Dolar

34,9491

Euro

36,7228

Altın

2.989,28

Bist

10.125,46

Müslüman Kardeşler'le Tantavi anlaşma mı yaptı?!

Seçimlerin ardından Mısır'ı değerlendiren Independent Gazetesi'nin Ortadoğu muhabiri Robert Fisk, Müslüman Kardeşler'in seçimlerde ordu ile gizli bir anlaşma yaptığı kanısında. Fisk, 'Böylece Tantawi, Mübarek'e yakın hiyanet hakkı karşılığında İslamcılara hükümetin içinde tepinmesi için izin verip tüm sivil denetimi kaçırtan Baba figürü, Cezayirvari 'güç' üstünde 'güç' şeklinde yönetebilecek' diyor.

14 Yıl Önce Güncellendi

2011-12-04 22:19:48

Müslüman Kardeşler'le Tantavi anlaşma mı yaptı?!
Şu günlerde Tahrir Meydanı'nda istediğiniz herşeyi alabilirsiniz. Koçanlı mısır, çay, kahve, takım elbise, Sharm el-Şeyh'de ucuz bir tatil, beyaz peynir, maytap, çöp, yumurta, gaz bombası kapsülü ve binbir çeşit tartışma ve şehitleri yücelten ve kötü polisleri anlatan posterler. Hala birkaç bin insan var -Bugün devrimciler geri kalan milyonları çağırıyordu- fakat Pazartesi ve Salı günü oy vermek için kuyrukta olan milyondan kat kat fazlası Tahrir Meydanı'nın bütünlüğünü kuşkuya bıraktı. Mısır'ı şimdi kim temsil ediyor?

Tahrir'deki genç ve laik devrimciler mi ya da milyonlarca seçmen ile başarılı İslamcı adayların büyüyen listesi- Müslüman Kardeşler ve süpriz bir şekilde sayısı artan Selefiler- mi? Net bir şekilde Mareşal Muhammed Hüseyin Tantawi ve Mısırlı askeri yetkililer değil. O gerçekten Amerikan beyzbol şapkasını andıran aptal şapkasından kurtulmalı ve adamları gibi şapkalar takmalı. Ve sanırım her sabah yataktan kalkıp 3 defa "Ben seçilmedim. Ben seçilmedim. Ben seçilmedim" diyordur. Mesele budur, değil mi? Tahrir seçilmedi. Tantawi de.

Tahrir hakkında binlerce düşünceyi irdeleyebilirsiniz. Burda büyük bir ayaklanma olacak, bir ilkyardım çadırında bana söylediler, yeni seçilen parlamento ve Askeri Konsey arasında inanılmaz bir çekişme olacak, elbette, Müslüman Kardeşler ordu ile gizli bir anlaşma yapmadıysa (böyle olduğundan kuşkuluyum). Böylece Tantawi Mübarek'e yakın hiyanet hakkı karşılığında İslamcılara hükümetin içinde tepinmesi için izin verip tüm sivil denetimi kaçırtan Baba figürü, Cezayirvari "güç" üstünde "güç" şeklinde yönetebilecek. Utanmaz olmak çok kolay. Devrimciler -Şubat şehitlerinin genç ve laik kız ve erkekleri- Askeri Konsey'e, hükümet polisinin yenilenmiş barbarlığına, İçişleri Bakanlığı'nın adaletsizliğine bir son verilmesini istiyor.

Yeni bir şehitler grubu bile oluşmuş: Keskin nişancılar ve polisler tarafından geçtiğimiz ay vurulanlar, çok fazla boğucu gaz ve gözlerinin içine kaçan saçmalardan ölen 42 şehit. 49 genç gözlerini kaybetti ve Tahrir'deki kadın ve erkekler İçişleri Bakanlığı'na giden caddenin adını "Özgür Sokağın Gözleri" olarak değiştirdiler. İşte ilginç bir hikaye. Kral Faruk'a hizmet eden bir Wafd Partisi yöneticisi olan Mahmud, 80 yıl önce İngilizler tarafından Malta'da Saad Zaghloul'un yanında hapsedilen Mısır İçişleri Bakanlarının en kötüsüydü. Zaghloul tüm Mısır devrimlerinin -İngilizlere karşı- babası ve bugünkü devrimcilerin kahramanıdır. Onun mesai arkadaşı Mahmud, Mübarek'ten önceki Mübarek'ti. 1928'de 18 ay parlamentosuz yöneterek, "kanun" ve "nizam" adamı olarak başbakan bile oldu. Şimdikilere ne kadar benziyor?

Fakat Ocak ve Şubat'taki eski Tahrir bir ilhamdan çok bir hafıza. Bariz aynı yer; yüksek eski apartmanlar, Sovyet dönemi tehlikeli beton Mugamma binaları- gri bir umutsuzluk- Mısır devriminin devrildiği mezar taşının altına gireni kaplayan duygu- ve pespembe Mısır Müzesi ve eski Hiton'un dubası ve Faruk'un eski dışişleri bakanlığı. Fakat gençlerin büyüyen cesareteleri, Şubat'ta polislere ve polisin örgütlediği "baltacı" çetecilere karşı savunması, Mübarek'in devrilmesi müziğinin aniden herkes tarafından söylenilmesi, tüm devrimlerin çukurunda sona erdi. Umutlar ihanete uğradı, partiler talan edildi, güvenlik güçleri yeniden sokaklarda indi. Bir kadının bana şunu yeniden söylediğini anımsıyorum, 'bizim tüm isteğimiz Mübarek'in gitmesi' ve ben eminim kadın tüm sistemi de kastediyor fakat her nasılsa Tahrir Meydanı -o zamanlar-sadece Mübarek üzerine yoğunlaşmıştı ve ordu onların kahramanlarıydı ve herşey dünyanın en mükemmeliydi.

Halk kazandı. Diktatör devrildi. Yaşasın Özgür Mısır. Ve sonra kendi hükümranlığında Mübarek'in dönüştürmediği -1971 Mısır Anayasası yapmasını söylüyor- anayasa mahkemesi başkanlığına dönüştü fakat Mübarek bir kere onun can dostu Tantawi ve onun 19 generali hava kuvvetleri yoldaşlığı etti. Ve Tantawi Mübarek dostlarını atamaya, onaylamaya devam ediyor, özelikle Mübarek'in en son seçilmemiş bir hükümetin başbakanı olan Kamal el-Ganzouri. Bir kısmı gerçekten çok yaşlı ve bunlar şimdi ihtiyarların gençleri yönettiği Mısır devrimini yönetiyorlar. Şu anda devrimden bu yana Askeri Konsey binlerce insanı tutuklamış olması, bir çoğunu askerlerin işkence etmesi ve askerlerin kadınlara kızlık testi yapmaları inanılmaz birşey. Ve evet, Mısır askerleri kadınlara kızlık testi yaparak ne yapmaya çalışıyorlar? Bu gerçeten 1973'te Süveyş Kanalı'nı geçen ve Mısır ordusunun şanını yeniden alan cesur orduyla aynı ordu mu?

Elbette ismini açıklanmaması şartıyla bir rütbeli asker, bekaret testinin kadınların daha sonra askerlerin tecavüzüne uğradıklarını dile getirmelerini engellemek için yapıldığını açıklayacaktı. Sonra kişnedi, zaten kadınların bakire olmadıklarını keşfettiler. Evet güzel! Ve ordunun zırhlı araçlarının Kıpti Hrısitiyanların üzerine sürüldüğünün görüldüğü korkunç mezhep çatışması, Tahrir'den çok uzakta değildi, sürücü bariz bir şekilde sinir çöküntüsü çekiyordu -Ben her nedense bu tuhaf açıklamaya güldüm-
Fakat hayır, bu halkın karşı olduğu ordu değildi. Askerler onların kardeşleriydi, amcalarıydı ve oğullarıydı. Bunu yapan Askeri Konsey'di.

Kendilerini destekleyecek birkaç bin Mısırlı dahi bulmuşlar, bilindik 'biz rejimi seviyoruz' bayramı. Kahire'de Mübarek yönetiminde, Tunus'ta Bin Ali yönetiminde ve Tablus'ta Kaddafi yönetiminde ve Şam'da Esad yönetiminde ve Sana'da Salih yönetiminde ve Bahreyn'de Kral yönetiminde gördüğümüz şeyler. Irak Savaşı'na karşı 2 milyon kişi Londra'da eylem yaptığında Blair'in din yanlısı gösterileri keşfetmesi gibi. Fakat tüm Tahrir ruhu yok olmadı.

26 yaşında politika masterinı bitirmiş bir çevirmen olan Wissam Mohamed, başı örtük, parlak kahverengi gözlü, hala devrimci olduğunu söylüyor ve daha kitlesel halk eylemleri olmazsa Askeri Konsey'in iktidarı bırakmayacağına inanıyor. Geçtiğimiz ay çoğu genç ve yoksul ailelerden olan yaralı ve ölenler için yas tutuyor. Mübarek'in -Orwell'in '1984' eserindeki çiftçi Bay Smith- hala gitmediğini hissediyor. 'Bay Smith hiç gitmedi. Adamları hala burda. Onu saraya yeniden getirirler' diye ekledi çevirmen.

ETHA
SON VİDEO HABER

Emlakçılar arasında silahlı çatışma: 2 ölü

Haber Ara