Suriye için ne gerekiyorsa yapacağız
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Suriye'deki olaylarla ilgili ne gerekiyorsa yapacaklarını ancak askeri müdahalenin Türkiye için bir seçenek olmadığını belirterek, ''Suriye'de yaşananlara karşı milletlerarası, Birleşmiş Milletler'in alacağı kararların ve Arap Birliğinin alacağı kararların uygulanması lazım. Birileri zaten dış müdahale bekliyor. Suriye'deki yönetim de halkını bununla aldatıyor'' dedi.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-02-06 07:28:50
Arınç, Bursa'da yayın yapan Line TV'de konuk olduğu bir canlı yayın programında, Suriye'de hemen hemen bir yıldan beri büyük bir vahşet yaşandığını, masum insanlara silah doğrultulduğunu söyledi.
En son Mevlit Kandili akşamında Humus'ta resmi kayıtlara göre 337 ölü, bin 500'e yakın yaralı olduğunu belirten Arınç, bir şehrin kuşatıldığını, akşam ezanında minarelerden sala verilirken bombalandığını, kadınlar, çocuklar, gençler ve erkeklerin öldüğünü bildirdi.
Arınç, bunun belki son yüzyılda yaşanan büyük katliamlardan birisi olduğunu ifade ederek, ''Bunun sorumlusu Esad ve onun ordusu. Bu çok açık. Böyle bir vahşetin yaşanacağını baştan tahmin ediyorduk. Çünkü Lazkiye de ramazan günü bombalanmıştı, denizden bombaladılar Lazkiye'yi. Bunun dışında Hama kuşatıldı, sokaklarda insanlar vuruldu ama böylesine büyük sayıda toplu katliam yaşanmamıştı'' diye konuştu.
Bu yüzden bir yıla yakın zamandır Suriye'yi anlayacağı dil ne ise o kanaldan ikaz ettiklerini kaydeden Arınç, ''Yeri geliyor tehdit ediyoruz, yeri geliyor 'yapmayın, etmeyin, halkın taleplerini dinleyin, seçime gidin, belki siz seçilirsiniz ama demokrasiyle bu işten kurtulacaksınız, vatandaşla karşı karşıya gelip ona zulmetmek sizi abat etmez' diyoruz. Onlar bize kızıyorlar'' diye konuştu.
Arınç, muhalefetten de tepki geldiğine işaret ederek, şöyle devam etti:
''İşin kötüsü CHP de bize kızıyor, MHP de bize kızıyor. 'Siz ne karışıyorsunuz Suriye'ye, bu Suriye'nin iç meselesi' diyorlar. Suriye'nin iç meselesi olduğu kadar bizim de meselemiz. Aynı coğrafyada yaşıyoruz, iki taraftan akrabalarımız var. En azından insan hakları ihlallerine karşı Türkiye sesini yükseltmesin mi? Bu Suriye'de değil de başka bir ülkede olsaydı sessiz mi kalacaktık? Ama burayla sınırız, 800 kilometre sınırımız var. Suriye'nin güvenliği aynı zamanda bizim güvenliğimiz. Her açıdan bizim güvenliğimiz. Dolayısıyla oradaki yönetimi doğru yola çekmek için çaba sarf eden hükümetimize karşı CHP kendi içinden heyetler gönderdi, neredeyse Esad ile samimi pozlar verdiler, Türkiye'ye döndüler 'Siz ne hakla Suriye'ye laf söylüyorsunuz' diye bize çattılar. MHP aynı şekilde, en son bütçe konuşmamız içinde sayın Şandır, Suriye konusunda bizi suçladı.''
Bu katliamın üzerinden iki gün geçtiğine dikkati çeken Arınç, şunları kaydetti:
''Basın danışmanıma sordum 'Kılıçdaroğlu'ndan bir açıklama var mı? Bu olaydan duyduğu üzüntüyü ifade eden basit bir cümle duydun mu?' dedim. 'Şu ana kadar duymadım' dedi. 'Sayın Bahçeli'den iki günden bu yana Suriye'de yaşanan bu vahşet için oradaki halkla dayanışmasını gösteren bir cümle duydun mu?' dedim. 'Duymadım' dedi. Biz ne kadar haklıymışız meğerse. Suriye yönetimine karşı görevimizi yaparken bir taraftan bu şantaj değil, baskı değil, 'yanlış yapıyorsun, halkına silah çekme.' Sniperler var, tek tek adam öldürüyor, toplar var şehirleri bombalıyor. Bu bir vahşettir.
Bütün dünya buna duyarsız diyeceğim, değil. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde Suriye'ye karşı yaptırımları öngören ve Esad'a 'çekil' mesajı verecek karar tasarısı oy birliğiyle çıkıyor ama Rusya ve Çin veto ediyor. Bu da ayrı bir ayıp. Rusya ve Çin'in Suriye'de yaşanan bu olaylar karşısında kılı bile kıpırdamıyor. 'Peki, Rusya ve Çin Müslüman değiller, onlar çok da uzakta, 'onlara ne Suriye'de yaşananlardan' diyebilirsiniz. İran'dan ses çıkmıyor, adı İran İslam Cumhuriyeti. Bu nasıl Müslümanlık, bu nasıl Müslüman kardeşliği. Sen orada korunmasız insanların öldürülmesi karşısında bir söz söylemeyecek misin? İran'daki Maliki bir söz söylemeyecek misin? Lübnan'daki Mitaki sen bir şey söylemeyecek misin kardeşim? Aralarında başka türlü bir dayanışma var. Bu İslam'da olmayan bir şeydir. Türkiye her zaman mazlumdan yana olduğunu bir kez daha gösterdi ve şu anda Suriye'de yaşananlara karşı sadece sesini yükselten ve mazlumlarla dayanışma içinde olduğunu gösteren Türkiye var, bundan dolayı herkes iftihar etmeli.''
-''Mezhepsel deyince Kılıçdaroğlu huylanıyor''-
Arınç, bu durumun mezhepsel farklılıklardan kaynaklanabilme ihtimalinin hatırlatılması üzerine, şöyle konuştu:
''İşte 'başka bir beraberlik var' dedim. 'Mezhepsel' deyince sayın Kılıçdaroğlu bundan da huylanıyor. Yani o kelimeyi de ağzıma almak istemiyorum. 'Bu bir mezhep dayanışması değildir' diyorlar. O zaman 'başka türlü, bizim anlayamadığımız bir dayanışma var' denilebilir. Ama bakın misal veriyorum, ses çıkmıyor. Ses çıkmaması ya bu işin onaylandığı anlamına gelir ki hiçbir vicdan bunu tasvip etmez, onlardan da bunu beklemem veya duyarsızlıktır. Duyarsız olmayacağız. Hayvan hakları için ortalığı birbirine katanlar, elbette hayvan haklarını koruyalım ama 337 kişiden bahsediyoruz. Bunların hepsi bir dünya, hepsi bir hayat, hepsinin bir başarı öyküsü var. Bunlara karşı duyarsız kalmak çok kötü. Hamdolsun biz o safta değiliz.''
AA
SON VİDEO HABER
Haber Ara