Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

'Türk-Arap Parlamenter Diyaloğu 3. Toplantısı' sonuç bildirgesi

Türk-Arap Parlamenter Diyaloğu 3. Toplantısı''na ilişkin sonuç bildirisi düzenlenen toplantıda kabul edildi.

14 Yıl Önce Güncellendi

2011-11-25 13:58:21

'Türk-Arap Parlamenter Diyaloğu 3. Toplantısı' sonuç bildirgesi
''Türk-Arap Parlamenter Diyaloğu 3. Toplantısı'' sonuç bildirisinde, ''Arap ülkelerinin içinden geçmekte olduğu değişim ve dönüşüm süreci, halkların inisiyatifleriyle başlayan doğal bir gelişmedir. Yeryüzündeki her halk gibi Arap halklarının da demokrasi, özgürlük, insan hakları, iyi yönetişim ve hukuk üstünlüğü gibi evrensel değerlere sahip olma hakkı bulunmaktadır'' denildi.

''Türk-Arap Parlamenter Diyaloğu 3. Toplantısı''na ilişkin sonuç bildirisi, The Marmara Oteli'nde toplantının Eş Başkanları TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Büyükelçi Volkan Bozkır ile Arap Parlamentosu Dışişleri, Siyasi ve Ulusal Güvenlik Komitesi Raportörü Abd Elkader Semmari, TBMM Dışişleri Komisyonu üyeleri ve Arap Parlamentosu Dışişleri, Siyasi ve Ulusal Güvenlik Komitesi üyelerinin katılımıyla düzenlenen toplantıda kabul edildi.

Sonuç bildirisinde, Türk-Arap Parlamenter Diyaloğu'nun etkinliği ve işlevinin giderek arttığı, giderek daha çok önem kazanan diyalog platformunda alınan kararların uygulamasını izlemek üzere bir izleme mekanizmasının oluşturulmasının kararlaştırıldığı belirtildi.

Bu mekanizma çerçevesinde, her iki taraftan birer parlamenterin odak noktası olarak tespit edilmesi, bu parlamenterlerin bir sonraki toplantıda kararların uygulanmasına ilişkin gelişmeler hakkında bilgi sunmasının öngörüldüğü kaydedilen bildiride, toplantıda ele alınan siyasi konulara ilişkin şu ifadeler yer aldı:

''Türk-Arap ilişkileri gücünü ortak geçmişimizden, dost ve kardeş Türk ve Arap halkları arasındaki köklü tarihi, kültürel ve sosyal bağlardan almaktadır. Bölgede yaşanan son gelişmeler, bu ilişkilerin önemini daha da arttırmaktadır. Türk-Arap ilişkileri her alanda daha da güçlendirilmeli. Türkiye'nin bölge halklarına desteği sürmelidir.''

-Arap-İsrail ihtilafı ve Filistin davası-

Sonuç bildirisinde, Arap-İsrail ihtilafı ve Filistin davasına ilişkin, başkenti Kudüs olan, 1967 yılındaki toprakları ve sınırları üzerinde kurulu Filistin Devleti'nin tanınmasını sağlamak amacıyla ortak çalışmaların sürdürülmesi gerektiği bildirildi.
Bu doğrultuda, Filistin'in UNESCO'ya üyeliğinin önemli bir adım teşkil ettiği belirtilen bildiride, başta BM Güvenlik Konseyi üyeleri olmak üzere, uluslararası camianın, bu gelişmeden gerekli mesajları alması ve Filistin Devleti'nin bir an önce BM'ye tam üye olarak kabul edilmesinin önünü açması gerektiği ifade edildi.

Sonuç bildirisinde, ''Kudüs'ün, Yahudileştirilmesini engellemek yönünde uluslararası platformlarda ortak çalışmalar sürdürülmelidir. İsrail'in işgal altındaki topraklardaki yerleşim faaliyetleri kabul edilemez. Bu faaliyetler kalıcı barışın önündeki en büyük engeli oluşturmaktadır. Gazze'ye uygulanan hukuk ve insanlık dışı ablukanın kaldırılmasına yönelik çalışmalar kararlı biçimde sürdürülmelidir. İsrail'in, Gazze'ye insani yardım götüren uluslararası konvoya 31 Mayıs 2010 günü açık sularda düzenlediği saldırı çerçevesinde Türkiye'nin uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru taleplerinin karşılanması yönünde ortak tutumumuz sürdürülmelidir'' denildi.

-Ortadoğu'nun kitle imha silahlarından arındırılması-

Sonuç bildirisinde, Ortadoğu'nun kitle imha silahlarından arındırılmasıyla ilgili, İsrail'in, bütün ülkelerin Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'na katılmasının önem taşıdığı ifade edildi.

Bildiride, başta İsrail olmak üzere, tüm devletlerin, kitle imha silahlarıyla ilgili denetlemeye açık olması gerektiğine vurgu yapıldı.
Ortadoğu'nun etkin olarak denetlenebilecek biçimde nükleer silahlar ile diğer kitle imha silahlarından arındırılmış bir bölge olması hedefi doğrultusunda, 2012 yılında Finlandiya'nın ev sahipliğinde bir uluslararası konferans düzenlenmesi yönünde alınan kararın memnuniyetle karşılandığı belirtilen bildiride, ''Bu konferans bağlamında, Türkiye ve Arap ülkeleri arasında iş birliği yapılması yararlı olacaktır. Gerek bu konferans çerçevesinde iş birliğine girmeleri, gerek Ortadoğu'da kitle imha silahlarından arındırılması yönünde aktif çaba göstermeleri doğrultusunda hükümetlere gerekli telkinlerde bulunulmalıdır. Bölgedeki tüm ülkeler gibi İran'ın da barışçıl amaçlı nükleer program yürütme hakkı bulunmaktadır. Bu programların, IAEA ile iş birliği içinde ve şeffaf biçimde yürütülmesi teşvik edilmelidir'' denildi.

-Bölgedeki son gelişmeler-

Bölgedeki son gelişmelere de değinilen sonuç bildirisinde, şu ifadelere yer verildi:

''Arap ülkelerinin, içinden geçmekte oldukları değişim ve dönüşüm süreci, halkların inisiyatifleriyle başlayan doğal bir gelişmedir. Yeryüzündeki her halk gibi Arap halklarının da demokrasi, özgürlük, insan hakları, iyi yönetişim ve hukuk üstünlüğü gibi evrensel değerlere sahip olma hakkı bulunmaktadır. Bu hakka saygı duyulmalı, halkların meşru talepleri karşılanmalıdır. Sivil halka yönelik şiddet kabul edilemez. Bölge ülkelerinin çoğulcu demokrasiye geçişleri teşvik edilmelidir. Arap ülkelerindeki değişim ve dönüşüm süreçleri barışçı yollardan sapmamalıdır. Ülkelerin ulusal birliklerinin ev, toprak bütünlüklerinin korunması esastır. Arap Ligi ve Türkiye'nin bu doğrultudaki çabaları desteklenmektedir. Somali'nin karşı karşıya bulunduğu sorunları aşabilmesini teminen, dayanışma ve iş birliği içinde gerekli her türlü yardım ve destek sağlanmalıdır.''

Bildiride, bölgedeki gelişmeler ışığında Irak'ın egemenliği, bağımsızlığı ve toprak bütünlüğünün muhafazasının daha da önem kazandığı, Irak'ın güvenliği ve refahı için ortak çalışmaların sürdürülmesi gerektiği belirtildi.

-Kıbrıs konusu-

Kıbrıs konusuna da yer verilen sonuç bildirisinde, Kıbrıs'ta yerleşik BM parametreleri çerçevesinde siyasi, eşitlik, iki kesimlilik ve iki halk temelinde adil, kapsamlı ve kalıcı çözüm yönünde BM Genel Sekreteri'nin gözetimindeki çabaların desteklenmesi gerektiğine vurgu yapıldı.

Bildiride, İslam İşbirliği Teşkilatı'nın almış olduğu kararlara da atıfla, dost ve kardeş Kıbrıs Türk Devleti ile parlamentolar arası iş birliğinin güçlendirilmesi amacıyla adımlar atılması yönünde çağrıda bulunulduğu bildirildi.

-Ekonomik konular-

Sonuç bildirisinde, ekonomik konulara ilişkin, Türkiye ve Arap ülkeleri arasında karşılıklı etkileşim ve iş birliği düzeyinin arttırılması gerektiği, bu doğrultuda yatırım, ticaret, sanayi, finans, bankacılık, turizm, enerji, sürdürülebilir kalkınma, su ve ulaşım gibi alanların, iş birliğinin arttırılması için çok önemli imkanlar sunduğu vurgulandı.

Türkiye ile henüz Serbest Ticaret Anlaşması imzalamamış bulunan Arap ülkelerinin bu anlaşmaları tamamlamaya yönelik olarak teşvik edilmesinde yarar bulunduğu ifade edilen bildiride, şunlar kaydedildi:

''Türkiye ile henüz Stratejik İşbirliği Konseyi kurmamış Arap ülkeleri bu doğrultuda teşvik edilmelidir. Hükümetlere gerek yatırımların karşılıklı teşviki, gerek İş Konseyleri'nin harekete geçirilmesi konularında daha aktif bir tutum izlemelerini teminen telkinde bulunulmalıdır. Türkiye ile Arap ülkeleri arasında karşılıklı olarak vizelerin kaldırılması yönünde çabalar sürdürülmelidir.''

-Kültürel konular-

Türk ve Arap ülkeleri arasındaki kültürel etkileşimin arttırılmasını teminen, ortak girişimlerin geliştirilmesi ve teşvik edilmesi vurgulanan sonuç bildirisinde, kültürel konulara ilişkin şu kararlar yer aldı:

''Arapça dilinin Türkiye'de Türkçenin de Arap ülkelerinde öğretiminin yaygınlaştırılması teşvik edilmelidir. Ortak tarihi mirasımıza sahip çıkılmalıdır. Bu tür tarihi mekanların envanteri çıkarılmalı ve bu mekanlar korumaya alınmalı, gereken yerleri restore edilmelidir. Ortak tarihimizdeki yanlış anlatımların düzeltilmesi ve doğru bir tarih anlayışının yerleştirilmesi amacına yönelik olarak, ortak bir tarih komisyonu oluşturulmalıdır. İslam'ın gerçek niteliğini, itidal, ılımlılık, barış, sevgi ve hoşgörüden ibaret yüce anlamlarıyla öne çıkarmalı, bunu gelecek nesillere miras olarak bırakmalı ve diğer ulusların İslam'ı doğru biçimde anlaması yönünde çalışmalarımızı sürdürmeliyiz. Dinler ve kültürler arası anlayış ve diyaloğun güçlendirilmesi hedefi doğrultusunda Türkiye ve İspanya'nın eş başkanlığında yürütülen Medeniyetler İttifakı girişimine desteğimizi sürdürmeliyiz.''

AA

Haber Ara