Erdoğan'dan demokratik açılım mesajı: Bedeli ne olursa olsun sürecek

Başbakan Recep Tayip Erdoğan, terörü minimize edecek, demokratik açılımın devam edeceğini söyledi. Erdoğan, "Bedeli ne olursa olsun bu meseleyi çözecek, son nefesimize kadar bu uğurda çalışmaya devam edeceğiz. Bu mesele her şeyden önce insani bir meseledir." dedi.

        AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuşan Başbakan Erdoğan, terörle mücadele, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi, Kürt sorunu konularında önemli açıklamalarda bulundu. Terör meselesini çözmek için uzun süredir büyük kararlılıkla gayret gösterdiklerini söyleyen Erdoğan, AK Parti'nin Kürt meselesiyle ilgili terör sorununa bakışının en başından beri belli olduğunu, parti programında Güneydoğu, Doğu, Kürt sorunu adına ne denirse densin geniş bir yer verildiğini hatırlattı. Demokratik açılımın 2005 yılında Diyarbakır'da yaptığı konuşmayla ivme kazandığını söyleyen Erdoğan, sorunun çözümüne yönelik etraflıca adımlar atıldığını aktardı.

        MİLLİ BİRLİK KARDEŞLİK PROJESİ MİLLETTEN İKİ KEZ ONAY ALDI

        2010 yılında Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi adı altında yeni ve kararlı süreç başlattıklarını dile getiren Erdoğan, sürecin milletten iki kez üst üste onay aldığını, bunların 12 Eylül 2010 halk oylaması ve 12 Haziran 2011 genel seçimler olduğunu belirtti. Milletin sürece sahip çıktığını sandık yoluyla ispat ettiğini dile getiren Erdoğan, "Bu işin onayını ana muhalefet ya da muhalefetten alacak değiliz, milletten alacağız, millet bunun onayını verdi. Biz, bize verilen desteği heba etmek niyetinde değiliz. Biz, bize yönelik güveni inancı boşa çıkarmak niyetinde asla değiliz. Milletimize hayal kırıklığı yaşatmaktan bugüne kadar kaçındık. Bundan sonra da kaçınacağız."

        BU SORUN İLA NİHAYE DEVAM ETMEYECEK

        Kürt meselesi veya terör meselesi denilen olgunun göründüğünden çok büyük ve iç içe geçmiş sorunlar meselesi olduğuna dikkat çeken Erdoğan, "İla nihaye devam edecek midir? Bunu paylaşmıyorum. Önemli mesafe aldık. Eli silahlı terörle mücadele de değildir bu; bunun siyasi, diplomatik ekonomik boyutu var. Bunun sosyolojik, psikolojik, kültürel boyutu var. Bir de bu meselenin istismar, çıkar, karmaşık, ekonomik ve uluslar arası siyasi boyutu var. Yaklaşık 30 yıldır devam eden terör birilerinin işine geldiği için desteklenmiş, büyütülmüş, korunmuş ve kollanmıştır. İnsan kaçakçılığı, esrar eroin kaçakçılığı var. Burada silah kaçakçılığı mı istersin, var. Sadece yurt dışında değil, yurt içinde de siyaseti dizayn etmek için terör bir araç, bir malzeme, taşeron olarak kullanılmıştır. Karşımızda sadece eli silahlı terör örgütü yok. Karşımızda taşeronluk yapan bir örgüt var. Karşımızda uyuşturucu ticaretini yöneten, uluslar arası güçler tarafından taşeron olarak kullanılan örgüt var. Ülke içindeki karanlık odaklara taşeronluk yapan bir örgüt var. Türkiye üzerine emelleri olanların, adeta kiraladıkları, ihale verdikleri, büyütüp besledikleri örgüt var. Bunların bir kısım liderlerinin Amerika'daki hesaplarına bankalarda el konuldu." ifadelerini kullandı.

"SADECE DAĞDAKİ İLE DEĞİL, ARKASINDAKİ KİRLİ ELLERLE DE MÜCADELE EDİYORUZ"

        "Biz sadece dağdaki teröristle değil onun arkasındaki kirli ellerle de, onun iplerini tutan kirli odaklarla da mücadele ediyoruz." diyen Erdoğan, Türkiye'de herkesin bu terörün bitmesini istediğini; silah tüccarları, uyuşturucu kartelleri ve Türkiye'de istikrar, güvenlik, refah istemeyenlerin ise bu meselenin çözülmesini asla istemediğini vurguladı. Öldürülen teröristlerin ve şehitlerin kanını siyasi istismar olarak kullananların da bu meselenin çözümünü istemediklerine dikkat çeken Erdoğan, sırf AK Parti'nin bu meseleyi çözerek puan kazanacak kaygısıyla kendi şahsi hırsları uğruna meselinin çözümünü istemeyenlerin de bulunduğunu kaydetti.

        "MHP-CHP-BDP BU KONUDA BİZE DESTEK VERMİYOR"

        MHP'nin bu süreçte hükümete destek vermediğini dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu: "Ya siz şehit cenazelerinden rahatsız değil misiniz? Ay yıldızlı bayrağa sarılmış şehit tabutlarının gelmesinden rahatsız değil misiniz? Bu meselede destek vermeyeceksiniz de hangi konuda destek vereceksiniz? CHP, bu meselenin çözümü için attığımız adımların her zaman karşısında oldu. Aynı şekilde BDP, beslendiği bataklık kurutulacağı için bu meselenin karşısında oldu. Çözüm süreçlerini sabote edecek yaklaşımların yanında oldu. Bu 12 Eylül 2010'da bir araya geldiler. Türk bayrağı olmaksızın CHP mitingine BDP destek verdi. Meselenin çözülmemesi, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'nin başarıya ulaşmaması için 3 koldan AK Parti'ye saldırıya geçtiler, birbirleriyle ittifak yaptılar. Bunların hiçbiri bizim için mazeret olamaz. Biz çözüme MHP, CHP, BDP ile değil aziz milletimizle birlikte gidiyoruz. Gücümüzü milletten alıyoruz. Bedeli ne olursa olsun bu meseleyi çözecek, son nefesimize kadar bu uğurda çalışmaya devam edeceğiz. Bu mesele her şeyden önce insani bir meseledir. Her türlü çıkarın, her türlü planın üzerinde, bir kardeşlik meselesidir. 1071'den bu yana, yaklaşık bin yıldır birçok badireyi birlikte atlattık. Dayanışmayla, kenetlenmeyle kardeşlik hukukunu yücelttik. Kim hangi hesabı yaparsa yapsın bu kardeşliğimizi zedeleyemez. Bizim kardeşliğimiz kavmiyet, ırkçılık kardeşliği değil, yaradılıştan gelen inanç birliğimiz, inanç kardeşliğimiz var. Kim hangi çıkarın peşinde koşarsa koşsun bizim dayanışmamızı bozamaz. Biz yaradılanı Yaradan'dan ötürü sevdik. Gözünü çıkar hırsı, siyasi hırs, kalbini gönlünü karartmadıysa insan zihninden önce vicdanıyla düşünür."

        KÜRT KÖKENLİ ANNELERE SESLENDİ: EL ELE VERİP BU OYUNU BOZACAĞIZ

        Ardından sorunun çözümü için Kürt kökenli vatandaşlara, Kürt kökenli annelere seslenen Erdoğan, şunları söyledi: "Lütfen samimiyetimizi, gayretlerimizi görün. Birileri sizin çocuklarınızın kanı, sizin gözyaşınız üzerinden rant devşiriyor. Bunu lütfen görün. Terör örgütünde çocukların nasıl istismar edildiğini görün. Biz sizin 12-13 yaşındaki çocuklarınızın 150 metre derinlikteki mağaralarda nasıl yetiştirildiğini biliyoruz. Anne olarak buna razı mısınız? Öyleyse el ele vereceğiz, bu oyunu bozacağız. Terör nasıl sizin çocuklarınızın kanıyla besleniyorsa siyasetçiler de acınızı istismar ediyor. Bunu görün. Şunu sorun kendinize ya. 'Biz bunlara oyumuzu veriyoruz, bunlar bize ne veriyor?' Belediye başkanı yaptık çamurdan, bataktan kurtarmadı deyin. Siz buna razı mısınız? Yüksekova'ya havaalanı yapacağız, karşısına dikilen bunlar. Şırnak'a, Iğdır'a havaalanı yapılmasına karşı çıkanlar benim Kürt kardeşimi seven bunlar mı? Siz halden memnunsanız o zaman söyleyeceğimiz bir şey yok. Biz görevimizi yapmaya devam edeceğiz. Milletimizden bir tek şey istiyoruz. Bu hareket sizin gayretlerinizle buralara geldi, sizler bize aynen samimiyetle destek vermeye devam edin. Yaşlı ninelerin, annelerin elini öptüğümüz 100 yaşı aşkın ninelerin, amcaların hayır dualarını çok iyi biliyoruz. Biz engelleri aşacak, bu sorunu çözecek, terörü minimize edeceğiz."