Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Bakan Dinçer: CHP'nin araştırması metadolojik olarak değer ifade etmiyor

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, CHP'nin araştırma diye kamuoyuna sunduğu şeyi metadolojik olarak ele aldıklarında hiçbir değer ifade etmeyeceğini görebileceklerini söyledi.

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, kız çocuklarının okullaşma oranla

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-03-08 12:51:32

Bakan Dinçer: CHP'nin araştırması metadolojik olarak değer ifade etmiyor
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, CHP'nin araştırma diye kamuoyuna sunduğu şeyi metadolojik olarak ele aldıklarında hiçbir değer ifade etmeyeceğini görebileceklerini söyledi.

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, kız çocuklarının okullaşma oranlarının artırılması ile ilgili proje tanıtım toplantısı sonrasında gazetecilerin 12 yıllık zorunlu eğitim ile ilgili sorularını cevapladı. Dinçer, "CHP'nin araştırma diye kamuoyuna sunduğu şeyi metadolojik olarak ele aldığınızda hiçbir değer ifade etmeyeceğini görebilirsiniz." dedi. Polemik yapmak istemediğini söyleyen Dinçer, "Ancak CHP, kısa bir süre önce kurultay yaptı ve tüzüğünü değiştirdi. Değil genel kamuoyuna sadece kendi üyelerine bu tüzük değişikliği konusunda bilginiz var mı, tüzük de ne değişti diye sorsaydı zannediyorum aynı oranlarda cevap alırdı. Çünkü soru sorma yöntemi itibariyle ve soruların şekli itibariyle bakıldığında metadolojik olarak içinde bulunduğumuz durumu aydınlatmaya yarayacak sonuçlar içermiyor. Bunu net açıkça söyleyebiliriz. Herkese, 'Zorunlu eğitimin dört yıla çekilmesini uygun buluyor musunuz?' diye sorarsanız, orada yüzde 100 oranında uygun bulmuyoruz cevabı çıktığında bunun arkasından toplum adına yorum yapamazsınız. Çünkü, kamuoyuna yanlış bilgi vermiş olursunuz, yanlış bilgi üzerine insanların tepkilerini değerlendirmiş olursunuz." diye konuştu.

Türkiye'de zorunlu eğitimin 4 yıla çekilmediğini belirten Dinçer, aksine 12 yıla çıkartıldığını kaydetti. Dinçer, "Türkiye'de zorunlu eğitim 12 yıla çıkarıldığı için, 12 yıl boyunca kesintisiz bir eğitim sistemi çok katı sonuçlar doğuracağı endişesi ile kademeli hale getiriliyor. 4+4+4 demek Türkiye'de eğitim sisteminin 12 yıla zorunlu olarak çıkartılması, 12 yıl boyunca çağ nüfusundaki tüm çocuklarımızın öğrenimine devam etmek zorunda kalmaları, ama buna karşın da 12 yıllık kesintisiz katı bir sistem yerine, 4+4+4 şeklinde daha esnek, ilgiye, tercihe, gelişim şartlarına uygun olarak programın yeniden tanzim edileceği anlamına gelir." değerlendirmesinde bulundu.

"YANLIŞ BİLGİLER ÜZERİNDEN KAMUOYU MEŞGUL EDİLMEMELİ"

Bakan Dinçer, kamuoyuna verilen yanlış bilgiler üzerinden bir tartışma yapıldığını söyledi. Bu meselenin imam hatip okullarını açmak üzere yapıldığına dair tartışmalar ve ideoloijik bir zemin üzerinde görüşmeler yapmak yerine, dünyanın hangi ülkesinde 12 yıl boyunca kesintisiz bir eğitim olduğunun açıklanmasını isteyen Dinçer, şöyle devam etti: "Biz onun üzerine kararlarımızı gözden geçirelim. 12 yıldan vazgeçtik, dünyanın hangi ülkesinde 8 yıllık kesintisiz bir eğitim var, onu göstersinler; biz yine bugünkü tartışmaların anlamı üzerine bir değerlendirme yapalım. Bugün 205 ülke içerisinde 12 yıl kesintisiz eğitim olan bir tek ülke gösterebileceklerini zannetmiyorum. O zaman meseleyi tartışma zeminini rasyonel bir alana taşımak, Türk eğitim sistemi ve çocuklarımızın geleceğini değerlendirmek varken, bunu yanlış bilgilerle kesintisiz eğitimin kaldırılmasına itiraz edemediği için çocukların eğitim yaşı üzerinden, kız çocuklarımızın okullaşması üzerinden veya mesleki eğitimin 10 yaşına çekildiği gibi yanlış bilgiler üzerinden kamuoyunu meşgul etmenin çok doğru olmadığı kanaatindeyim."

Söz konusu kanun metninin belli başlı bazı düzenlemeler getirdiğini dile getiren Dinçer, "Bu metin zorunlu eğitimi 12 yıla çıkartıyor. Eğitimi kademeli hale getiriyor ve esnekleştiriyor. Türkiye'nin demokratikleşmesi, dünyadaki gelişme ve değişmelere paralel olarak yapmak zorunda olduğumuz bir uygulama zaten. Eğitimi bir yaş öne alıyor. Yani 6 yaşı doldurup 7 yaşından gün alan çocuklarımız için değil, 5 yaşını doldurup, 6 yaşından gün alan çocuklarımız için zorunlu eğitimi başlama yaşı olarak belirliyor. Bunun dışında başka bir düzenleme yapmıyor." şeklinde konuştu.

OKULA BAŞLAMA YAŞI ERKENE ALINIRSA, MÜFREDATI DA YENİDEN TANZİM EDECEĞİZ

Okula başlama yaşının bir yıl erkene alınması halinde, müfredatın da çocukların pedagojik özelliklerine göre yeniden tanzim edileceğini aktaran Dinçer, "Ama daha da önemlisi okul öncesi eğitim ile ilgili herhangi bir taviz vermedik, vermeyeceğiz de. Okul öncesi eğitim yine devam edecek." dedi. Şu anda okul öncesi eğitim için 3 ile 5 yaş grubundaki çocuklarda her yıl okullaşma oranlarının arttığına dikkat çeken Dinçer, sözlerine şöyle devam etti: "Beş yaş grubunda okul öncesi eğitimde zaten 2013 yılı sonunda yüzde 100'e ulaşmak için çaba sarf ediyorduk. Mevcut uygulama stratejilerimizin hiçbirinde değişiklik olmadı. 'Sadece kesintisiz eğitime itiraz ediyoruz' diyerek eğitim sisteminin tamamının değişiyor olduğu üzerinden bir tartışmayı yürütmek bence haksızlık."

        Dinçer, okul öncesi eğitim şu anda hangi stratejiler üzerinden yürütülüyorsa, aynı stratejiler üzerinden yürütülmeye devam edileceğini vurguladı. Tüm toplumun eğitim seviyesinin yükselmesi için zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılacağını aktaran Dinçer, "Ancak 12 yıllık katı bir sistem yerine dünyadaki değişime ve gelişmelere uygun şekilde daha esnek bir model için çalışma yapıyoruz." ifadesini kullandı.

UZLAŞMA ÇAĞRISI, KELİME OLARAK UZLAŞMADAN ÖTEYE GİTMEDİ

CHP'nin uzlaşma çağrısı ile ilgili bir soru üzerine Dinçer, şöyle konuştu: "Uzlaşma çağrısı AK Parti'ye yönelik bir çağrı. Ona benim buradan cevap vermem doğru olmayabilir, ama Milli Eğitim Bakanı olarak bu uzlaşma çağrısı ile ilgili şunu söyleyebilirim: Eğitim kesintisiz 12 yıl olması mümkün olmayacağına göre, onlar eğitimin kesintili hale getirilmesi konusunda ne düşünüyorlar, kamuoyu ile paylaşsınlar. Bu zamana kadar uzlaşma önerisi sadece kelime olarak 'uzlaşalım'dan öteye gitmedi. Eğer CHP'nin uzattığı el, Meclis'teki eğitim komisyonundaki CHP üyeleri olarak da değerlendirilebilirse, benim oradan gördüğüm şey bunun kanun teklifinin geri çekilmesi dışında herhangi bir teklif içermediği. 12 saatlik konuşmadan veya bu konuyla ilgili uzun görüşmelerden bahsediyorsunuz. 12 saat konuştu, ama ne konuştuğunu siz inceleyin, ben bu konuda bir değerlendirme yapmayayım. O gün Meclis'te ellerine geçirdikleri tüm malzemelerin fotokopilerini alıp, eğitimle ilgili olsun veya olmasın, kendi içinde tutarlı olsun veya olmasın Türk eğitim sistemi üzerine herhangi bir değerlendirmeyi yapıyor olsun ya da olmasın okuyor olmak, konuya katkı sağlamak anlamına gelir mi?"

Bu konuların ideolojik tartışmalara kaydırılmasından son derece üzgün olduğunu belirten Dinçer, "Bunu daha rasyonel zeminde, dünya nasıl yapıyorsa öyle yapma konusunda çaba ve gayret sarf etmenin doğru olacağı kanaatindeyim." dedi. CHP'den bugüne kadar herhangi bir somut öneri gelmediğini dile getiren Dinçer, "Sadece uzlaşma deniliyor. Uzlaşmadan da kastedilen kanun teklifinin geri çekilmesi." şeklinde konuştu.

"AB ÜLKELERİNDE 72 AY ÜST SINIR"

Eğitim yaşı ile ilgili başka bir soru üzerine Dinçer, şunları söyledi: "Eğer eğitim yaşı bir yıl öne alınırsa, ilköğretim birinci kademedeki eğitim müfredatımızı çocuklarımızın pedagojisine uygun hale getiririz. O konuda herhangi bir sorun çıkmaz. Dünyanın nasıl uyguladığına lütfen bakın. Türkiye'de bu tip tartışmaları herkes bulunduğu cepheden ve ideolojik olarak değerlendiriyor. AB ülkelerinde 72 ay bir üst sınırdır. Biz de bunu o hale getiriyoruz. Bizim yaptığımız şey, dünya ülkeleri neyi yapıyorsa onu yapmaktır."

BİR KAÇ YILDA UYUM SAĞLAYACAĞIMIZI DÜŞÜNÜYORUM

'Teklifin yasalaşması halinde bina-öğretmen gibi ihtiyaçlar olacak. Bunları ne kadar sürede tamamlayabilirsiniz?7 şeklindeki bir soru üzerine Dinçer, "Bu ihtiyaçlar özellikle okul öncesi eğitim ve ilköğretim için çok fazla olmayacak. Zaten bizim hazırlıklarımız yüzde 100 okullaşma oranı ile ilgili hazırlıklar olduğu için temel uygulama stratejilerimizi değiştirmemiz gerekmeyecek. Okul öncesi eğitim için belki yüzde 70'den yüzde 100'e çıkarken bazı ihtiyaçlarımız olacak, ama mesela biz 2012 yılında okul öncesi eğitim için kaynaklarımızın önemli bir kısmını yatırım olarak ayırmıştık. Ortaöğretim için buna ihtiyaç olacak. Ortaöğretimde de biliyorsunuz, bir başka esneklik getiriliyor. Çocukların gerekiyorsa açıköğretimden devam etmelerini sağlayan düzenlemeleri yapma imkanı da Bakanlar Kurulu'na veriliyor. Dolayısı ile ben önümüzdeki birkaç yıllık süre içinde uyum sağlayacağımızı düşünüyorum." dedi. Bakanlar Kurulu'nun uygulamanın başlatılması ile ilgili yetkisinin de olacağını kaydeden Dinçer, "Biz uygulamada çok büyük aksaklık olmadan süreci başlatmak için elimizden geleni yaparız." ifadesini kullandı.
SON VİDEO HABER

İstanbul2da 4 katlı otelde yangın

Haber Ara