Dolar

34,9440

Euro

36,6106

Altın

3.015,82

Bist

9.992,76

Zaman'ın 25. yıl kutlamaları, Anadolu'ya kapılarını İzmir'den açtı

Zaman gazetesi, 25. kuruluş yıldönümünü, Kaya İzmir Kongre Merkezi'nde düzenlenen resepsiyonla kutladı. Resepsiyonun ev sahipliğini, Zaman Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı yaptı. Geceye Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Kültü

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-03-01 14:18:02

Zaman'ın 25. yıl kutlamaları, Anadolu'ya kapılarını İzmir'den açtı
Zaman gazetesi, 25. kuruluş yıldönümünü, Kaya İzmir Kongre Merkezi'nde düzenlenen resepsiyonla kutladı. Resepsiyonun ev sahipliğini, Zaman Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı yaptı. Geceye Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, milletvekilleri, valiler, belediye başkanları, işadamları ve çok sayıda davetli katıldı.

Programın sunuculuğunu televizyoncu Ertem Şener yaptı. Gecede coşku ve nostalji bir arada yaşandı. Gazetenin gündem oluşturan manşetleri, '25. Yıl Belgeseli' olarak gösterildi. Belgesel ile hem hafızalar tazelendi hem de Zaman'ın yakın tarihte oynadığı kritik misyon bir kere daha hatırlandı. Gazetenin geçmişten bugüne televizyonlarda yayımlanan reklam filmleri de barkovizyona yansıtıldı.

Gecede bir konuşma yapan Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Dumanlı, dünyanın ve Türkiye'nin hızla değiştiğini, zamanın ruhunu okuyanların sadece bugün değil, yarın için de yeni şeyler söyleme fırsatı yakaladığını söyledi. Gazetelerin yakın zamana kadar haberleri nakleden iletişim araçları olduğunu hatırlatan Dumanlı, "Ne var ki onların tahtını sarsan başka iletişim araçları da çıktı, gelişti, büyüdü ve yaygınlık kazandı. Bu, gazetelerin kendi varlık nedenini sorgulamalarına vesile oldu. Gazeteciliğin en büyük krizi bu olmuştur. O kriz akılla, mantıkla, hikmetle, irfanla aşılabilmiştir. Artık, 'Vazifemiz ne oldu?' sorusuna cevap vermek değil, 'Niçin?' sorusuna aklıselimle, fikriselimle, hatta kalbiselimle, tasarımı da düşünecek olursanız zevkiselimle yaklaşmak gerekiyor. Bir hadise karşısında, 'Ne oldu?' sorusuna cevap ararken, 'Bundan sonra ne olacak?' sorusuna da cevap vermeliyiz, konuyu enine boyuna analiz etmeliyiz. Geleceğin gazetecilerini ister sanal ortamda ister kağıda basılı bir şekilde, emin olun ortak akıl ve hikmet yönlendirecek." dedi.

'İDEOLOJİK SEMBOLLERLE YÜRÜTÜLEN KAVGA TARİHE KARIŞACAK'

Konuşmasında, ideolojik sembollerle yürütülen kavga ve gürültülerin gelecekte tarihe karışacağına değinen Dumanlı, olayları canlı yayınlayan televizyonlar ve internetle gazetelerin haber yarıştırmasının mümkün olmadığını kaydetti. Dumanlı, "Bu yeni bir medya felsefesinin, yeni bir medya düzeninin işaret fişeğidir. Artık kimsenin kuşkusu yok ki bilgi çağındayız, iletişim çağının zirvesindeyiz, bilgi bombardımanı altındayız. Gazetenin önemi nedir? Çok sayıda gazete var. Bunların içinde Zaman'ın önemi nedir? Bilginin kendisi kadar referansı da önem kazandı. Çok sayıda bilgi olunca insanlar, 'Evet bu bilgi doğrudur ve temizdir.' diye hangi markanın ortak aklın olduğunu sormak zorunda kalıyor. Zaman, işte tam bu noktada duruyor. Bilgiye hikmet katmak, ortak akıl katmak, irfan katmak, analiz katmak, tefekkür katmak çok zor bir şeydir. Fikir kolaydır, tefekkür zordur. Şükür kolaydır, teşekkür zordur. Siz kendinizi zorlamazsanız, fikir olduğu yerde kalır. Maalesef Türkiye'deki en büyük kayıplarımızdan biri tefekkür zaafıdır." diye konuştu.

Zaman gazetesinin bu açıdan son derece önemli olduğunu aktaran Ekrem Dumanlı, Türkiye'de değişik inanç, desen ve kimlikteki insanlara cevap verebilen, aynı zamanda dünya standartlarında bir gazete yapmanın büyük önem taşıdığını ifade etti. Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Dumanlı, şöyle devam etti: "Bunun bedeli zaman zaman çok ağır oluyor. Zaman okurlarına teşekkür ediyorum. Bizi mahcup etmediler. Türk halkı bu gazeteye sahip çıktı. Zaman zaman yaftalandık, üzüldük, kırıldık. Daha özgür bir Türkiye hayal ettiğinizde antidemokratik tavırlarla karşı karşıya kalmak kaçınılmaz olabilir. Türkiye'nin bir gerçeği var. Ortaya çıkan bir kısım eylem planlarının güncellenme tarihi daha dün gibi. Gazete olarak dört başı mamur demokrasi istediğimizde kimileri, yazdıklarımızdan rahatsız oldu. Türkiye'de demokratik katılımcı demokrasi istemenin bir bedeli oluyor. Bu bedeli ödemeye baştan beri razıyız. Tüm bunlara göğüs germek, insan ve ülke sevgisiyle mümkün olur."

'25 YILI ZAMAN'SIZ DÜŞÜNEMİYORUM'

Türkiye'nin son 25 yılını Zaman'sız düşünmenin mümkün olmadığını aktaran Dumanlı, 1990'lı yılların ortasında muhafazakâr çevrelerin şüpheyle yaklaştığı Avrupa Birliği üyeliği konusuna Zaman'ın "Neden olmasın?" dediğini hatırlattı. Türkiye'nin sağcı-solcu, laik-antilaik, Sünni-Alevi, Türk-Kürt gibi birtakım ayrışmalara şahit olduğunu vurgulayan Dumanlı, "Maalesef bir kısım medya da bu ayrışmaları körüklemek zorunda kaldı veya körükledi. Böyle zor zamanlarda dimdik durmak, sosyal barış için gayret etmek, inanın yüreği yanan kardeşlerimin sesine tercüman olduğunu düşünün, böyle zor zamanlarda yayıncılık yapmak oldukça zor. Zor dönemlerde hep halkın sesi olduk." dedi.

"SORUMLULUK DUYGUSUNUN ALTINDA İNİM İNİM İNLİYORUZ"

Zaman gazetesinin, tercihini daima diyalogdan yana kullandığını ve yalan haber yapmaktan korktuğunu belirten Dumanlı, şunları kaydetti: "Nispeten de halen devam eden şekilde Türkiye'de yalan haber diye bir kavram vardı. Yalan haberlerin üzerine korkusuzca giden bir gazetenin tabiî ki sevmeyenleri de olur, onu da makul görüyoruz. Hiçbir haberi, hiçbir yorumu öbür âlemde hesap verme endişesi taşımadan yazmıyoruz. Yazdığımız her satırı, bir gün öbür âlemde bize soracaklar diye tir tir titriyoruz... Taşıdığımız sorumluluk duygusunun altında inim inim inliyoruz. Çok titiz düşünüyoruz. Değil yalandan, gerçeğin mübalağa edilerek verilmesinden bile endişe duyuyor, manevi mesuliyetle dopdolu bir gazete yapmaya çalışıyoruz. Hata yapmıyor muyuz, elbette yapıyoruz. Halkımız arasında ayrımcılık yapmadık, hiç kimse hakkında ön yargılı olmadık, kalbimiz daima ülke ve insan sevgisiyle çarptı ve çarpacak. 25 yıl önce zor şartlar altında yayın hayatına başlayan Zaman, Türkiye'nin en çok satan ve en çok okunan gazetesi haline geldi. Bu sadece bir gazetenin başarısı değil; ona sahip çıkan, okuyan, okutan muazzam bir kitlenin, sizlerin gazeteye yüklediği büyük sorumluluğun farkındayız. Türkiye'de en çok satan, okunan gazetemiz, milletimize mal oldu. Yaklaşık iki yıldır İzmir'de de en çok satan gazete haline geldik, sizlere teşekkür ediyoruz. Günlük satışlara baktığımız zaman 59 bin satışla refiklerimiz, arkadaşlarımız ve diğer gazete çalışanı arkadaşlarımız, onları incitmeyelim, günlük 59 binlik satışla en çok satan gazeteyiz. Ege Bölgesi'nde sadece bir şehrimiz hariç birinci gazeteyiz. Size İstanbul ve Ankara'da çalışan tüm arkadaşlarımız adına teşekkür ediyoruz. Sadece Ege değil, geçenlerde bir araştırmacı geldi, Amerika'da bir üniversitede araştırmacı, bir konu üzerinde araştırma yapıyor. Çıkarmaya çalıştığımız gazete, Türkiye'nin her yerinde millete mal olmuş, en çok satan gazete haline geldi."

'DOĞU VE GÜNEYDOĞU'DA DA EN ÇOK SATAN GAZETEYİZ'

Zaman gazetesinin toplumun her kesimi tarafından kabul gördüğüne, bunun en güzel örneğinin ise Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da yaşandığına dikkat çeken Ekrem Dumanlı, "Doğu ve Güneydoğu'nun tüm gazetelerinin satışlarını çıkardık. Zaman, en çok satan gazete. Silahların gölgesinde satılan iki gazete var. Örgütün silah zoruyla sattığı bu iki gazeteyi bir araya getirsen, bir tane Zaman gazetesi etmiyor. Bu gazeteye toplumun sahip çıkmasını gönülden tebrik ediyorum. Bu gazetenin, daha büyük kitlelere hitap etmesi gerekir. Alevi dernek yöneticileri, her partiden yetkili gördüm. Ne kadar güzel; herkese, her kesime hoş geldiniz diyorum. Buraya kadar lütfettiklerinden dolayı teşekkür ediyoruz. Bizim çok dikkat ettiğimiz bir husus var. Bizim dünya görüşümüz şudur: Bizim yaptıklarımız doğrudur diyebiliriz fakat tek doğruyu yapan biziz diyemeyiz, öyle bir iddiamız yok. Türkiye'ye değişik isimler altında, değişik oluşumlar altında siyasi, gayri siyasi dernekler, vakıflar, siyasi kuruluşlar altında hizmet eden çok sayıda kuruluş var. Onları ayakta alkışlıyorum, sonsuza kadar var olun. Bu ülke sevdası hepimizin. Nice çeyrek asırlara." şeklinde konuştu.

"28 ŞUBAT'TA BAZI GAZETELER DEMOKRASİ DIŞI FAALİYETLER GÖSTERDİ"

Ulaştırma Haberleşme ve Denizcilik Bakanı Binali Yıldırım, yürütme, yasama ve yargıdan sonra dördüncü önemli gücün basın olduğunu söyledi. Türkiye'de medyanın geçmiş dönemlerde çok iyi sınav veremediğini, güven erozyonuna uğradığını belirten Bakan Yıldırım, "Dün 28 Şubat'ın 15. yıldönümüydü ve bir kez daha o dönemlerden bugünlere Türkiye'nin geçmişiyle ilgili değerlendirmeler, öz eleştiriler yapıldı. O dönemlerde medyanın demokrasi dışı faaliyetlere alet edildiğini, tamamı demiyorum ama büyük kısmının kullanıldığını veya kendilerinin böyle bir işbirliğine girdiklerini biliyoruz. Bundan da ülkemizin çok şey kaybettiğini bugün görüyoruz. Basın yayın kuruluşları, toplumun hafızası ve arşivi niteliğindedir. Gazetelerde, dergilerde yazılanlar çizilenler, gelecekte çok önemli bilgilerdir. 28 Şubat sürecini daha sağlıklı, daha sağduyuyla değerlendirme imkanı buluyoruz. İnsanları ve toplumu doğru, hızlı ve güvenilir bilgilendirmenin en önemli araçlarının başında basın yayın kuruluşları geliyor. Basın yayın kuruluşları ne kadar ilkeli olursa, toplumun gerçekleri ile örtüşürse o kadar güven noktasında mesafe kat ediyorlar. Dokuz yıllık süre içerisinde bizim basınla ilgili birçok tecrübelerimiz oldu. Aslında başlangıçta yazılanı çizileni, konularla ilgili haberleri görünce bütün çalışma iştahımız kaybolur ve ciddi şekilde verimsizlik yaşardık. Sonunda baktık, bu sürdürülebilir bir şey değil, değişiklik yapalım dedik. Basınla ilgili haberleri ikindiden sonra okumaya başladık. Bu çok işime yaradı; işleri yoluna koyduktan sonra, ikindiden sonra haberin harareti kaybolmuş oluyordu, biz de az hasarla günü kurtarıyorduk. Doğrusu tabii ki basının görevi gerçekleri dile getirmek, ilkeli davranmak ve bu şekilde de toplumun sesi ve vicdanı olmak, hem de toplum adına kamu görevi yapanlara bir anlamda katkı sağlamak, yanlışları varsa düzeltme fırsatı vermektir." dedi.

BAKAN YILDIRIM: ZAMAN GAZETESİ KARARLI VE İSTİKRARLI BÜYÜYOR

Zaman gazetesinin 25 yıllık geçmişinde kararlılıkla, istikrarla büyüdüğünü, toplumun vicdanı olduğunu ifade eden Bakan Yıldırım, "Geçmişimiz hakkında bilgimiz yoksa, hafızamızı canlı tutamazsak geleceği inşa edemeyiz. Ondan sonra kimlik tartışması ile zamanımızı heba etmiş oluruz. Zaman gazetesinin çok güzel hizmetler sunduğuna inanıyorum. Nice nice 25-50 yıllara, büyük başarılarla devam etmenizi diliyorum. İşiniz kolay değil, bizim işimiz de kolay değil. Eskiden siyaset kolaydı, söylediğiniz lafı, rakamı sorgulayan yoktu. Şimdi internete girip söylediğimiz rakamların yanlış olduğunu tespit edersiniz, 'Adam sallıyor' dersiniz. İnternet çıktı, mertlik bozuldu, siyaset de zorlaştı, gazetecilik de zorlaştı, medya da zorlaştı. Amacımız, bu ülkeyi çok daha güzel günlere götürmektir. Türkiye, son 90 yılda milletimizin sağladığı destek ve oluşan güvenle birlikte son 50 yılda kaybettiklerimizin büyük kısmını telafi etmiş durumdadır. Hem demokrasi hem hukuk ve yargı reformu hem de kalkınma alanında önemli hizmetler yaptık. Kalkınmayı önce yaptık, adaleti ikinci sıraya bıraktık. Kalkınmada çok büyük işler yaptık, adalet tarafına göz atınca tosladık. Sonra el kaldırdık, millete gittik, millet işi düzeltti. Kalkınmada yetkiyi verdi, sıkıntı çekmedik ama adalet tarafından yapacağımızı düşündük, baktık ki olmuyor, sahibi karar verdi. Türkiye'nin yollarını biz açtık, duble yollarını biz açtık, adalet yollarını da millete havale attık, millet açtı. Biz de yolumuza devam ediyoruz." diye konuştu.

BAKAN GÜNAY: 28 ŞUBAT'LAR BİN YILDA BİR BİLE YAŞANMASIN

Gecede konuşan bir diğer isimse Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay oldu. Milletin iradesiyle artık Türkiye'de 28 Şubat'ların yaşanmayacağını belirten Bakan Günay, "29 Şubat dört yılda bir yaşanır ama milletin ufkunu karartmaya çalışan 28 Şubat'lar, bin yılda bir bile yaşanmasın inşallah. Allah'ın izni, milletin iradesiyle artık yaşanmayacak. 15 yıl sonra özgürce konuşabileceğimiz, tartışabileceğimiz, milletin iradesi ışığında bir ortama geldik. Geliş sürecinde çok çileler çekildi, çok sabırlı gayretler seferber edildi. Bunlardan biri de Zaman gazetesi serüvenidir. Bu serüven güç koşullarda başladı, 25 yılda Türkiye'nin, demokrasinin gelişmesine, düşünce özgürlüğünün gelişmesine, ifade özgürlüğünün derinleşmesine ciddi katkılar yaptı. Ben Zaman gazetesini hep düşünce kulübü gibi gördüm, fikirler mecmuası gibi gördüm. Sabırlı, istikrarlı serüveni sürdü; hem okuyucu sayısı gelişti hem nitelik olarak okuyucu yelpazesini geliştirdi. Toplumun farklı kesimlerine ulaştı, düşüncelerini, kanaatlerini özgürce ifade etmelerini sağladı, farklılığını ortaya koydu. Farklı kesimlerdeki arkadaşları buluşturdu. Başka gazetelerde doğruyu söyledikleri için kovulan arkadaşları bu sayfalarda görüyoruz. Farklı fikirlerin çatışması, birbirleriyle medeni bir ortam içinde yarışmasından, tartışmasından gerçeğe ulaşılabilir.' dedi.

'DEMOKRASİLERDE TEK TİP, TORNADAN ÇIKMIŞ İNSAN OLMAZ'

Postmodern darbelerin bir daha olmaması için demokrasi kültürünün yerleşmesi gerektiğini anlatan Bakan Günay, "Son 10 yıldır kalkınmayı sağladık. Kalkınmanın yanına adaleti koyduğumuzda, gerçek demokrasiyi tesis etmiş olacağız. Her düşünceyi özgür bir şekilde, hizmet yolunda seferberliği sürdürmüş olacağız. Bir toplum, ancak adalet üzerine gelişebilir. Demokrasinin, barış ve kardeşliğin gelişmesinin, her şeyin temeli önce adalettir. Birçok sorunu, bir tek kavram çözebilir: Adalet. Kalkınmayı önemli biçimde başardık. Yeni eşikte işimiz daha güç, bunu da başaracağız. Demokrasimizin köklü olması, sarsılmaz olması için basın özgürlüğü temeldir. Düşünce özgürlüğünün temelinde basın özgürlüğü var. Basın özgürlüğü, bir milletin öksüz çocuk gibi kalmaması için her platformda savunulması gereken bir teminattır. Basın özgürlüğünün üzerine titremeliyiz. Demokrasinin vazgeçemeyeceği yaşan tarzının başında basın özgürlüğü vardır." şeklinde konuştu.

İZMİR VALİSİ KIRAÇ: BU ÖYKÜYÜ GURURLA İZLİYORUZ

İzmir Valisi Mustafa Cahit Kıraç da, "Zaman gazetesinin 25. yıl kuruluş öyküsünü, geldiği seviyeyi birlikte paylaşmak adına İzmir'de tertiplenen bu gece için Sayın Dumanlı'ya teşekkür ediyorum. İnsanoğlunun halen vazgeçemediği temel ihtiyaçlarının başında okumak, bilgi edinmek, öğrenmek gelmektedir. Bu öğrenmeyi, doğru kaynaklardan yapma zorunluluğu vardır. Bilgi kaynaklarına ihtiyaç var. Zaman gazetesi, 25 yıllık süre içinde doğru, dürüst ve tarafsız, ülke ihtiyaçlarını hoşgörü içinde, dünyanın sıkıntılı ortamında insanoğlunun huzur ve güvenlik içinde maddi manevi ihtiyaçlarını karşılayarak yaşamasının asıl olduğuna, değişik firkir ve görüşlere yer vererek bugünlere geldi. Bu öyküyü gururla izliyoruz. Gerçekten 25 yılda Türkiye'nin en çok okunan gazetesi sıfatını almak kolay değil. Sayın Dumanlı ve ekibini huzurlarınızda bir kez daha alkışlıyor, kendisini tebrik ediyoruz. Türkiye olarak bu coğrafyada yükselen yıldızız, bunu gösterecek basın kuruluşlarına gerek var. Zaman, bu işleri çok iyi yapıyor. Kendilerini 25 yıldır takip ediyoruz, aynı kararlılık, aşk ve heyecanla genç arkadaşlarımızın bu konuda devam edeceğini biliyorum." dedi.

Konuşmalardan sonra Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, Bakan Ertuğrul Günay'a 1. sayfada çıkan bir haberi çerçeve içinde takdim etti. Genel Yayın Müdür Yardımcısı Mehmet Kamış da Bakan Binali Yıldırım'a, aynı şekilde çerçeve içinde, Ege Bölgesi'nde yayımlanan Zaman İzmir ekini hediye etti. Daha sonra protokol üyeleri, hep birlikte 25. yıl pastasını maytaplar eşliğinde kesti.

Haber Ara