşar Esad'ın kendi halkına güvenemediğini kaydeden Davutoğlu, Türkiye'nin Rusya'ya da İran'a da diğer ülkelere de Suriye halkına güvenmeleri gerektiğini söylediğini kaydetti. Bu ülkelerin Suriye'de seçimlerin Beşşar Esad denetiminde yapılmasını istediklerini aktaran Davutoğlu, "Geçen sene bu güven sarsılması olmadan olabilirdi. Ama şimdi olmaz. Referandum yapıldı, ne tesiri oldu? Olmaz. Halkın gönlündeki, zihnindeki şey, bir kristalin çatlaması gibi. Tekrar bir araya getirmek kolay olmuyor" dedi.

Davutoğlu, "Bugün itibariyle 9 bine yakın ölü var. Kayıplarla 20 bin civarında olduğu söyleniyor. 70 bine aşkın tutuklu var" diyerek, bu kişilerin yakınları ve akrabalarının gönlünde devlet meşruiyetinin kalamayacağını ifade etti.

Davutoğlu, şunları söyledi:

"Artık bu sistemin bir şekilde, kozmetik bir şekilde yapılacak bir seçimle sürdürülebilmesi mümkün değil. O zaman olacak olan şey, gelin bu mesajı doğru verelim. Beşşar Esad, yönetim, bu katliamı uygulayanlar yönetimi devretmeye ikna edilsinler. Yani güvenliği. Güvenlik ancak ve ancak tarafsız bir aktör tarafından üstlenilirse Suriye'de bir çözümün önü açılır. Tarafsızdan kasıt dışarıdan birisi değil ama halk nezdinde 'Bu insan benim üzerime yarın tankları tekrar sürmez' diyebileceği birisinin bu yetkiyi alması lazım."

Davutoğlu, Suriye'de muhalefetin silahlandırıldığı iddiası konusunda ise, "Buna inanmak mümkün değil" dedi. Bunların ispat edilebilmesi gerektiğini dile getiren Davutoğlu, "Eğer böyle bir destek olsa muhalefetin elindeki silahlar bu kadar iptidai olur mu?" dedi. Muhalefetin elinde sadece piyade tüfekleri benzeri bazı silahların olduğunu kaydeden Davutoğlu, 60 bin civarında askerin Suriye ordusunu silahlarıyla birlikte terk ettiği bilgileri olduğunu, bu sayının 15-20 bin kadarının direnişe katıldığı bilgilerinin geldiğini söyledi. Davutoğlu, silahların kaynağı konusunda, "Bunun için ayrıca bir kaynak aramaya gerek yok" diye konuştu.

Davutoğlu, Beşar Esad'ın halkıyla barış içindeyken Türkiye'nin iyi dostu olduğunu kaydederek, "Biz, halkıyla barışı sürsün ve geçiş süreci sağlıklı olsun diye onun Suriye'nin Gorbaçov'u olmasını istedik. O ise, Suriye'nin Miloseviç'i olmayı tercih etti" dedi.

Suriye'de kaybolan Türk gazeteciler

Davutoğlu, Suriye'de kaybolduğu belirtilen iki Türk gazeteci ile ilgili soru üzerine, konu ile ilgili yoğun bir faaliyet içinde olduklarını söyledi. Davutoğlu, kendilerinden bir süredir haber alınamayan Türk gazetecilerin nerede kayboldukları ile ilgili bilgilerinin olduğunu belirterek, "Biz Suriye nezdinde, yönetim nezdinde hemen girişimlerde bulunduk" dedi.

Bütün taraflarla yoğun bir diplomasi takip ettiklerini bildiren Davutoğlu, mahremiyet içinde yürütülen bir takım çalışmaların da bulunduğunu dile getirdi. Davutoğlu, "Vatandaşlarımızın yurt dışındaki güvenlikleri, selameti bizim için bir onur meselesidir. Sonuna kadar onların güvenlikleriyle, sağ salim ülkelerine dönmeleri yolundaki çabalarımızı sürdüreceğiz. Herhangi bir gelişme olduğunda kamuoyunu zaten bilgilendireceğiz" dedi.

Vatandaşlardan müsterih olmalarını isteyen ve konunun takip edildiğini kaydeden Davutoğlu, Suriye'nin çok riskli bir alan olduğunu, bütün vatandaşların çok dikkatli olmaları gerektiğini söyledi.

Davutoğlu, "Bir insani yardım kuruluşları, bir de gazeteciler bu tür şartlarda en fazla korunmaya mazhar olan bir gruptur. Kimsenin dokunmaması gerekir. Onların görevlerini rahat yapabilmeleri gerekir. Bu yönüyle de Suriye yönetiminin gerekli duyarlılığı göstermesi için gerekli girişimlerde bulunduk" diye konuştu.

"Sünni-Şii kutuplaşması bölgeye yapılabilecek en büyük kötülüktür"

Davutoğlu, Irak yönetimi ile ilişkiler konusundaki bir soru üzerine de Türkiye'nin Irak'a en zor şartlarda destek veren ülke olduğunu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 12 bakan ile birlikte Bağdat'ı ziyaret eden tek lider olduğunu hatırlattı. "Ne İran'dan ne Suriye'den ne Suudi Arabistan'dan ne ABD'den böyle bir ziyaret oldu" diyen Davutoğlu, "Biz şu mesajı vermek istedik. Siz burada terör altında bu ızdırabı çekerken, bilin ki biz de hissediyoruz ve sizinle kaderimizi birleştirmeye hazırız" dedi.

Davutoğlu, "Dolayısıyla bizim Irak'ta herhangi bir mezhebi, herhangi bir partiyi, herhangi bir kişiyi, herhangi bir etnik grubu karşımıza almamız söz konusu olmaz" ifadesini kullandı.

Türkiye'nin Irak'ta taraf olmasının söz konusu olmadığını vurgulayan Davutoğlu, "Irak'ın üzerinden veya Irak'ı da içine alacak şekilde bir Sünni-Şii karşılaşması, zıtlığı, kutuplaşması bu bölgeye, bu bölge insanlarına yapılabilecek en büyük kötülüktür. Onun için dikkat ediniz, birçok Sünni Arap ülkesi Irak ile ilişkilerini mesafeli tutarken, sayın Maliki'nin bazı tutumları dolayısıyla, birçok Iraklı Sünni de İran ile ilişkilerini mesafeli tutarken, biz Irak'ta herkesle ilişki kurduk. O bakımdan, şu anda yaşadığımız şey, yapısal bir problem ya da bir zihniyet problemi değildir" dedi.

Davutoğlu, şu anda yaşanan şeyin konjonktürel bir sıkıntı olduğunu, Türkiye'nin hiçbir zaman Irak'ın iç işleri müdahale anlamında bir tutumu olmadığının altını çizdi.

İlişkilerin rayına oturmasını ümit ettiğini dile getiren Davutoğlu, "Bu coğrafyada kimse kimseyi dışlayarak refahı, barışı, huzuru bulamaz" şeklinde konuştu.

"İsrail'in İran'a dönük askeri harekatı karşısında ilk duracak ülkelerden biri biz oluruz"

Davutoğlu, bir başka soru üzerine, Türkiye'nin İran ile yakın ilişkiler içinde olduğunu, iki ülke arasında çok sık temaslar yürütüldüğünü söyledi. Davutoğlu, "İran ile bizim aramıza fitne sokmak isteyen çevreler var. Aramızın açılmasını isteyen çevreler var. Ama Türkiye'nin İran ile ilişkilerinde bu çevrelerin bir rolü olamaz. Suriye konusunda tutumumuz bellidir. O konuda İran ile Suriye konusunda farklı düşüncelere sahibiz" dedi.

Davutoğlu, "Ama İsrail'in İran'a dönük herhangi bir askeri harekatı karşısında ilk duracak ülkelerden biri de biz oluruz. Bölgemizde böyle bir harekatı kabul etmeyiz. Onay vermemizi bırakın, böyle bir harekata olumsuz anlamda tepki de veririz" diye konuştu.

Wikileaks belgeleri

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Wikileaks tarafından açıklanan belgeler ve Stratfor yazışmalarında yer alan iddialar hakkındaki soru üzerine de geçmişte de çok şeylerin yazılıp çizildiğini söyledi. Davutoğlu, "birileri bir şeyleri sızdırdı diye, yarın başka şeyler de sızar diye" düşündüğü şeyi söylemekten çekinmeyeceğini belirtti.

Uluslararası toplantılarda herkesle konuştuğunu ve kimseyle arasına mesafe koymadığını belirten Davutoğlu, "Tarih, bu zayıf, cılız omuzlarımıza bir misyon yükledi. Tek başına bir kişinin, bir grubun, bir kesimin üstleneceği bir misyon değil bu. Bu, bu milletin omuzlarına bütünüyle yüklenmiş bir misyon. Eski tabirle, eğer bu farz-ı kifayeyi bizler taşıyorsak, bunu deruhte ediyorsak, biz olmadığımızda başkaları alır bu bayrağı götürür. Ama biz olduğumuz sürece, bu işin dokusunun, doğasının ne olacağına da biz karar veririz. Ne birilerinin sözlerinden çekinir, korkarız ne de birilerinin oluşturduğu vehimlerin zihnimize egemen olmasına izin veririz" şeklinde konuştu.

Kaynak: AA

SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara