Şike operasyonunun görünmeyen yüzü

Geçen 3 Temmuz'dan beri gündemde ilk sırada yer alan şike operasyonunda futbolculardan sanık avukatlarına, yorumculardan hukukçulara herkes konuştu. Operasyonu yapan polisler hariç... İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize İşler Şube Müdürlüğü'ne bağlı polisler, 26 Kasım'dan 3 Temmuz'a kadar şüphelileri adım adım takip etti. Hem fiziki hem teknik takiple. Bu süre içinde polislerin yaşadıklarını gazeteci Emrullah Erdinç ve Özkan Tamirak, Ne Şike Bitti Ne Sevdam adlı kitapta anlattı. Operasyonun 'beyin takımı'ndaki 15 polisle görüşen iki gazeteci, yaşananları belgesel-roman türünde kaleme aldı.

Kitapta sadece üç kişinin ismi yer alıyor: İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Mutlu Ekizoğlu ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar Şube Müdürü Ardıç. Operasyonda görevli diğer 13 polise başka operasyonlarda da görev aldıkları için kod isim verildi. Erdinç ve Tamirak, şike operasyonuyla edindikleri izlenimleri şöyle anlatıyor: "'Sinek küçüktür ama mide bulandırır' derler ya Türk futbolunda mide bulandıracak birtakım noktalar var. Sanık avukatları şikenin olmadığını söylüyor fakat polislerin takibine baktığınızda mide bulandıran olaylar var. Herkes üzerindeki formayı çıkarıp Türk futbolu için iyi bir şeyler yapmak zorunda." İşte operasyon süresince polislerin yaşadığı film gibi olaylar...

Papermoon'da sevgili gibi oturdular

Polisler şüphelilerin kullandıkları Porcshe gibi lüks otomobilleri takip etmek, o araçların hızına yetişmek için performansı yüksek araçlar kiralıyorlar. Öte yandan kendilerine pahalı kıyafetler satın almışlar. Operasyonun beyin takımında iki kadın polis var, daha fazla kadın polis sonraki aşamadaki devreye giriyor. Mesela Papermoon'da takip yapılırken sevgili kılığında oturuyorlar. İbrahim Akın'ı kadın polis takip ediyor. Çektiği görüntüleri gördük, İbrahim Akın polisi nasıl fark etmemiş hayret ettik. Çünkü İbrahim'in çok yakından görüntüleri var, üstelik kameraya bakıyor!

FB başkanını evden 'buz adam' aldı

Telefon konuşmalarında Aziz Yıldırım agresif bir profil ortaya koyuyor. Polisler ne olur ne olmaz diye Yıldırım'ı gözaltına alacak kişi olarak bir emniyet amirini seçiyor. O kişi emniyette 'buz adam' olarak biliniyor. Çünkü küfür edilse de tepki vermeyen biri. Yıldırım'ın evine gittiklerinde Yıldırım hiç tepki vermiyor, 'Gidebiliriz' diyor. Ama şaşıran çok. Operasyonu televizyondan izleyen menajer Abdullah Başak telefonda 'Herkesi gözaltına alıyorlar, şunu da almışlar, bunu da almışlar' derken kapı çalıyor, telefondaki kişiye 'Benim kapım çalındı, dur' diyor. Polisleri karşısında görünce 'Beni de almaya geldiler' diyor.

Aziz Yıldırım aracı fark etmiş

Şüpheliler zaman zaman takip edildiklerini anlıyor. Örneğin Aziz Yıldırım bir gün otomobilindeyken arkasındaki arabanın kendisini takip ettiğinden şüpheleniyor. O arada polisin otomobili yolda kalıyor, Aziz Yıldırım korumalarına 'Plakayı alın' diyor. Yıldırım, Emniyet'teki dostlarını arıyor, plakanın kime ait olduğunu tespit etmek için. Tabii teknik takipte olduğu için organize şubede 'araç yandı' alarmı veriliyor. Organizenin aracı kayıtlarda kasaplık yapan bir vatandaşın aracıymış gibi gösteriliyor. Sadece bu soruşturma için söylemeyeceğim, polisi biraz hafife alıyorlar. Mesela şike operasyonunda bazıları telefon görüşmelerinde 'Ya şimdi belki bizi biri dinliyordur' diyor ve İngilizce konuşuyor. Ama bilmiyorlar ki teknik takip yapan polis de İngilizce biliyor!

Cemaat polisi hırsız zannetti

POLİS, menajer Abdullah Başak'ı takip ediyor. Başak, o gün ortada yok. Polisler Başak'ı ararken yanlarına bakıyorlar ve Başak'a 'şike hediyesi' olduğu iddia edilen Mini Cooper otomobili görüyorlar. Fark ediyorlar ki o gün kandil. Otomobil caminin yanına park edilmiş, polisler Başak'ın camide olabileceğini düşünüp camiye giriyor. Kapıdan bakıp Başak'ı arıyorlar. Cemaat bunları ayakkabı hırsızı zannediyor. Cemaatten birkaç kişi başlarına dikiliyor, bunlar hala Başak'ı ararken cemaat iyice huzursuz oluyor. Polisler kaçınca cemaat de kovalıyor!

Operasyon yüzünden geç evlendi

Operasyonun başında kod adı İlker olan bir komiser var. İlker, bu operasyon sürerken 17 Şubat'ta polis arkadaşının aracılığıyla bir kızla tanışıyor. Tesadüf o ki kız Fenerbahçe'nin tribün kızı. Kızın babası da fanatik Fenerbahçeli. İkisinin arkadaşlığı evliliğe doğru gidiyor. Kızı istemeye gidecekken tam üç kez operasyonlar yüzünden erteleniyor. 26 Haziran'a evlilik tarihi alıyorlar. İlker, düğün davetiyesini müdürüne götürdüğünde müdürü 'Bu operasyonu yapmadan evlenmen yasak' diyor. Düğünü iptal ediyorlar. Şike operasyonu yapıldığı zaman İlker, bir gün kayınpederinin evine gittiğinde kayınpederi polislere ağır hakaret ediyor. İlker, operasyonu kendisinin yaptığını söylemiyor, yoksa adam kızını vermeyecek. İlker komiser 10 Eylül'de evlendi ama kayınpederi operasyonun başında İlker'in olduğunu hala bilmiyor.

Mosturoğlu’na haber veren taksici

Mesela bu operasyonu sanıklara haber veren polisten bahsedildi. Aslında bilerek bilgi sızdırmıyor. Soruşturmada aktif görevi bulunmayan polis, bir taksiye biniyor. Konu Fenerbahçe'den açılıyor, taksi şoförü şampiyon oldukları için ne kadar mutlu olduğunu anlatıyor. Polis de 'Sevinmeyin bu kadar, alırız sizin kupanızı' diyor. Bu taksi şoförü Şekip Mosturoğlu'nun kızkardeşini iyi tanıyor, onu getirip götürüyormuş. Hemen arıyor 'Abla, dün organizeden bir polis bindi taksiye 'Alırım sizin kupanızı' dedi' diyor. O da abisi Mosturoğlu'na durumu anlatıyor. Taksi şoföründen o polisi bulup Kumbağ'daki yazlıklarına yemeğe davet ettiklerini söylemeleri isteniyor. Polis o yemekte de 'Bu kadar heyecanlanmayın alırız kupanızı' demeye devam ediyor. Mosturoğlu, Aziz Yıldırım'a haber veriyor. Telefon teknik takipte olduğu için organize 'İçeriden sızma var' diyor. Ekip sızmayı, Aziz Yıldırım da ne olduğunu araştırıyor. Mosturoğlu araştırma sonucunda Yıldırım'a 'Başkanım bu iddia ile ilgili bir araştırma, bizimle ilgili değil' diyor.

Amirin oğlu, babasına küstü

Takibi yapan polisler arasında Fenerbahçeli, Beşiktaşlı, Trabzonsporlu olan da var. Operasyonunun başındaki Emniyet Müdür Yardımcısı Mutlu Ekizoğlu koyu Fenerbahçe taraftarı. 3 Temmuz günü Ekizoğlu'nun fanatik Fenerbahçeli küçük oğlu babasını arıyor, 'Baba Aziz Yıldırım gözaltına alınmış' diyor. O da kendilerinin onu gözaltına aldığını söyleyince oğlu 'Peki gözaltında Galatasaraylılar var mı?' diye soruyor. Ekizoğlu 'Operasyon Fenerbahçe ve başka takımları ilgilendiriyor, Galatasaray yok' diyor. Çocuk bu kez 'Baba, benim için Aziz Yıldırım'ı bırakır mısın?' diyor. Bunun mümkün olmadığını söyleyince oğlu babasıyla bir hafta konuşmuyor.

İnci Döndaş/Star