Dolar

34,9500

Euro

36,7054

Altın

2.995,67

Bist

10.066,64

'Uzun tutukluluğu TSK istedi'

Türk Ceza Kanunu hazırlanırken hukukçulara baskı yapmışlar. Başkaları için düşündükleri uzun tutukluluk şimdi kendi başlarına geldi.

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-02-22 13:11:25

'Uzun tutukluluğu TSK istedi'
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı ve son Türk Ceza Kanunu'nun mimarlarından Prof. Dr. Adem Sözüer, Özel Yetkili Mahkeme savcılarının MİT görevlilerine yaptığı sorgu daveti ve ardından MİT Kanunu'nda yapılan değişikliği yorumladı. Sözüer yasadaki değişikliğin siyasete müdahale olarak değerlendirilemeyeceğini belirtti, "DGM'nin ruhu Özel Yetkili Mahkemeler üzerinde dolaşıyor" değerlendirmesini yaparak, tutuklamaların yüzde 90'ının hukuksuz olduğunu öne sürdü.

Sözüer, Türk Ceza Kanunu'nun hazırlanışı esnasında kendisine muhalefet eden ve bu yasa çok hafif oldu diyenlerin şu anda içeride olduğunu, özel yetkili mahkemelere ve jandarma ile polisin görev ve yetki alanı konusundaki görüşleri nedeniyle de Terörle Mücadele Kanunu'nun da yapılan değişiklik süreçlerinden kendisinin dışlandığını açıkladı.

MİT YASASINDA DEĞİŞİKLİK YARGIYA MÜDAHALE OLARAK DEĞERLENDİRİLEMEZ
"MİT yasasındaki değişiklik yargıya müdahale midir?" tartışmasına, "uygulamada sorun çıktığı zaman kanunları değiştiriver, CMK değiştirildiğinde de bir sürü ceza davası vardı, bu yargıya müdahale değildir, aksi halde kanun değişikliği yapamazsınız, dolayısıyla bu argüman doğru değil " değerlendirmesini yaptı.

MEVCUT SİSTEMDE KAMU GÖREVLİLERİNİN İZİN ALINMAKSIZIN YARGILANMASI SORUN YARATIR
MİT Yasası Kanunu'nun değiştirilmesiyle ilgili "bir insanın şüpheli sanık konumuna gelmesi o insanın lekelenmemesi açısından önemli, ancak ondan önceki aşamada şüpheli sanık dahi olmanız temel bir hak ile ilgili. Kişilerin şüpheli ya da sanık olmaması için, ortada yeterli delil olmaksızın, şüpheli olmaması lazım halbuki Türkiye'de insanlar çok kolay sanık ya da şüpheli haline geliyorlar. Aslında ben izin sistemine karşıyım, izin istenmeksizin herkes yargılanmalıdır ama adil yargılanmanın olduğu bir ülkede. Bugün tüm kamu görevlileri izinle yargılanıyor, biz bunu kaldırırsak, kamu görevlileri özel olarak adliye mesaisine başlar. Çünkü bizim uygulamamız sanıktan delile gitmek, delilden sanığa gitmek yerine, kolayca şüpheli olarak nitelemek. Bu sistemde izinsiz yargılama sorun yaratır.

BU ÜLKEDE BİR YASA MADDESİ MEŞHUR OLUYORSA ORADA DEMOKRASİ SORUNU VARDIR

Bir ülkede bazı maddeler sürekli meşhur oluyorsa o ülkede yeteri demokrasi yerleşemiyor. 141- 142- 163 meşhurdu sonra 312 oldu, sonra 301 meşhur oldu. Türkiye'de bir maddenin meşhur olması demek, siyasete vatandaş haklarına müdahale anlamına gelir. Neden bir madde vatandaş haklarını genişlettiği için meşhur olmuyor, demek ki yanlış uygulanıyor.

BİR MAHKEMEDEN KORKULUYORSA ORADA SORUN VARDIR
Özel Yetkili Mahkemeler için DGM başsavcıları büyük kulis faaliyeti yaptılar, CHP'deki yöneticiler hayır bu mahkemeler bu devlet için gerekiyor dediler. Benzerlik yok ama ruhu var. Bir kurum değişirken sizin kanunu değiştirmeniz birden bire olmaz. Zihniyet birden değişmiyor. Dolayısıyla DGM'nin ruhu hala bu mahkemeler üzerinde dolaşıyor. Bir hukuk devletinde aynı işi yapanlar arasında bu kadar fark olamaz, Özel yetkili mahkeme savcısı söz konusu olduğunda başka ve diğerleri. Diğerleri savcıdan sayılmıyor, bir hukuk devletinde bu olamaz. Yargıtay ve akademisyenler bu özel yetkili mahkemelerin kurulmasına karşıydı ama 2004'te bürokraside hala güçlü bir zihniyet vardı.

Türkiye Özel Yetkili Mahkemelerden beklenen faydadan daha olumsuz bir durum söz konusu. Bu mahkemeler üzerlerine vazife olmayan davalara da bakmaya başladılar. Diğer mahkemeler etkili yargılama yapmıyor kanısı doğmaya başlıyor. Diğer mahkemelerin saygınlığını sarsan bir durum ortaya çıkıyor. Bir mahkemeden korkuluyorsa oradan sorun vardır.

YAPILAN TUTUKLAMALARIN YÜZDE 90'I HUKUKSUZ
Bir ülkede hukuki gerekçeler olmaksızın ister siyasetçi ister vatandaş, derdest edilip sorgulanıp tutuklanması başkadır. Cumhurbaşkanı, Başbakan kim olursa olsun elbette yargılanmalı, bunun aksi düşünülemez. Bu mahkemelerde çifte standart yok, herkese aynı muamele, önüne gelmesi yeterli, önüne gelince tutukluyor. Yapılan tutuklamaların yüzde 90'ının hukuken doğru olmadığını düşünüyorum. Gizlilik var, aleyhimdeki delilleri bilmiyorum kendimi nasıl savunayım, gözlerimi bağlıyor, direksiyona oturtuyor, hadi arabayı sür diyorsunuz.

TÜRK CEZA KANUNU ÇALIŞMALARI NEDENİYLEE DAHA SONRAKİ SÜREÇLERDEN DIŞLANDIK, JANDARMA VE EMNİYET UZUN YILLAR HİÇBİR TOPLANTISINA BİZİ ÇAĞIRMADI.
CMK – TCK tartışmaları sırasında ben dedim ki basit bir şey, savcı savunma ile aynı hizada olsun, bütün savcılarımız ayağa kalktı. Ben çok iyi hatırlıyorum, emniyetten yüksek yetkili kişiler, bu kanun ile kimseyi dinleyemeyiz biz dediler. Bir TSK mensubu, emniyet müdürü bu süreçte bu kanunlar suçluluğu arttırıyor, 33 gün gözaltı süresi istiyoruz dediler, şimdi içerideler, tabi o günkü bulundukları konuma göre yapıyorlardı bu talebi. Terörle Mücadele kanunu değişsin, polisin sahip olduğu yetkileri TSK' da tüm erlere verelim teklifi geldi biz. Biz dedik bu ancak sıkıyönetim döneminde olur diye karşı çıktık. Ondan sonra bizim isimlerimiz verilerek diğer toplantılara çağrılmadık.

Terörle Mücadele Kanunu için yapılan çalışmalara çağrılmadık, süreçlerden dışlandık. Jandarma ve Polis bizi hiçbir yere çağırmadılar, sebep yetkilerimiz azalıyor diye.

ahaber
SON VİDEO HABER

Şam'daki tarihi Emevi Camii'nde ilk Cuma namazı

Haber Ara