DHKP/C'li müvekkilini Erhan Tuncel örneğiyle savundu

Kadıköy'de bir iş yerinin girişine bırakılan bombaya ilişkin davada sanık avukatı, Dink cinayeti davası sanığı Erhan Tuncel'in de Mc Donalds'a bomba koyduğunu belirterek, "Tuncel bomba koyunca örgüt olmuyor da, bu bomba neden örgüt işi olarak görünüyor?" şeklinde savunma yaptı.

Kadıköy'de Mc Donalds girişine bomba bırakılması olayıyla ilgili davaya devam edildi. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar Tekin Tangün ve Aysun Akdağ getirildi.

Duruşmada savunma yapan sanık avukatı Ebru Timtik, "Bir yerde bomba patladığında polis ilk olarak çevredeki güvenlik kameralarını inceler. Ancak bu bombalamada sanki polis olayı çözmemek için uğraşmış. Bombanın, bir örgüt işi olduğu sonucuna nasıl ulaşılmış?" dedi.

Bombanın bir örgütle bağlantısı olmama ihtimali üzerinde durulması gerektiğini belirten Avukat Timtik, "Hrant Dink cinayeti davasında yargılanan Erhan Tuncel de Mc Donalds'a konulan bombadan ceza aldı ama o ne PKK'lı ne de DHKP/C'li. Erhan Tuncel, Mc Donalds'a bomba koyduğunda örgüt olmuyor da, bu bomba neden örgüt işi olarak görünüyor. Her bombalama illa ki bir örgütün işi mi?" diye konuştu. Müvekkillerinin bu eylemle suçlanmasına neden olacak delil olmadığını ileri süren Timtik, 4 yılı aşkın süredir tutuklu olan müvekkillerinin, toplanacak delil kalmadığı gerekçesiyle tahliyesine karar verilmesini istedi.

Mahkeme ise sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.

İstanbul Cumhuriyet savcısı Hikmet Usta tarafından hazırlanan iddianamede, 4 Nisan 2008 tarihinde Kazasker'de faaliyet gösteren Mc Donalds'ın önüne bırakılan pakette boru tipi ve uzaktan patlatılması için cep telefonu düzenekli bomba bulunduğu belirtilmişti. Bombanın bulunmasının ardından İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin başlattığı çalışmalarda DHKP/C terör örgütü ile bağlantılı oldukları ve bomba bırakılması olayına karıştıkları iddiasıyla Aysun Akdağ ve Tekin Tangün'ün yakalandığı iddianamede yer almıştı. İddianamede soruşturma kapsamında tutuklanan Akdağ ve Tangün'ün "Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması istenmişti. Şüphelilerin ayrıca "Terör örgütü üyesi olmak, genel güvenliği kasten tehlikeye sokmak ve patlayıcı madde bulundurmak" suçlarından 11 yıldan 26 yıla kadar da hapisle cezalandırılmaları talep edilmişti.