'Örgüt suçu yok' ne demek?

İlk olarak sözü alan Mustafa Karaalioğu: "Davanın 5 yıl sürmesi elem ve keder yaratmıştır. Başlangıçta tetikçi ve bir arkasındaki hemen yakalandı ve alabilecekleri en yüksek cezayı aldılar fakat baştan beri gözümüz bu olayın arkasında başka güçler olduğuna odaklanmıştı. Bu olayın sistematik planlı ve organize olduğu belliydi. Trabzon Pelitli'den başlayan herkesin bildiği o cinayet var. Kamu görevlileri ve jandarma komutanı var ki bu isim başlı başına bi çok vaka ile ilgili araştırmaya değen bir isimdir ve araştırılmamıştır. Bu davanın 5 yılında talihsizliklerle dolu gelişmeler devam etmektedir. Bu olayın arkasında başka güçler olduğu bilinmesine rağmen bu kişilere ulaşmada görünür engeller var ve bu insanların üzerine neden gidilemediği büyük bir muammaya dönüşmüş durumdadır. Siyasi iktidarın daha olayın en başından bu olayın arkasındaki güçlere gidilmelidir demelerine rağmen bu olayın üstüne gidilememesi garip ve ilginçtir. Savcıyla mahkeme heyeti arasında büyük ayrımlar var. Savcı temyize gideceğini işin içinde bir örgüt olduğunu feryad ederken mahkeme ise beklentinin çok altında bir karar vermiştir. Bu örgütlü bir karar ama 'örgütün' bulunamadığı bir karar olmuştur". dedi

Karaalioğlu sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Yasin Hayal'in en ağır cezayı alması onu belki konuşturacaktır. Ona belki 2-3 yatar çıkarsın denmişti ancak verilen ceza öyle olmadı'bu işin içinde bi tek saf benmiyim'diyecektir. Onun konuşması en azından arkasındaki 2-3 adamı ortaya çıkaracaktır".dedi. Bunun üzerine Okay Gönensin Sabancı cinayeti sanığının cezaevinde öldürülmesini örnek göstererek Yasin Hayal'in buna zamanı olmayabileceğine dikkat çekti.

Karaalioğlu "Bütün kamuoyu davanın bu şekilde bitmesi yüzünden 'bu iş olmadı' demiştir. Bu da bu işin araştırılması kısmının daha iyi yapılması için bir baskı yaratacaktır. Bu yüzden bu dava iki bölümlü enteresan bir davaya dönüşecektir. 1. bölümde sadece tetikçiler ve maşalar ceza alırken bundan sonraki süreçte arkasındaki güçlerin araştırılıp ortaya çıkarılacağı bir süreç olacaktır. Medyada bundan sonraki süreçte bu işin arkasındakiörgüt bağlantısının üzerine gidecektir" diyerek yarınki Star Gazetesi manşetini gösteren Karaalioğlu İyimser olunması gerektiğine dikkat çekti.

Fehmi Koru ise bu konuda iyimser olmadığını belirterek bunun nedenlerini şöyle açıkladı. "Türkiye'de bu tür davalarda işin içinde siyaset varsa ve bir kaç genç varsa hep tersi olur o gençlerden bir örgüt çıkarılır. Örgüt olunca suç ağırlaştığı için mahkemeler o gençlere hep en ağır cezayı verirdi. Burda ise tersi öldu. Karşımızda tamemen bir örgüt manzarası varken işin içinde gençler ve onları yönlendiren ağabeyler ve daha önce papaza karşı işlenmiş eylemler ve Malatya'daki cinayet ile Karadeniz'deki misyonerlik karşıtı eylemler varken bütün bunlar hiç bilinmiyormuş gibi örgüt yok kararı çıkmıştır. Ben hiçbir şey bilmesem hakim olsam uzaydan gelmiş olsam bile hemen bunun bir örgüt olduğunu düşünürüm. Ama ne hikmetse mahkeme 5 yılda yaşanan bu kadar şeyden sonra hayır bu bir örgüt değildir kararına varmıştır ve bu gariptir. Bu davadan çıkan karar en kötü karardan bile daha kötü bir karardır. Sanıklara ve sanık avukatlarına mikrofon uzatılsa siz ne dersiniz bu örgüt dışına sevkedilmeyi onlar bile kendilerine yediremezler. Ama mahkeme böyle takdir etti ben Yargıtay'da bunun ne olacağını görmek istiyorum".

Daha sonra söz alan Oktay Gönensin ise "Hrant Dink'in bertaraf edilmesi operasyonunu başlatan şu an Silivri cezaevinde Ergenekon sanığı olarak bulunan bir çevredir. Bunu daha sonra Merkez medya olarak bilinen bir kısım medya ve yöneticileri devraldı ve Hrant kamuoyu önüne atıldı ve cinayetin manevi kısmı halledildi. Buna devletin bazı birimleri de ortak oldu ve sistem aklandı." dedi. Abdi İpekçi cinayeti örneğini veren Gönensin "Dink cinayetiyle bu olay arasında benzerlikler vardır ve devlet iki olayda da içine doğru kapanmıştır" dedi.

Star