Demokrat Öğretmenler'den lojman ve araç saltanatı tepkisi
Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Başkanı Gürkan Avcı, kamudaki lojman saltanatı ve araç sefasının sürdüğünü belirterek, "Kamuya ait lojmanların satılarak, bunun yerine memurlara 150 TL kira yardımı yapılmasını, araçlarında satılarak bunun yerine
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-03-02 11:37:50
Kamuya ait 158 bin araç ve 240 bin lojman ve sosyal tesis bulunduğunu söyleyen Gürkan Avcı, Başbakan Recep Tayyib Erdoğan'a kamudaki lojman saltanatı ve araç sefasına son verme çağrısında bulundu. Milletvekili lojmanlarını satarak vekillerin halkın arasında, kira parasını da ceplerinden ödeyerek yaşamalarını amaçlayan Başbakan'ın yine kendisinin de başbakanlık lojmanı yerine orta halli bir mahallede oturarak Türkiye'ye çok değerli bir mesaj verdiğini söyleyen Avcı, Lojmanların ve araçların satılması fikriyle amacının ekonomiye kaynak sağlamak değil kaynak israfını ve devletin parasının çarçur edilmesini önlemek olduğunu söyledi.
DES Başkanı Gürkan Avcı, "Türkiye'de; belediyeler, üniversiteler ve özel bütçeli kurumlar dâhil kamuya ait 158 bin kara taşıtı var. 158 bin taşıtın dışında devletin kiraladığı araçlarda göz önüne alındığında Türkiye savurganlık ve israf anlamında milli geliri 30 bin dolar seviyesinde olan dünyanın en zengin ülkelerini bile fersah fersah geride bırakıyor. Devlet, 158 bin aracı satın almak için bütçeden milyar dolarlarca para harcadığı gibi, bu araçların yalnızca bakım, onarımı için yılda 130 milyon TL dolayında masraf yapıyor. Makam ve hizmete tahsisli 158 bin aracı kullanan şoförlerin, tamir, bakım, kayıt ve takip personelinin milyarlarca TL'yi bulan maaşlarını karşılayan devlete bu araçların yalnızca yıllık yakıt masrafı 1 milyar TL'yi geçiyor. Devlet araç kiralamalarına geçen yıl 250 milyon TL civarında para ödemiş." diye konuştu.
Milli Eğitim Bakanlığı'na ait sayısı 50 bine dayanan lojmanların, sosyal tesislerin ve öğretmen evlerinin de satılması çağrısında bulunan Avcı, şunları söyledi:
"Kamudaki savurganlığı ve israfı ortadan kaldırmanın tek bir reçetesi var; devleti küçültmek. Hizmetlerin özelliği gereği sadece çok sınırlı bazı personele lojman ve araç tahsis edilebilmelidir. Bu lojmanlar ve taşıtlar TOKİ maharetiyle piyasa rayicine yakın bir bedelle evi, arabası olmayan memur ve vatandaşlara satılmalıdır veya kiraya verilmelidir. Kamu kuruluşlarının sahip olduğu tatil kampları, eğlence ve dinlenme tesisleri, misafirhaneler, kafeteryalar en kısa zamanda özelleştirilmelidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının matbaa ve basımevleri ve benzeri işletmecilikleri dahi satılmalıdır. Kamu yönetiminde büro tefrişatı için yapılan gereksiz ve lüks harcamalara son verilmelidir."
LOJMANLAR TOPLUMSAL KAYNAŞMAYI ENGELLİYOR
Devletin lojmanlardan topladığı kira gelirinin lojmanların bakım, onarım, tadilat, kapıcı, güvenlikçi, personel giderleri ve müteahhitlik masraflarını dahi karşılamaya yetmediğini ve bu haliyle sayısı her geçen yıl artan kamu lojmanlarının devletin sırtında tam bir yük olduğuna dikkat çeken Avcı, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Lojman yaşamı çağcıl bir yaşam anlayışı olmaktan çıkmıştır. Kamu yöneticilerinin halktan yalıtılmış bir hayat sürmesinin, kendi toplumunu tanımamasında, güvensiz olmasında çok etkili olduğunu düşünüyorum. Bunun yanında lojmanda oturan kamu görevlilerinin üstüne üstlük sosyalleşme mekânının ordu evleri, polis evleri, hâkim evleri, hekim evleri, öğretmen evleri olması, lojman sakinlerinin çocuklarının lojmanların yakınındaki aynı okullarda okuması bu yalıtılmışlığı arttırıyor. Yani toplumsal kaynaşma alanları akrabalık ilişkileriyle sınırlı kalıyor. Bu durum askeri lojmanlarda oturanlarda daha bariz olmak üzere kendi içine kapalı bir dünyada yaşamaya yol açıyor. Devletin ve kamu kurumlarının halkla buluşması, kaynaşması için lojman hayatına son verilmesi gerekiyor."
Haber Ara