'Hocalı Katliamı sorumluları hesap vermelidir'

1991 yılında Sovyetler Birliğinin dağılmasıyla bölgenin siyasi haritasında ciddi değişiklikler meydana gelmiştir. Bu süreçte 1988’den bu yana Ermenistan’la Azerbaycan arasındaki çatışmaların en temel unsurlarından birisi olan Dağlık Karabağ Bölgesi özerkliğini ilan etmiş, Ermeni-Azeri gerilimi artmıştır. Bölgede bulunan Rus Askeri Dağlık Karabağ’ın bağımsızlık ilanının ardından çok kısa bir süre sonra 1992 yılında bölgeden çekilmiştir.

25 Temmuz 1990 tarihinde Gorbaçov tarafından çıkarılan bir kanunla ülke içinde silahlı yapılanma ve çeteleşmeyi önleme gerekçesiyle Azerbaycan’da bulunan av tüfekleri de dahil tüm silahlara el konulmuştur. Dağlık Karabağ Bölgesinde ise söz konusu yasanın uygulanması ile ilgili denetim Rus ordusu tarafından yapılmıştır. 1990 Ağustosundan itibaren Ermeni çeteleri Azerilere doğrudan saldırılara başlamış, saldırı ve çatışmalardan kaçan pek çok Azeri göç etmek zorunda kalmıştır.

3000 Civarında Azeri nüfus barındıran Hocalı, 26 Şubat 1992 gecesi Ermeni Birliklerince kuşatılmış; 106’sı kadın, 83’ü çocuk olmak üzere 613 sivil katledilmiş, 487 kişi ağır yaralanmış, 1275 kişi kaçırılmış, kaybolan 150 kişiden o günden sonra hiçbir haber alınamamıştır. Katliamın ve vahşetin boyutları birkaç gün sonra Hocalı’ya ulaşıldığında cesetlerin etrafa saçılan parçalarından, kafa derisi yüzülen, uzuvları kesilen insanlar görüldüğünde anlaşılmıştır.

Fiili olarak bölgeden çekildiğini açıklayan Rusya’nın, saldırıdan önce Karabağ’a silahlı Ermeni birlikler yerleştirerek el altından Ermenistan’ı desteklediği, bazı Rus Birliklerinin Azerilere yönelik saldırılara fiilen katıldığı iddia edilmiştir.

20. Yüzyılda dünya kamuoyunun gözleri önünde cereyan eden katliam, bölgede bulunan savaş muhabirleri tarafından dakika dakika görüntülenip dünyaya duyurulmuştur. Vahşete sessiz kalan dünya devletlerinin ve BM’nin; insan haklarını ve evrensel hukuk normlarını hiçe sayarak insanları etnik köken, dini inanış gibi kriterlere göre nasıl ötekileştirdiği açıkça görülmüştür.

Aradan geçen 20 yılda katliama katılan hiç kimse uluslararası mekanizmalarca yargılanmamış, konu ile ilgili kapsamlı bir soruşturma dahi yapılmamıştır. BM ve Avrupa ülkeleri bir yandan diğer devletlere insan hakları karneleri dağıtırken, diğer taraftan kendi gibi olmayan, yaşamayan ve inanmayan insanlara yaşam hakkını bile tanımayacağını açıkça deklare etmiştir.

Hocalı katliamının 20. Yıl dönümü dolayısıyla dünya devletlerine ve bu devletlerin üst kuruluşlarına -unuttuklarını düşündüğümüz- insanlığa karşı suçlar için zaman aşımı olmadığını bir kez daha hatırlatıyoruz.

Uluslararası mekanizmaları; geç de olsa vahşetin sorumlularından hesap sormak, katledilen ailelerin geride kalan yakınlarına tazminat ödetmek, Ermenistan’ı halen işgal altında tuttuğu Dağlık Karabağ bölgesinden şartsız olarak çıkarmak konularında göreve davet ediyoruz. Ermenistan dünyanın gözleri önünde gerçekleştirdiği bu katliamdan dolayı özür dilemeli, bu katliamı gerçekleştirirken suç ortaklığı yaptığı devlet veya devletlerde özür dileyerek uluslararası hukuk önünde hesap vermelidir.

Ahmet Faruk ÜNSAL

MAZLUMDER Genel Başkanı

'Hocalı Katliamı sorumluları hesap vermelidir'

MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk ÜNSAL Hocalı Katliamı ile ilgili basın açıklaması yapmıştır.