Prof. Ali Şafak: Olaylardan dolayı kanun düzenlemesine gidilmesi doğru değil

Turgut Özal Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Şafak, MİT Kanunu'nda yapılacak değişiklikle ilgili, somut bir olaya göre konulan kuralın soyut olması gerektiğini söyledi. Şafak, böyle mevzii olaylardan dolayı yeni bir kanun düzenlemesine gidilmesinin doğru olmadığını söyledi.
    Cihan Haber Ajansı muhabirine konuşan Prof. Şafak, uzmanlık isteyen konularda özel yetkili mahkemelere ihtiyaç bulunduğunu vurguladı. CMK 250'nin delinmesini doğru bulmadığının altını çizen Şafak, "Şahsa göre düzenleme iyi bir şey değil. Somut bir olaya göre kural konur ama konulan kural soyut olması lazım. Başbakan'ın vereceği izin, vereceği şunlar hakkında falan deniyor, bunlar isabetli şeyler değil. Yargılamada kanun önündeki eşitlik ilkesini samimane bir şekilde savunacaklar. Böyle ayrıcalıklı şeyleri, düzenlemeleri bırakmak lazım. Böyle mevzii olaylardan dolayı yeni bir kanun düzenlemesine gidilmesi doğru değil." dedi.
    Bugün suçlarla mücadelede, teknolojiden yardım alınması gerektiğini dile getiren Şafak, iletişimin dinlenmesinde, teknik takipte, ara eleman kullanma konusunda bunun kaçınılmaz olduğunu, ancak bunun suç işlenemez şartıyla yapılması gerektiğine dikkat çekti. Memurlarla ilgili yargılamaları da eleştiren Şafak, şöyle devam etti: "Madem kanun önünde herkes eşittir. Memursan da vatandaş da olsan, suçun varsa sığınma amirin himayesine. Git alnının akıyla orada temizlen gel. Dolayısıyla böyle ayrıcalıklar doğru değil."
    Turgut Özal Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Battal ise referandumda "yetmez ama evet" demenin mantığının yeni bir anayasa olduğunu hatırlattı. Referandumda geçen anayasa değişikliğinin sistemi değiştirmediğini ifade eden Battal, "Sistemi işleten şahısları değiştirdi. Hem Yargıtay'da hem Danıştay'da hem Anayasa Mahkemesi'nde hem de HSYK'da sistem esaslı bir değişikliğe uğratılmadı. Sistem değişikliğinden kasdettiğim ideolojik bir değişikliktir. Anayasayı ideolojiden arındırmaya yönelik hiç bir şey yapılmadı. Sonradan da yapılmadı, gündeme de getirilmedi. Herkes neyi bekliyor; Türkiye'de Anayasa'yı ideolojiden arındırmayı bekliyor. Dolayısıyla asıl uyum kanunu yeni anayasadır. Çünkü ideolojisiz, dayatmasız, herkese eşit, rahat bir şekilde kucaklayan bir devlet modeline ancak yeni bir anayasa ile geçebiliriz." diye konuştu.
Yeni anayasa çalışmalarından da mutlu olmadığını belirten Prof. Battal, "Mutsuzluğumun sebebi, gerçekten görüş alınmak isteniyor gibi görünüyor, doğru ama halk yeterince görüş vermeye istekli değil. Sivil organizasyonlarda sıkıntı var." şeklinde konuştu.
    Turgut Özal Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sacit Adalı ise teknik değişiklik yanında ihmal edilenin iç barışı temin etmek olduğunu söyledi. "Türkiye'nin asıl meselesi, toplum barışını kaybetmiş olmasıdır." diyen Adalı, sosyal barış ile iç barışın büyük oranda zedelendiğini söyledi. Şahsiyet ve kişilik zaafiyetinin yaşandığını anlatan Adalı, şöyle devam etti:
    "Sevgi, şefkat, merhametin kaybolduğu, kimin elinin kimin cebinde belli olmadığı bir yerde çare iç barışı temin edecek yolları bulmaktır. Şefkati, merhameti, sevgiyi, saygıyı, güveni sağlayıcı tedbirleri nasıl alabileceksek; biraz da buna kafa yorulması gerekiyor. Çok kısa vadeli tedbirler içindeyiz."