Irak ve Afganistan’da hizmet eden Amerikan askerlerinin Batı uygarlığının elçileri olması, resmi ve kişisel uygulamalarında bu uygarlığın değerlerini yansıtmaları öngörülmekte. Zira hükümetleri, bu iki ülkeyi demokratik değerlerin, adaletin ve insan haklarına saygının derinleşmesi için işgal ettiklerini söylüyor. Ancak tablo, tamamen farklı. Önceki gün internet sitelerinde, bir grup Amerikan askerinin Taliban hareketi üyelerinin cesetlerine ‘işerken’ çekilen video görüntüleri yayımlandı.
Bu noktada aslolan, ister canlı ister ölü olsun, insana saygıdır. Bütün dinlerin öğretilerine, anayasalara, laik ve beşeri yasalara göre, insanın aşağılanması ve işkenceye maruz kalması yanlıştır. Ancak Amerikan askerlerinin, bütün bu dinleri ve toplumsal normları aştığı, insan hakları ihlallerini sıradan uygulamalar olarak değerlendirdiği görülüyor.
Bu olay bir ilk olsaydı, Taliban hareketi üyelerinin cesetlerine ‘işeme’ olayını bütün Amerikan güçleri bireylerini kapsamayan bireysel ve istisna bir olay olarak görecektik. Ancak Ebu Gureyb Cezaevi’nde Iraklı tutuklulara yönelik cinsel saldırı suçundan sonra, bu tür uygulamalar hakkında derin bir kanaat ve hatta ‘öteki’ni hakir gören ve düşüncelerini aşağılamaktan zevk alan askeri eğitimin bir parçasını yansıttı kanaatine vardık.
‘Öteki’ne saygısızlık
Bu iğrenç eylemi gerçekleştiren Amerikan askerleri, bu cesetlere, onların sahiplerine ve ait oldukları inanca karşı yaptıkları saygısızlığın boyutunu bilmiyor olamazlar. Zira onlar, aylardır ve hatta yıllardır Afganistan’da hizmet veriyorlar. Hizmet verdikleri ülkelerin gelenekleri, âdetleri ve değerlerine dair eğitici ve açıklayıcı dersler aldıkları öngörülmekte. Tabii bu dersler, karşı tarafı öldürmeye ve aşağılamaya teşvik ediyorsa, durum başka.
Ölü ya da canlı olsun fark etmez; bir insanın üzerine ‘işemek’ şüphesiz bir aşağılamadır. Hatta işkencelerin hafif kaldığı bir aşağılamanın zirve noktasıdır. Zira kendilerininkinden başka bir dinin mensupları olan insanların inancına dokunmaktadır.
Müslümanlar, Ebu Gureyb Cezaevi mahkûmlarına yönelik fiziksel işkenceleri kınamalarına rağmen isyan etmedi, ancak Amerikan askerleri tarafından tutuklu erkeklere ve kadınlarına yönelik cinsel ihlaller ortaya çıkınca öfkelendiler.
Aynı çerçevede Batı toplumlarında bazı Müslümanlara yönelik gerçekleştirilen zulümler, Karaçi, Gazze, Jakarta, Kahire ve diğer İslam ülkeleri başkentlerinde gösterileri patlatmadı.
Seferberlik ihtimali
Ancak Hz. Muhammed’i aşağılayan karikatürlerin çizilmesinin, Hintli yazar Salman Rüşdi’nin ‘Şeytan Ayetleri’ kitabında olduğu gibi, İslam’ın imajını lekeleyen kitaplar yazılmasının, İslam ülkelerinin başkentlerinde dini sembollerin aşağılanmasına tepki olarak protesto etmek, polisle çatışmak ve hatta inancını savunarak ölmek üzere milyonlarca insanı sokaklara döktü. Bu iğrenç ve kışkırtıcı Amerikan eylemi, dünyanın dört bir yanındaki Müslümanları öfkelendirecek, Taliban hareketinin yandaşlarını işgalci ABD ile savaşa seferber etme görevini kolaylaştıracaktır. Ayrıca ABD’nin Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai ve Amerikan işgali bölgesinde savaşan güvenlik güçleri gibi müttefiklerini de sıkıntıya sokacaktır.
(Londra’da Arapça yayımlanan Kuds ül Arabi gazetesi, Başyazı, 13 Ocak 2012)
Radikal
