Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Esad son kozunu oynuyor

Suriye rejimi, Rus-Çin vetosunun ardından katliamlarını artırdı. Beşşar Esad’ın ülkesine uluslararası askeri bir müdahalenin imkansız olduğunun farkında olmasının kendisini katliamlarını artırmaya ittiğine işaret ediliyor.

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-02-07 12:35:44

Esad son kozunu oynuyor
Ahmet Yılmaz / TIMETURK

Suriye’deki Beşşar Esad rejimi Uluslararası Güvenlik Konseyi’nin akan kanı durdurabilmek için ciddi bir şekilde hareket etmekten aciz olduğunu görünce dikkat çekici operasyonlarını hızlandırdı. En başta Humus ve Hama olmak üzere çeşitli bölgelerde gerçek anlamda katliamlar yaşandı. Yüzlerce kişi öldü. Bu ise Esad’ın yanmakta olan sahnedeki son kozu gibi görünüyor.

Katlin hızının artırılması rejimin umutsuzluk aşamasına vardığı ihtimalleri üzerine soruları beraberinde getiriyor. Bir yandan uluslararası konumda Rusya ve Çin’in vetosu nedeniyle açık bir çatlak söz konusu iken son çatışmasında savaşır bir eda ile
Humus’u vahşi bir şekilde bombalamaya başladı.

Suriye makamları tutuklamalardan halkın yaşadığı şehir ve mahalleleri bombalamaya ve ardından toplu katliamlara; elinde ne silah varsa kullandı. Belki de bu şekilde korkutmayı hedefledi.

Diğer bölgelere gözdağı

Aynı bağlamda Yerel Koordinasyon Komiteleri Sözcüsü Muhammed Abdullah basına yaptığı açıklamalarda şöyle dedi: ‘Esad rejimi, Humus’u vurmada aşırıya gidiyor. Çünkü burası devrimin başkenti. Böylece diğer bölgeleri de aynı akıbetle karşılaşma hususunda korkutuyor. Esad ayrıca uluslararası kement kendisini sıkmadan önce süratle sorunu çözmek istiyor.’

Esad rejimi aynı zamanda sırtını Güvenlik Konseyi’ndeki Arap-Batı projesine karşı Rusya-Çin vetosuna dayıyor. Bu veto kendisine daha fazla öldürüp kan akıtmak için yeşil ışık gibi görünüyor.
Suriye rejimi, dikkat çekici coğrafi etkenler nedeniyle ülkesine uluslararası askeri müdahalenin imkansız olduğunun farkında.

Bunların en başında da İsrail ile komşu olması ve bölgenin tümünü tehdit edecek geniş çaplı bölgesel bir savaş çıkması korkusu geliyor.

Buna karşın uluslararası müdahale direk olmasa da yine de örneğin muhalefete askeri destek ve kolaylıklar sağlanması gibi yollarla gelecek aşamalar için bir alternatif olarak mevcuttur. Bu destek belki de NATO üyesi Türkiye sınırından gerçekleştirilir.
Aynı şekilde eğer işler muhalefetin lehine ilerlerse Özgür Suriye Ordusu’nun operasyonlarını kolaylaştıracak, Esad rejimine bir ölçüde psikolojik yenilgi hissi yaşatacak nitelikli darbelere de başvurulabilir.

Suriye rejimi, Güvenlik Konseyi’ndeki Rus-Çin vetosu nedeniyle kesinlik kazanamayan uluslararası konum ve bazı Arap ülkelerinin muhalefeti askeri olarak destekleme hususunda henüz açık bir tavır sergileyememiş olması üzerine de oynuyor.

İran da ayrı bir destek

İran kozuna gelince bu da Suriye için ayrı bir destek sayılmaktadır. Suriye rejimi Batı ve Arapların askeri çözümden ve alevli topun yuvarlanarak İran’ı, Körfez’i, dünya petrol tankerlerinin büyük kısmının geçtiği Hürmüz Boğazı’nı, Lübnan’ın güneyindeki Hizbullah’ı ve İsrail’in kuzey sınırını da kapsaması olasılığından yana duydukları endişenin çok iyi farkında.

Bu nedenle de Suriye’de durumun çözülmesi temel olarak içeride görülen gelişmelere, Özgür Suriye Ordusu’nun daha fazla yer ele geçirmesine ve Baas Ordusu’ndan daha fazla ayrılmalar olması üzerine oynamasına bağlı.

Özgür Suriye Ordusu’ndan Tuğgeneral Mustafa Eş-Şeyh basına yaptığı açıklamada şöyle dedi: ‘Suriye rejimi ordusunun Humus’ta giriştiği bu savaş başarısızlıkla sonuçlanmaya mahkumdur.’ Eş-Şeyh, rejimin askerlerinin ayrılmalar meydana gelir korkusuyla hareketlerinin kısıtlanmasından dolayı maneviyatlarının oldukça düşük olduğuna ve rejimin ordusundaki hazırlık düzeyinin ancak yüzde otuz olduğuna işaret etti.

Özgür Suriye Ordusu’nun ve aynı şekilde Ulusal Konsey’in önümüzdeki dönemde Uluslararası Güvenlik Konseyi’nden uzak bir şekilde hareket edeceklerini vurgulamaları da hiç garipsenecek bir hal değildir. Zira İngiliz Gazetesi The Guardian’ın haberine göre ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton bu yönde bir mesaj göndererek ülkesinin vetodan dolayı yaşadığı hayal kırıklığını dile getirdi.

Körfez ülkeleri-İran savaşına dönüşebilir

Gazete aynı zamanda Körfez Ülkeleri’nin Suriye’deki silahlı muhalefete askeri yardımlar sunması ve bu durumda ülkenin Körfez ülkeleri ile Esad rejiminin en büyük ve en önemli müttefiki İran arasında çatışma sahasına dönüşmesi olasılığı hakkındaki tahminlere yer veriyor.

Suriye rejimi ayrıca devrimci bölgelerdeki halkı ezmeyi hedefleyen sürekli bastırma eylemleriyle muhaliflerini bitkin düşürmek, protestocuları umutsuzluğa itmek için vakte ve krizi uzatmaya oynuyor.

Bazen de nüfusun Alevilerden, Sünnilerden, Hıristiyanlardan, Dürzilerden ve diğerlerinden oluşan karışık yapısını hatırlatarak mezhepçilik ve iç savaşla korkutma yöntemine başvuruyor.

Suriye topraklarında yaşanan olaylar rejimin elindeki evrakların ardı ardına tükenmekte olduğuna işaret ediyor. Rus-Çin himayesi de Batı baskısı karşısında fazla uzun sürmeyecek gibi görünüyor. Birçok durumda Güvenlik Konseyi kapsamı dışında kalan bu Rus-Çin muhalefeti daha önce Irak ve Libya’ya direk uluslararası müdahaleye engel teşkil etmemişti.

Sonra Özgür Suriye Ordusu’nun operasyonlarının gelişmesi ve çatışmaların rejimin Şam’daki kalelerine yaklaşması Moskova ve Pekin’i ileriki aşamalarda müttefikleri Esad’dan vazgeçmeye itebilir.

İran ise bu durumda kendisini fırtınanın karşısında yalnız bulunca çıkarları ağır basabilir. Batı ile nükleer programı nedeniyle yaşadığı krizin gidişine göre sonunda kendisini çatışmanın dışına uzaklaştıran siyasete uyum sağlamayı kabul edebilir. Böylece Esad da en önemli kozlarından birini kaybetmiş olur.
SON VİDEO HABER

Şam'daki saray yakıldı, eşyalar alındı

Haber Ara