Aktüel Manası ve Hakikati Arasında İslam Düşüncesi
İslam düşüncesinde var olan aklî çabalar aklın Kur’an ve sünnetin çizdiği çerçevede kalmak suretiyle ancak değer kazanabileceğini dile getiren yazar Prof Dr. Din Muhammed'in yazdığı,özgün ve anlaşılır bir dille Türkçe'ye Muhammed Uysal'ın tercüme ettiği 'İslam düşüncesi' adli eser okuyucusu ile tanışmak için piyasaya çıktı.
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-12-26 18:05:22
“Aktüel Manası ve Hakikati Arasında İslam Düşüncesi” adlı çalışma Prof. Dr. Din Muhammed’in İslam Düşüncesi kavramının kendisini, bu düşüncenin dayandığı kaynakları ve bir düşünceyi İslamî kılan şartlar ve çerçeveyi belirlemeye çalışan bir çalışmadır.
Yazar İslam dünyasının farklı coğrafyalarında öğrencilerin içerisinde geçirdiği hayatında İslam Düşüncesinin mahiyeti ve ona yeri gelince islamîlik vasfını verebileceğimiz şartlar konusunda bir belirsizlik gördüğünü ifade etmekte ve bu konuda yazılan yazılara hevâ ve heveslerin karışmasından dolayı kavramların zayi olduğu ve ilk zayi olan kavramın da İslam Düşüncesi kavramının kendisi olduğunu belirtmektedir. Bu sebeple de bu kısa ve öz araştırmada herkesin günümüz İslam düşüncesini ve problemlerini anlamaya muvaffak olabilmesi için bu kavram ve onun tezahürlerinin belirlenmesini hedeflemiştir. Yazar, İslam Düşüncesi kavramının açık ve anlaşılır bir şekilde sınırlarının belirlenmesinin Müslümanların, özellikle de gençlerin İslamî olan görüşlerle olmayanları birbirinden ayırabilmesi için gerekli olduğuna inanmaktadır.
Bu sebeple ilk önce İslam Düşüncesinin tarifini vererek çalışmasına başlamıştır. Ona göre “İslam düşüncesi, Kitap, Sünnet ve onların verilerine dayanan aklî çabaların ürünüdür. Dolayısıyla, başlangıç noktası olarak Kitap ve Sünnet’ten hareket eder ve tekrar onlara döner. İnsanın dünyasındaki dinî, kültürel, toplumsal ve iktisadî vb. meselelerle muamelesinde bu kaynaklardan aldığı ışıkla hakikati bulur. Bu yüzden İslam düşüncesini oluşturan aklî çabalar, dayanak noktası olan Kuran, Sünnet ve onların verilerinden uzaklaştığı zaman İslamilik vasfını da yitirmiş olur.”
Yazar, İslam Düşüncesinin Kur’an, Sünnet ve bunların verilerine dayanması gerektiğini ve Kur’an ve Sünnetten uzaklaşan düşüncenin İslamîlik vasfını yitireceğine inanmaktadır.
İslam düşüncesi herhangi bir problemle karşılaştığı zaman bunu hareket noktası ve hedeflerinde vahiy dairesinde kalarak çözmektedir. İslam düşüncesinde var olan aklî çabalar aklın Kur’an ve sünnetin çizdiği çerçevede kalmak suretiyle ancak değer kazanabilir. Bu sınırlara riayet etmesi İslam düşüncesine diğer düşüncelerde olmayan çok önemli bir unsur olan ilzam-bağlayıcılık- unsurunu kazandırmaktadır.
İslam Düşüncesinin kaynakları Vahiyle birlikte onun kuralları ve yönlendirmelerine uyan akıldır. Yazarın akıldan kastı ise insanın gerek zâhirî gerekse bâtınî bütün idrakî meleke ve kabiliyetlerdir. Aklın vahiyle etkileşiminin doğru bir şekilde gerçekleşmesinin ise ancak usul-u fıkıh gibi bir metotla gerçekleşebileceğini bu yüzden de Kur’an ve Hadis nass’ların anlaşılması ve hükümlerin çıkarılmasında bu metoda uyulmasının gerekliliğine vurgu yapmaktadır.
Kitap İslam Düşüncesinin meselelerini incelemekten çok bu konudaki çalışmalar okunurken elimizde bir ölçüt olması için İslam Düşüncesi kavramının ne olduğuna yoğunlaşarak İslam düşüncesi sahasında okumalar yapmak isteyenler için bir giriş niteliğinde kısa ve öz bir çalışmadır.
SON VİDEO HABER
Haber Ara