Obama'nın bir İsrail sorunu var
Barack Obama'nın bir İsrail sorunu var. Neredeyse üç yıl oldu ama Başkan hâlâ İsrail Başbakanı'nın nazını mı çekecek yoksa ona baskı mı yapacak karar veremedi.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-01-04 06:41:07
Obama ve Binyamin Netanyahu, ikisini de daha iyi gösterecek bir konuda, birbirlerine yatırım yaparak işbirliği yapmanın bir yolunu bulamazlarsa ABD-İsrail ilişkileri çok engebeli bir yola girecek.
Obama'nın İsrail ile ilgili fikirleri iki temel gerçekliğe dayanıyor. Birincisi, yapısal ve Obama'nın dünyayı nasıl gördüğüyle ilişkili. İkincisi ise daha duruma bağlı ve Netanyahu politikalarına karşı bakışıyla ilgili. İki gerçeklik birleştiğinde ortaya neredeyse öfkeye yaklaşan bir derin gerilim ortaya çıkıyor. Kendisinden önceki başkanlar Bill Clinton ve George W. Bush'un aksine Obama, İsrail fikrine özel bir sevgi beslemiyor. Entelektüel olarak İsrail'in varlığını anlıyor ve destekliyor: Karanlık geçmişi olan küçük demokratik bir ulus, büyük varoluşsal tehditler karşısında.
Fakat Clinton ve Bush, İsrail'in hikâyesine ve bu hikâyeyi anlatan başbakanlara duygusal bir şekilde bağlıydılar. Clinton, Izak Rabin'in -hem barışta hem savaşta lider ve kahraman- dizinin dibinde otururdu. Tıpkı bir öğrencinin muhteşem hocasını dinlemesi gibi onlu dinlerdi (bazıları baba-oğul ilişkisi gibi diyordu). Clinton anılarında "Başka bir erkeği çok nadir sevebileceğim bir şekilde onu severdim." diye yazdı. Bush çoğu zaman Ariel Sharon karşısında zorlanırdı fakat bir yandan da onun din tarihi temalı hikâyelerini ve savaş anılarını dinlemeyi severdi. Bush birçok konuda olduğu gibi İsrail konusunda da daha çok sezgisel hareket ederdi.
Obama ise İsrail'le ilgili görüşlerini İsraillilerin kovboy, Arapların ise Kızılderili olduğu "Exodus" filmini seyrederek oluşturmadı. Onun fikirleri kendi mantığından, yetiştiği üniversite ortamından ve oluşturduğu ahlakından geliyor. Bu görüş çerçevesinde Arap-İsrail çatışması iyilerin kötülerle mücadele içinde olduğu bir tiyatro oyunu değil. Kahramanlar ve kötü adamlar yerine iki haklı dava var. Bir yandan da Amerikan çıkarları var. Obama için bir yanda çözüm isteyenler ve bu çözüm için harekete geçmeye hazır olanlar diğer yanda da çözüm istemeyip çözüm yoluna da taş koymaya çalışanlar var. Üç sene sonunda Başkan, İsraillileri çözüm istemeyenler kampında Filistinlileri ise ilk kampta görüyor.
Netanyahu ile ilişkisinde ise Obama, ondan hoşlanmıyor, ona güvenmiyor ve ona bir düzenbaz gözüyle bakıyor. İsrail Başbakanı, Obama'nın bu çatışmayı çözmek yönündeki umutlarını boşa çıkardı. Üstelik Netanyahu bir aşamada Obama'nın blöfünü gördü ve Obama geri adım atmak zorunda kaldı. Bu, onun için çok kötü bir aşağılama oldu.
Aslında Amerikan başkanları ve İsrail başbakanları arasındaki gerilimin sıkça yaşandığını söylemek gerekir. Demokrat Parti'den gelen başkanlar ile Likud Partisi'nden gelen başbakanlar arasında gerilim sıradan bir şeydir. İki konu bu gerilimi yumuşatır. Birincisi ortak bir projede çalışmak, genellikle bu Arap-İsrail barışını konu alır. İkincisi de daha ziyade bu gerilimi toptan ortadan kaldırır. Bunun için iki taraftan birinin toptan yenilmesi ve yeni bir siyasi liderler grubunun ortaya çıkarak ilişkileri baştan başlatması gerekir. Jimmy Carter ile Menachem Begin arasındaki gerilimde Ronald Reagan başkan oldu. Kendisi Amerikan tarihinin en İsrail yanlısı başkanlarından biriydi.
Önümüzdeki süreçte ilginç olan, ne bir ortak projenin ne de lider değişiminin olası gözükmesi. İran nükleer meselesi ise bu denklemin nereye doğru gideceğinin bilinemeyen bir parçası. İran'daki nükleer faaliyet alanlarına bir İsrail saldırısı olasılığı yadsınamaz. Fakat böyle bir durumda özellikle de İran'dan sert bir tepki gelirse bu, ABD ve İsrail'i birbirine yaklaştırabilir. Eğer iki siyasetçi de 2013'te hâlâ makamlarında olurlarsa, bu 'ben seni yakaladım' oyunu devam edecek. Hâlâ iktidarda ama birbirlerine karşı şüpheci olacaklar ve barışma havasında olmayacaklar.
Los Angeles Tımes 2 Ocak 2012
Zaman
SON VİDEO HABER
Haber Ara