' Verdiğim rapor beni de tatmin etmedi ama ...'
Metris Cezaevi’nde işkence sonucu öldürülen Engin Çeber’in babası Ali Tekin, Türkiye’yi terk edip yerleştiği Londra’da Habertürk’e konuştu.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-02-18 08:14:37
İstanbul 6. İdare Mahkemesi’nde İçişleri ve Adalet Bakanlığı’na 750 bin liralık maddi ve manevi tazminat davası açan Tekin, kendilerine 36 bin TL tazminat ödenmesi yönündeki bilirkişi kararının şok etkisi yarattığını söyledi. Tekin, “Keşke ölseydim de duymasaydım. Şok oldum. Utandım. Annesi şeker ve tansiyon hastası olduğu için söyleyemedik. Nasıl söylerim ‘Engin’e bu kadar değer biçmişler’ diye. Ne kadar yaşayacağını bile yazmışlar rapora.
HAŞA; SEN ALLAH MISIN?
Haşa; sen Allah mısın? Nasıl hesap yapıyorlar onu da bilmiyorum. Bunu yazanların hiç ailesi, çocuğu yok mu? Hiç bunu düşünmüyorlar mı? Lanetliyorum...” dedi. Tekin olaydan sonra soyadlarını değiştirmek zorunda kaldıklarını da belirterek yaşadıklarını da şöyle aktardı: “Engin bir dergi satıyordu. Kendi görüşleri vardı, bir şeylerle uğraşıyordu. Engin bu ülkeye askerlik yaptı. Geldikten sonra sürekli evimiz basılıyordu.
Engin’den küçük iki oğlum daha vardı. Erdal ve Erdem. Polisler Erdal ve Erdem için de ‘Bunlar da terörist. Bunlar da dergi satıyor mu’ diye soruyordu. Ben de soyadımı değiştirdim. Sonra yurtdışına çıktık. Büyük oğlum Erdal, Amerika’ya iltica etti. Erdem ve kızım Şerife de burada, İngiltere’de yaşıyorlar. Oturma izinleri var. İlticacı değiller.” Tekin, “Ben ülkemi seviyorum, burada Güneş’e hasretiz. Türkiye’de hukuk ve adalet olduğuna inansam, zaten burada yaşamam” diye konuştu.
BİLİRKİŞİ: BENİ DE TATMİN ETMEDİ AMA...
Engin Çeber hakkındaki tartışılan bilirkişi raporunu veren Nail Karakaş ise Habertürk’e yaptığı açıklamada raporun kendisini de tatmin etmediğini anlattı “Engin Çeber çok vahim ve beni yaralayan bir ölüme kurban gitti. Verdiğim rapor beni de tatmin etmedi ama bilirkişi olarak Yargıtay içtihatlarını uygulamak zorundaydım” dedi. Karakaş şöyle konuştu: “Çeber’in yaşam süresini hesaplarken kullandığımız nüfus kayıt tablosu 1931 yılına ait.
Bilirkişi olarak uygulamak zorunda olduğumuz Yargıtay içtihatlarıyla ortaya çıkmış aktüel hesaplama yöntemleri ve kuralları var. Buna uymama şansım yok. Benim yaptığım işlem bir değer biçme değil. Mahkeme manevi tazminatı takdir ederken Çeber Ailesi’nin yaşadığı acıyı da gözönünde bulunduracaktır.”
Habertürk
SON VİDEO HABER
Haber Ara