Fatih Erbakan: Parti genel başkanı kolay, siyasi hareketin lideri olmak zor

Saadet Partisi (SP) Genel Başkan Başdanışmanı ve eski başbakanlardan merhum Necmettin Erbakan'ın oğlu Fatih Erbakan, "Bir partiye genel başkan olmak kolay bir iş; ama bir siyasi harekete lider olabilmek zor bir iştir. Hele hele merhum liderimiz gibi bir lider olabilmek daha zor bir iştir. Yerini hakkıyla doldurabilmemiz mümkün değildir" dedi.

        Fatih Erbakan, Saadet Partisi Bursa Osmangazi İlçe Gençlik Kolları Başkanlığı'nın eski başbakanlardan merhum Necmettin Erbakan'ın vefatının birinci yıl dönümü sebebiyle düzenlenen anma programına katıldı. Necmettin Erbakan'ın davasından asla taviz vermediğini belirten Fatih Erbakan, "O davasından vazgeçmedi. Allah onu andığımız kadar onu anlamayı da bize nasip etsin. İslam aleminin lider olarak gördüğü mücahit Erbakan hocamızı anıyoruz. Böylesine büyük dava adamının ne mana ifade ettiğini bir toplantı ile anlatmak mümkün değildir. Kendisini nasıl bilirdiniz derseniz. Onun hayatı son nefese kadar cihat etmekti. Merhum liderimiz bizlere ve İslam ülkelerindeki İslam'ın aslının ve özünün cihat olduğunu öğretti. Cihat, dinin zirvesidir gerçeği ile bizleri tanıştırdı" diye konuştu.

        ERBAKAN SÜLEYMAN DEMİREL İLE AYNI SINIFTA OKUDU

        Merhum Başbakan Necmettin Erbakan'ın üstün meziyetlere sahip olduğunu vurgulayan oğul Erbakan şunları kaydetti: "İTÜ Makine Mühendisliği bölümüne başlarken liderimiz sınava tabi tutuldu. Öğretim üyeleri bu sınavdaki başarıyı gördükten sonra merhum liderimizi üniversiteye 2. sınıftan başlatma kararı aldılar. Bunun sonucunda Süleyman Demirel ile sınıf arkadaşı oldu. Kendisi üstün mühendislik bilgisini uygulamaya döktü. Bunlardan bir tanesi Almanya'da bulunduğu sırada Alman Leopar tanklarının motorlarıdır. Bunun geliştirmesi üzerine kendisine Almanlar, keşke Almanya'ya 10 sene önce gelseydin itirafında bulundular. Bu motorlar olsaydı Almanya'nın Rusya'ya karşı harbi kaybetmeyeceğini söylüyordu. Kendilerinin harbi kaybetmememizin sebebi eksi 50 derecelik Ural dağlarında mazotla çalışan tanklarının motorlarının donmasıydı. Mazot donduğu için tanklar hareket edemedi. Bu sebeple harbi kaybettik dediler. Bu motorlar ise öyle motorlardı ki hem benzinle hem mazotla çalışıyordu. Eğer ikinci dünya savaşı sırasında bu motorlar geliştirilmiş olsaydı, Rusya'da, Alman tanklarının motorları donmayacaktı."