"Diyanet İşleri Başkanlığı kalmalı ama yapısı değişmeli"
İslam Araştırmalar Merkezi (İSAM) Başkanı Prof. Dr. Mehmet Akif Aydın, mevcut Diyanet yapısının yeni anayasada da devam etmesinin zararı en az model olacağını düşündüğünü söyledi. Doğuş Üniversitesi'nden Prof. Dr. İştar Gözaydın ise Diyanet İşleri Ba
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-03-11 09:40:08
26. Abant Toplantısı, üçüncü gününde 'Yeni Anayasa'nın Çerçevesi' konusuyla Abant Palas Oteli'nde devam ediyor. 'İnanç Özgürlüğü, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Din Dersleri' oturumunu Prof. Dr. Mete Tunçay yönetiyor. Bu oturumda İSAM Başkanı Prof. Dr. Mehmet Akif Aydın, Doğuş Üniversitesi'nden Prof. Dr. İştar Gözaydın ve İzzet Baysal Üniversitesi'nden Doç. Dr. Ali Yaman konuşma yapıyor.
İSAM Başkanı Prof. Dr. Mehmet Akif Aydın, mevcut Diyanet modelin yeni anayasada da devam etmesinin zararı en az model olacağını düşündüğünü ifade etti. Diyanet'in devlet içinde yapılanması ve belli ölçülerde özerk olması gerektiğini belirten Aydın, din dersleri konusunda ise belli bir dini empoze etmenin mümkün olmadığını söyledi.
Din derslerinin, laiklik ve din-vicdan özgürlüğüne aykırı olmadığını savunan Aydın, din derslerini tamamen ortadan kaldırılması yerine bu derslerin nesnel, objektif olmasının sağlanması gerektiğini belirtti. Din derslerine yönelik eleştirilerin dikkate alınması gerektiğini dile getiren Aydın, kaldırılmasının doğru olmayacağını vurguladı.
Misyonerlik konusuna da değinen Aydın, insanların dini tanımayarak dinsiz yapıldığını ileri sürdü. Din dersinde farklı din eğitimi konması gerektiğini anlatan Aydın, bölgenin yapısına göre bu eğitimlerin verilebileceğini ifade etti.
Doğuş Üniversitesi'nden Prof. Dr. İştar Gözaydın, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın olabileceğini; ancak yeniden düzenlenmesi, farklı inanç gruplarının da düşüncelerinin alınması gerektiğini söyledi. Nüfus cüzdanlarında din hanesinin bulunmamasını isteyen Gözaydın, yeni anayasada bunu kaldıran bir maddenin yer alabileceğini kaydetti.
İzzet Baysal Üniversitesi'nden Doç. Dr. Ali Yaman, Diyanet'in, Alevi sorununu içine almadan, anlamadan bir yere varamayacağını ileri sürdü. Bu sorunun mahkemelerle mi çözüleceğini soran Yaman, sistemin yanlış bir şekilde kurulduğunu, meşruiyeti sorunlu bir kurum olduğunu iddia etti.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yeni anayasada mutlaka neşter vurulması gereken bir kurum olduğunu dile getiren Yaman, Alevi çalıştayının niye hüsranla bittiğine bir anlam veremediğini belirtti. Hükümetin çeşitli konularda statükocu bir noktaya geldiğini iddia eden Yaman, bu konulardan birinin de Diyanet İşleri Başkanlığı olduğunu söyledi.
Hükümetin tek parti dönemine göre kendisini değerlendirmesinin yanlış olduğunu vurgulayan Ali Yaman, cemevlerinin ne yapılacağını sordu. "Cemevlerini tanımayacağım deniyor. Tanısan ne olur tanımasan ne olur? Tanıyacaksın, eninde sonunda tanıyacaksın. Düzgün bir şekilde tanısan ne olur? Maalesef bu yapılmıyor. Aleviler camiye gelmiyor; gelmeyecek, ne yapacaksın?" diyen Yaman, olgun bir toplumda hala bunların çözülmemiş olmasını anlayamadığını ifade etti.
"Asker de, sivil bürokrasi de Diyanetçidir. Bu konuda hiçbir şüphe yoktur." diyen Yaman, inanç özgürlüğü bakımından hazin bir tablo olduğunu kaydetti. Yaman, Diyanet'in kaldırılmasının Kars'taki ucube heykeli kaldırmaya benzemediğini ileri sürdü.
Doç. Dr. Ali Yaman, meselenin özünün para meselesi olduğunu ileri sürdü, din derslerinin imam-hatip veya ilahiyata gidenlere iş bulup bulmaması meselesi olduğunu iddia etti. İşin özünün anlaşılması gerektiğini belirten Yaman, insan hakları çerçevesinde çözülmesi gereken bir sorun olduğunu ifade etti.
Bakanlıkta Din Dersi Komisyon üyesi olduğunu hatırlatan Yaman, Alevi olarak baktığında kitaplarda kendisine uyan bir şeyin bulunmadığını söyledi.
Konuşmaların ardından müzakere bölümüne geçildi.
Haber Ara