Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

"Baraj yapımında daha modern yöntemler kullanılmalı"

Nevşehir Üniversitesi (NEÜ) Jeofizik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Nart Coşkun, Türkiye'de baraj yapımında eski usuller yerine daha modern yöntemlerin kullanılması gerektiğini söyledi.

    Adana'nın Koza

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-03-05 13:55:47

Nevşehir Üniversitesi (NEÜ) Jeofizik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Nart Coşkun, Türkiye'de baraj yapımında eski usuller yerine daha modern yöntemlerin kullanılması gerektiğini söyledi.

    Adana'nın Kozan ilçesindeki Gökdere Köprü Barajı derivasyon tüneli kapağının patlaması sonucu 10 işçinin kaybolmasıyla birlikte Türkiye'de baraj yapımı öncesinde fizibilite çalışmalarının ne kadar yeterli olduğu konusu tartışmaya açıldı. Nevşehir Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nart Coşkun, Gökdere Köprü Barajı'nın inşaat çalışmalarının başlamadan önce mevcut çatlakların tespiti için eski usuller yerine daha modern yöntemler olan Elektrik Özdirenç Tomogrofisi ve sismik tomogrofisinin yapılması gerektiğine işaret etti.

    Sorunların baraj yapımından önce tespitinin ve çözümün, daha az maliyetli olduğunu belirten Coşkun, baraj inşaatının bitiminden sonra mevcut çatlakların kapatılmasının maliyeti bir yana bazen imkansız hale geldiğini kaydetti.

    ABD'de 1928 yılında St. Francis Barajı temelindeki fay, kil ve jips çimentolu konglomeranın suyla temasta dayanımsız hale gelmesiyle yıkılması sonucu 436 kişinin hayatını kaybettiğini hatırlatan Coşkun, baraj inşaatındaki en ufak hatanın büyük felaketlere yol açacağını belirtti. Coşkun, Gökdere Köprü Barajı'ndaki su kaçağına benzer kaçakların daha önce Konya May Barajı, Elazığ Keban Barajı ve Atatürk Barajlarında da rastlanıldığını hatırlatarak, "1960 yılında Konya'da tamamlanan May Barajı'nda, jeoloji mühendislerinin uyarıları yeterince dikkate alınmadığı için, göl alanındaki boşluklu, mağaralı kireçtaşları nedeniyle su tutulamadı. May Barajı'ndaki sorunlar yeterince tartışılmadığından, Keban Barajı'nda da aynı sorunlarla karşılaşıldı. Keban Barajı'ında yeterli araştırmalar yapılamamıştı. Baraj gölü doldurulduğunda, saniyede 25-30 m3 su kaçmış; yapılan çalışmalar sonucunda bu kaçaklar saniyede 7-8 m3'e indirilebilmişti. Bir başka örnek olarak da Atatürk Barajı'nı verebiliriz. Atatürk Barajı'nın yapımına başlanırken, su kaçakları yönünden problem çıkmayacağı ilgililerce ifade edilmiş; ancak, baraj gölünün su seviyesi yükseldikçe, artan su kaçakları görülmüştü." dedi.

    Gelecekte benzer hataların tekrarlanması için geçmişteki olayların iyi incelenmesi ve unutulmaması gerektiğinin altını çizen Coşkun, çıkabilecek sorunların devlet sırrı gibi saklanması yerine teknik düzeyde tartışılması gerektiğini söyledi.
SON VİDEO HABER

Iğdır'da AK Parti İl Başkanlığı binasına molotoflu saldırı

Haber Ara