Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Türkiye'de 60 bin böbrek hastası diyalizle yaşıyor

Türkiye'de 60 bin böbrek hastasının, diyaliz veya böbrek nakli tedavileriyle yaşamını sürdürdüğü bildirildi. Sağlık bütçesinin yaklaşık 20'de 1'inin, bu hastaların tedavi masraflarına ayrıldığı kaydedildi. Kayseri İl Sağlık Müdürü Dr. Ahmet Öksüzkaya

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-03-08 09:13:56

Türkiye'de 60 bin böbrek hastası diyalizle yaşıyor
Türkiye'de 60 bin böbrek hastasının, diyaliz veya böbrek nakli tedavileriyle yaşamını sürdürdüğü bildirildi. Sağlık bütçesinin yaklaşık 20'de 1'inin, bu hastaların tedavi masraflarına ayrıldığı kaydedildi. Kayseri İl Sağlık Müdürü Dr. Ahmet Öksüzkaya, böbreklerin karın boşluğunun üst arka kısmında, omurganın her iki tarafına yerleşik, fasulyeye benzer organlar olduğunu anlattı. Her biri yaklaşık 10-12 santimetre uzunluğundaki böbreklerin 150 gr. ağırlığında olduğunu belirten Öksüzkaya, en önemli görevlerinin de vücuttan atık maddelerin atılmasını olduğunu söyledi. Dr. Öksüzkaya, "Böbrek fonksiyonlarının ilerleyici ve geri dönüşsüz bozulması sonucu börek yetmezliği gelişebilir. Kronik böbrek yetmezliğinde böbrekler görevlerini yerine getiremeyince kanda üre ve kreatinin gibi maddeler yükselir. Kandaki elektrolitlerin dengesi bozulur, özellikle potasyum çok yükselir. Bu aşamada diyaliz veya böbrek nakli gerekir. Kronik böbrek yetmezliği, bazı hastalarda çok yavaş, bazı hastalarda çok hızlı ilerler." dedi.

İl Sağlık Müdürü Öksüzkaya, kronik böbrek yetmezliğinin sebeplerini ise şöyle sıraladı: "Glomerulonefrit (böbrek iltihapları), doğumsal bazı böbrek hastalıkları, enfeksiyonlar, toksik maddeler, diyabete bağlı gelişen böbrek bozuklukları (diyabetik nefropati), idrar yollarındaki tıkanmalar ve hipertansiyon (yüksek tansiyon)." Kronik böbrek hastalığının, bilhassa ileri evrelerde adeta saçın telinden tırnağın ucuna kadar vücudun bütün sistemlerini etkilediğini belirten Öksüzkaya, çok çeşitli belirti ve bulgulara yol açtığını ifade etti. Bunlar arasında yeni başlayan hipertansiyon, idrarda güçlük veya yanma, kanlı idrar, idrarda köpürme, geceleri sık idrara çıkma, göz etrafında veya bacaklarda şişlik, susama hissinde artma, halsizlik, güçsüzlük, çabuk yorulma, iştahsızlık, solukluk, cilt renginde değişiklik, uyku bozuklukları, kaşıntı, bulantı ve kusma, ayaklarda his bozuklukları ve nefes darlığını saydı. Dr. Ahmet Öksüzkaya, hastalıkla ilgili şu bilgileri verdi: "Kronik böbrek yetmezliğinin sinsi seyreden bir hastalık olduğunu ve bu belirtilerin çoğunun ileri evrelerinde ortaya çıktığını unutmamak gerekir. Bu nedenle risk faktörlerine sahipsek, belirtilerin ortaya çıkmasını beklemeden doktora başvurmalıyız. Kontrol için belirtilerin ortaya çıkmasını beklersek geç kalmış olabiliriz."

TÜRKİYE'DE KRONİK BÖBREK YETMEZLİĞİ GÖRÜLME ORANI YÜZDE 15,7

Kayseri İl Sağlık Müdürü Öksüzkaya, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "2010 yılında Türkiye'de yürütülen prevelans çalışmasında, kronik böbrek hastalığı görülme oranı yüzde 15,7 olarak bulunmuştur. Bu rapora göre ilimizde 188 bin 400 kişide böbrek yetmezliği görülmesi muhtemel bir durumdur. İlimizde, sekiz merkezde 296 adet diyaliz cihazıyla hastalara hizmet edilmektedir. Toplamda bin 588 kişi hemodiyaliz tedavisi görmekteyken 2 bin 18 hasta, evinde periton (karından) diyaliz uygulamaktadır. Kronik böbrek yetmezliği tedavisinde en etkili yöntem organ naklidir. Kayseri'de 2011 yılında bekleme listesindeki hastalarımıza yakınları aracılığıyla canlı vericili sekiz, kadavradan beş nakil yapılmıştır. Bu gün itibarıyla ilimizde böbrek bekleme listesine kayıtlı hasta sayısı 517'tir."

'TUZ AZALTILMALI VE AĞRI KESİCİ İLAÇLARDAN KAÇINILMALI'

Dr. Ahmet Öksüzkaya, sağlıklı yaşam tarzı değişikliklerini benimseme ve uygulamanın, kronik böbrek hastalığından büyük oranda korunmayı sağladığını söyledi. Sağlıklı bir yaşam için yapılması gerekenleri de şöyle sıraladı: "Düzenli egzersiz yapmalı, sağlıklı beslenmeli ve ideal kilomuzu korumalıız. Tuzu azaltmalı, yeterli sıvı almalı, sigaradan, aşırı alkol tüketiminden ve ağrı kesici ilaçlardan kaçınmalıyız. Kan basıncımızı ve 40 yaşından sonra da kan şekerimizi düzenli olarak ölçtürmeliyiz. Eğer şeker hastalığımız, tansiyon yüksekliğimiz, kalp damar hastalığımız veya ailemizde böbrek hastası olan kişiler varsa, kilomuz fazla veya yaşımız 60'tan büyükse böbreklerimizi yılda en az bir kere kontrol ettirmeliyiz."
SON VİDEO HABER

Suriye'deki dehşeti anlattı: İşkenceden derimiz yüzülüyordu

Haber Ara