Yemen'de düğünler devrim sonrasına kaldı
“Yemen’de gençlerden birine “ne zaman evleneceksin?” diye sorduğunuzda “devrimden sonra” diyor. Yemen’de düğünler bile devrimden sonraya ertelenmiş.”
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-12-04 00:51:35
Arap Baharı’nın en etkili yaşandığı ülkelerden biri de Yemen. Yüzbinler, hatta dönem dönem milyonlara ulaşan göstericiler haftalardır Abdullah Salih’in yönetimi terk etmesi için gösteriler yapıyorlardı. Abdullah Salih’in geçen hafta yönetimi yardımcısına terk etmesiyle Yemen’de yeni bir sürece de girilmiş oldu. Biz de geçtiğimiz haftalarda Yemen’e giderek bu ülkede çeşitli gözlemlerde bulunan Darulhikme Müdürü Mehmet Muhlis Turan’la, Darulhikme’nin Fatihte’ki merkezinde Yemen üzerine bir röportaj gerçekleştirdik. İşte Turan’ın çarpıcı Yemen gözlemleri...
Röportaj: Adem Özköse
Yemen’e giderek bir hafta gözlemlerde bulundunuz, çeşitli görüşmeler yaptınız. Bize Yemen’de neler olup bittiğini, Yemen’deki halk isyanının ne durumda olduğunu anlatır mısınız?
Türkiye kamuoyu Mısır ve Suriye’de yaşananlarla yakından ilgileniyor. Fakat Yemen’de son dönemde neler olup bittiği ile ilgili bir bilgi akışı yok. Yemen’in başkenti Sana’ya girdiğimiz andan itibaren biz de çok ilginç bir tabloyla karşılaştık. Havaalanı ve başkanlık sarayının etrafının dışında şehrin büyük bir kesimi devrimcilerin eline geçmiş.
Devrimciler Yemen’in yüzde kaçını ellerinde tutuyorlar?
Yemen’in yüzde yetmişi şu an devrimcilerin elinde. Geri kalan bölgeler ise Abdullah Salih’e bağlı askerlerin kontrolünde. General Ali Muhsin halkın safına geçince devrimciler çok rahatlamış, meydanları ellerinde tutmaya başlamışlar. Örneğin Yemen’in başkenti Sana’da şu an 200 bin kişilik bir çadır şehir oluşmuş durumda. Devrimci gençler bu meydanda yatıp bu meydanda kalkıyorlar ve devrim olana kadar da “Devrim Meydanı” adını verdikleri bu bölgeyi terk etmeyeceklerini söylüyorlar. Bu eylemlerini de devrim nöbeti olarak isimlendiriyorlar. Burada çok enteresan şeylerle karşılaştık. Mesela bu meydanda devrimciler tarafından bir televizyon kurulmuş. Halk bu televizyon vasıtasıyla yönetime karşı mücadele etmeye çağırılıyor. Devrimcilerin yine meydanda kurdukları radyolar da var. Devrim Yemen’de kendi kültürünü oluşturmuş. Devrimciler Ali Abdullah Salih’i devirdiklerinde ülkeyi nasıl yöneteceklerini anlatan bir kitap hazırlamışlar. Bu kitapta devrimcilerin iktidarda nasıl bir program uygulayacakları, ülkenin sorunlarını nasıl çözecekleri anlatılıyor.
Devrim süreci kitaplaştırılıyor, çeşitli eserler vasıtasıyla halkın zihni diri tutuluyor. Örneğin burada satın aldığımız kitaplardan biri de “Devrim Okulu”ydu. Yemenliler devrim sürecini bir eğitim, öğrenim vasıtası kılmışlar ve devrim olana kadar evlerine dönmeyeceklerini söylüyorlar. Bu meydanda yine sürekli olarak konferanslar, seminerler düzenleniyor. İnsanlar devrim konusunda, halkın tamamen iktidar olması noktasında son derece kararlılar. İnsanlara en basit bir şeyi yapıp yapmayacaklarını sorduğunuzda “bağdessevra” yani devrimden sonra yapacağız şeklinde cevap veriyorlar. Yemen’de gençlerden birine “ne zaman evleneceksin?” diye sorduğunuzda “devrimden sonra” diyor. Yemen’de düğünler bile devrimden sonraya ertelenmiş. Çaycısından öğretim üyesine kadar herkes bu süreçten zaferle, büyük kazanımlarla çıkılacağına inanıyor.
Yönetime karşı verilen mücadele nasıl bu kadar kitleselleşmiş?
Devrimin kitleselleştiği tarih 18 Mart olmuş. Abdullah Salih’e bağlı askerler sivil kıyafetler giyip halkın arasına karışmış ve halka saldırmışlar. Bu saldırıda 53 Yemenli hayatını kaybetmiş. Saldırı emrinin bizzat Abdullah Salih tarafından verildiği fark edilince, Ali Muhsin’in başını çektiği bazı general ve askerler devrimcilerin safına katılmış. Şu anda da Ali Muhsin ve askerlerinin hâkim olduğu yerlere devlet giremiyor. Buralar tamamen devrimcilerin kontrolü altında.
Yemen’de devrimin önderliğini kimler yapıyor?
Halkın, muhaliflerin tamamına yakını yönetime karşı birleşmiş. Fakat devrimin önder kadrosu, sokaklarda, en etkili olanlar İslamcılar. Özellikle de İhvan’ın Yemen’deki kolu olarak bilinen Islah Partisi. Farklı kesimlerden görüştüğümüz kimseler Yemen’de eğer özgür bir seçim yapılırsa Islah Partisi’nin büyük bir zafer kazanacağına kesin gözüyle bakıyorlar. Mesela Yemen’deki devrimin etkili isimlerinden biri olarak ön plana çıkan ve Nobel Barış Ödülü’nü alan Tevekkül Kerman da Islah Partisi’nden. Zaten Yemen toplumu yaşantı olarak İslam’a büyük önem veren bir toplum. Bir hafta boyunca Sana’da dolaştık, bu bir hafta boyunca bir tane bile açık bayana rastlamadık. Hatta Yemenli bayanların büyük çoğunluğu peçeli. İslam toplumsal olarak Yemen halkının kimliği haline gelmiş.
Abdullah Salih Yemen’i artık terk etti ve görevi de yardımcısı Abdur Rabu Mansur’a bıraktı. Muhalifler Abdur Rabu Mansur’a nasıl bakıyor?
Muhalifler de başından beri ilk etapta Abdullah Salih’in yönetimi bırakıp geçiş dönemi için ülkenin başına Abdur Rabu Mansur’un geçmesini istiyorlardı. Mansur pasif, etkisiz bir adam.Mansur’a geçiş dönemi için iyi bir figür olarak bakılıyor.
Yemen herkesin silah taşıdığı bir ülke. Üstelik birbirinden bağımsız kabileler de Yemen’de son derece etkililer. Manzara böyleyken Yemen’de beklenen yoğunlukta bir iç çatışma yaşanmadı. Cumaları sokakları dolduran milyonlarca devrimci silaha sarılmadılar. Kabileler arasında yaşanacak olası iç çatışmalar nasıl engellenmiş? Ayrıca gösterilerin silahlı çatışmalara dönüşmemesini hangi yöntemlerle sağlamışlar?
Batı, bizim zihinlerimize kabilelerin etkisi altındaki toplumların geri kalmış, kötü toplumlar olduğu fikrini aşılıyor. Fakat gerçek hiç de öyle değil. Kabile toplumu olmanın iyi tarafları da var. Siyasi partilerde de daha çok tek kişinin sultası oluyor. O zaman niçin partiler iyi de kabileler kötü? Yemen’de silaha sarılmak isteyen gençleri kabilelerin ileri gelenleri engellemişler. Kabileler ülkede iç çatışma çıkmaması için bir kontrol mekanizmasına dönüşmüş. Devrimciler kabileleri yanlarına çekmişler ve son noktaya kadar da silah kullanma taraftarı değiller. Konuştuğumuz devrimciler “üzerimize yağmur gibi kurşun da yağsa ellerimize silah almayacağız, bu devrimi silahsız olarak gerçekleştireceğiz” diyorlar.
“Sokak görevini yapıyor”
Yemen’e de tıpkı Suriye gibi dışarıdan müdahale olabileceği yönünde çekinceler var. Halk dış müdahaleye ihtimal veriyor mu?
Batılılar Yemen’e hâkim olmak istiyorlar. Çünkü siz Yemen’e hâkim olduğunuzda Ortadoğu’yu arkanıza alıp Afrika ’yı, Hint Okyanusu’nu kontrol ediyorsunuz. Süveyş Kanalı’nın en önemli geçiş bölgelerinden biri de burası. Osmanlı’dan günümüze herkes Yemen’e sahip çıkmak istemiş. Osmanlı Yemen’e stratejik konumu nedeniyle büyük önem vermiş, mukaddes topraklara Yemen üzerinden gelecek bir saldırıyı engellemek için tedbirler almış. Bugün de Suudi Arabistan’ın, Hint Okyanusu’nun, Süveyş Kanalı’nın güvenliği Yemen’den geçiyor. Bunun için de dış güçler Yemen’in stratejik bölgelerine büyük önem veriyorlar. Amerika yıllardır Suud üzerinden Abdullah Salih’i kontrol altında tutuyor. İran da Husilere destek vererek Suud’a karşı elini daha da çok güçlendirmeye çalışıyor. İran ve Suud Yemen üzerinden birbirleriyle hesaplaşıyorlar. El Kaide’de Yemen’de etkili hale gelmeye çalışıyor. Yemenliler Batı’nın çeşitli oyunlar peşinde olduğunun farkındalar. Batı; Yemen, Suriye ve diğer Arap ülkelerinde de İslami hareketlerin iktidara gelmesinden korkuyor. Bana göre şu an Arap halkları, sokaklardaki insanlar üzerlerine düşeni en iyi şekilde yapıyorlar. İnsanlar kurşunların altında özgürlük talep edip seslerini bütün dünyaya duyuruyorlar. Fakat halkın, sokakların bu cesaretine ayak uyduramayan çevreler var. İslam dünyasının âlimleri, düşünürleri, entellektüelleri bu süreçte yeterince rol almıyor. Sokak görevini yerine getirirken sokağın kazanımlarını değerlendirmesi, yönlendirmesi gerekenler sınıfta kalıyor. Arap devrimlerine komplocu yaklaşanlar da büyük bir hata içindeler. İslam dünyası şu an tarihi bir sorumlulukla karşı karşıya. Bu devrimlere, bu büyük fırsata sahip çıkılmalı. İslam dünyası bu fırsatı iyi değerlendiremezse daha uzun bir dönem bu şekilde bir fırsat yakalayamayabilir. Ayrıca devrime kim sahip çıkarsa devrim onun olur. Bunu da unutmamak lazım…
Yemen denince İslam dünyasında ve Türkiye’de ilk akla gelenlerden biride ünlü âlim Abdülmecid Zindani… Zindani’nin bu süreçteki rolü nedir?
Zindani verdiği fetvalarla, yaptığı konuşmalarla devrimcileri destekliyor. Zaten devrimin merkezlerinden, karargâhlarından biri de Zindani tarafından kurulan İman Üniversitesi. Bu üniversiteden mezun olan veya eğitim görenler sokakları yönlendiriyor. Devrim süreci başlayınca Zindani okulun tatil edildiğini ilan edip insanları gösterilere katılmaya çağırmış. Zaten Zindani’nin üniversitesi de Abdullah Salih’e bağlı askerler tarafından bombalandı.
Yemenlilerin, özellikle de devrime öncülük edenlerin Türkiye’ye bakışları nasıl?
Türkiye’yi çok seviyorlar, Başbakan Erdoğan’a karşı da ciddi bir hayranlıkları var.
Abdullah Salih’in de Yemen’de bir tabanı, sevenleri var gibi. Tedavi olup Yemen’e tekrar döndüğünde Salih’i on binlerce kişi karşılamıştı.
Abdullah Salih İktidarını kaybetmemek için her türlü renge girmiş, günü kurtarıcı politikalar uygulamış bir yönetici. Yemenliler Abdullah Salih’i Suud ve Amerika’nın Yemen Valisi olarak görüyorlar. 1978 yılından beri iktidar olan bir adamın iktidarının nimetlerinden faydalanan kişiler de olur. Salih ülkedeki tabanını kaybetse de iktidara yakın duran bazı çevreler tarafından destekleniyor. Kabilesinin bir kısmı da Salih’in yanında. Fakat Salih taraftarlarının sayısı artık çok fazla değil.
SON VİDEO HABER
Haber Ara