Türkiye Tunus'a ilham verebilir mi?
Tunuslular, Türkiye örneğinin ilham kaynağı olarak görülüp görülmemesi gerektiğine dair fikir ayrılığına düşmüş durumda. Suudi Arabistan'da yayınlanan Arab News'ten Murat Daoudov'un analizi:
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-11-25 15:40:57
Arap baharının müjdecisi olarak Türkiye, Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA) bölgesi için öncü bir örnek oldu. MENA devrimlerini tetikledikten sonra bölgede ilk demokratik seçimleri organize ederek hızla devrim sonrası bir safhaya girdi. Dahası Tunus’ta demokratik olarak iktidara gelenler uzun süre diğer ülkelerdeki diktatör rejimleri meşrulaştırmak için kullanılan İslamcı siyasi partiler ve eylemciler oldu. Aynen Tunus’un isyanının bölgeye yayılması gibi Tunus’taki son seçimin sonucu da muhtemelen Mısır ve Fas’ta yaklaşan seçimleri etkileyecektir.
Bu kritik aşamada ülkenin, demokrasi ile İslamcı siyasi partileri birbirine bağlayan başarılı bir model oluşturan Türkiye’den öğreneceği çok şey var.
Tunus’u bu geçiş safhasında üç önemli zorluk bekliyor: Demokratik, ekonomik ve demografik. Yeni liderliğin istikrarlı bir geleceği temin etmek için çoğulcu kurumlarla güçlü bir demokrasi oluşturması gerekecek. Aksi takdirde otoriterliğe gidiş tehlikesi var. Bu, geçiş safhasındaki diğer toplumların geçmişte karşılaştığı bir akıbet. Tunus’un İslamcı siyasi partilerinin bu olasılığı engellemek için evrensel ilkelere göre devlette reform yapıp yapamayacaklarını göreceğiz.
İktidarda İslami eğilimli siyasi elitin bulunduğu Türkiye’nin deneyimi, demokrasi ile İslamcı siyasi partilerin uyumlu olduğunun kanıtı. Yine de Tunuslular Türkiye örneğinin ilham kaynağı olarak görülüp görülmemesi gerektiğine dair fikir ayrılığına düşmüş durumda. Laik değerlere sahip olanlar ve Tunus’taki ana İslamcı siyasi parti En Nahda’nın zaferiyle bu değerlerin yok olup gideceğinden korkanlar için Türkiye ve Tunus’taki koşullar kayda değer şekilde farklılık gösteriyor.
Laiklik Türkiye’de Anayasa ile korunurken ve Tunus’ta durum böyle değilken, Tunus toplumunun bazı gözlemcilerinin korktuğu gibi dinî yasaları uygulamak yerine laik yasaları desteklemeleri muhtemel. Aynı zamanda her iki ülke de aynı anda yeni Anayasa uyarlama işine girişirken fikirlerin değişmesi ve iş birliği için imkân var. Örneğin, her ikisi de etkin bir hükûmet ve yargının temellerini en iyi şekilde atmanın, temel hak ve özgürlükleri korumanın ve hangi ademimerkeziyetçilik modelini uyarlayacaklarının yolunu düşünmeleri gerekiyor. Avrupa Konseyinin üyesi ve AB üye adayı olarak Türkiye zaten çoğunluğu Müslüman bir toplumda demokrasi kurma konusunda Tunus ile paylaşabileceği önemli bir bilgi birikimine sahip.
Diğer yandan isyanın katalizörü büyük oranda sosyoekonomik baskılar olduğu için Tunus’un ekonomik olarak iyileşmesi muhtemelen hükûmet için en önemli sınav olacak. En Nahda’nın seçimlerdeki büyük başarısı da Tunus halkının hayat standartlarında elle tutulur ve hızlı bir düzelme beklentileri olduğu anlamına gelecektir ki bu da, nihayetinde liderler için ağır bir sorumluluk.
Benim görüşüme göre, çöken bir ekonomiden şimdi büyüme şampiyonu hâline gelen Türkiye örneği bölge içinden bazı dersler sağlayabilir. Ne de olsa iktidardaki AK Partinin son on yılda seçimlerdeki sürekli başarısı büyük oranda ekonomik meselelerdeki ilerlemesi sayesinde oldu. Eğer İslamcı geçmişi olan bir hükûmet Türkiye’de piyasayı yönetmede başarılı olduysa başka bir yerde de benzer bir şeyin olamayacağını kim söyleyebilir?
Aynı şekilde Tunus yolsuzluğu ele almalı, yabancı yatırım için şeffaf ve uygun bir ortam yaratmalı ve ticaretin yanı sıra turizmi de desteklemelidir. Böyle programlarla Afrika’daki ticaretin kuzey kapısı hâline gelebilir.
Son olarak Arap baharının hikâyesini yazanlar ve bölge çapında “gençlik depremi” olarak nitelendirilen şeyin merkezindekiler gençlerdi. Bu nedenle Tunus’un ilk yeni seçilmiş demokratik meclisinde temsil edilmemeleri üzücü. Aynı zamanda gençlik, seslerinin geçişin bir parçası olmasını sağlamalı ve karar alma kurumlarında temsil edilmek için siyasi partilere baskı yapmalıdır.
Bunun ilham verici bir örneği Türkiye’deki Genç Siviller hareketidir. Genç Siviller, demokrasiyi ve insan haklarını destekleme ihtiyacına kamuoyunun dikkatini çekmek amacıyla mizahı kullanıyor. Umut ederiz gelecek yıl gençler kendilerine ulusal ve yerel seçimlerde yer bulmak için yeni fırsatlardan faydalanabilir. Ne de olsa Türkiye’de mevcut siyasi eliti ulusal hükûmete götüren yerel seçimlerdeki başarılarıydı.
Tunus’ta da yerel düzeyde katılım genç neslin siyasete dâhil olması için iyi bir eğitim zemini olur. Bütün bu fırsatlar yakalanırsa Tunus diğer ülkelere ilham olup bölgede ilerlemenin yolunu açmaya devam edebilir.
* Arab News, Suudi Arabistan, Tercüme: BYEGM
SON VİDEO HABER
Haber Ara