Muhammed Ebu Ömer: Esad iç savaş istiyor!
Suriye Ulusal Konseyi üyesi Muhammed Ebu Ömer, dışarıdan destek alan Esad’ın iç savaş çıkarmaya çalıştığını söyledi. Konseyin Suriye’ye batılıların dış müdahalesini istemediğini anlatan Ömer, muhaliflerin sadece Arap Birliği ve Türkiye’nin yardımını kabul edeceğini dile getirdi.
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-11-24 12:07:54
Protestolar başladığında gençleri örgütleyen Ebu Ömer, Esad’a halkın arasını bulmak için görüşmeler yapmış. Hakkında takibat başlatılan Ömer, tutuklanacağı haberini alınca ülkesini terk etmiş. Ebu ömer’le suriyenin iç durumunu, devrimcilerin ne istediğini uluslar arası toplumun Suriye müdahalesine Ulusal Konsey’in nasıl baktığını konuştuk.
Önce engellediler, sonra biz gönderdik dediler
Muhalafet harekete geçmeden önce hiç Beşar Esad’la görüşmeniz oldu mu?
Ben Suriye’de bir kültür merkezlerindeki birçok programa konuşmacı olarak katılıyordum. Gazze’ye giden 1. Özgürlük Filosu’na katılmak istedim, ancak hükümet izin vermedi. İzin vermemelerine rağmen ben Mavi Marmara’ya bindim.
Mavi Marmara seferinden döndükten sonra hükümetin size yönelik tavrı ne oldu?
Mavi Marmara uluslararası anlamda büyük ses getirince Suriye yönetimi bizim filoya katılmamızı sahiplendi. Bizi (iki kişiydik) kendilerinin Mavi Marmara’ya gönderdiğini propagandasını yaptılar. Sonrasında Beşar Esad bizi davet etti ve bizimle görüştü. Biz o görüşmede, Esad’a Suriye’de yaşanan sorunları anlattık. Eğer ki Esad, o zamanki konuşmamızı ciddiye alsaydı, belki de şuan yaşanana olaylar olmayacaktı.
Esad size ne dedi?
Esad ise bana bu problemi nasıl çözeceğimizi sordu. Esad’a üç anlamda problemimizin olduğunu ve bu üç problemi çözersek, ülkedeki temel sorunların hallolacağını anlattım. Birinci problemin idari anlamdaki problemler, İkincisi üniversitelerdeki eğitim problemi, üçüncüsünün ise üçüncüsü ise mescitlerde olduğunu söyledim Esad’a bu problemleri çözmesi için yönetimlerin alimleriyle değil, halka yakın kanaat önderleri, halkın alimleriyle irtibatının olması gerektiğini aktardım. Beşar Esad “Tamam, biz inşallah bu adımları gerçekleştireceğiz, bu problemleri çözeceğiz” dedi. Ben bu problemleri çözmek adına, her türlü yardıma hazır olduğumu söylediğimde Esad bana, “Senin Buseyna Şaban irtibatta ol” dedi. Ben de Şaban’a sorunların çözümüne dair rapor sundum. Buseyna ile görüşmek istedim. Ancak Buseyna ise beni başından savdı.
Esad bizi dinlemedi
Suriye’de olaylar başladığında siz ne yaptınız?
Suriye’de devrim başladı. Mücadele başladıktan sonra biz Suriye’de bir komisyon oluşturduk. İlk başlarda bu komisyonun üyesiydim. O süreçte Beşar’ın yanındaki önemli şahıslarla görüştük. Cumhuriyet Muhafızları’ndan biriyle görüştük. Yönetim, bizden olayları durdurmamızı, sakinleştirmemizi istiyordu. Komisyon olarak Baas Partisi’nden yetkililer ile görüştük.
Komisyonun işlevi neydi?
Komisyon devrimciler ile Beşar arasında diyalog sağlamak için halk tarafından oluşturuldu. Baas Partisi yetkilileri, bizden insanları evlerine döndürmemizi, bu olayları bitirmemizi istedi. Biz ise, “Siz reform yapana kadar bu insanlar evlerine dönmeyecekler” dedik. Biz yönetime, “İnsanları bırakın, gösterileri yapsınlar, insanların ne istediği ortaya çıksın, insanlar rahatlasınlar, sizde reformlara başlayın” dedik.
Yetkililer size ne cevap verdi
Yönetimden bizimle konuşan bir yetkili, “Eğer evlere geri dönmezseniz biz sokak savaşı için milyonlarca kişiyi Şebbiha’yı gönderip, evlerine geri sokacağız” dedi. Biz ise, “Siz Suriye’de ıslah istiyor musunuz, istemiyor musunuz” dedik. Bütün şehirleri ve varoşları örgütleyerek bir komisyon oluşturduk ve Beşar’a gittik. Beşar’a görüştüğümüzde, güvenlik güçlerinin insanları nasıl öldürdüğünü anlattık. Beşar ise, “Ben öldürmemelerini söylüyorum ancak, dinlemiyorlar” dedi. Biz o zaman Beşar’ın bir etkisinin olmadığını anladık. Beşar’ın yalancı olduğunu anladık. Esad sanki askerler ve muhaberat kendini dinlemiyormuş gibi, kendisi masum da, devlet görevlileri suçluymuş gibi bir izlenim uyandırmak istiyordu.
İpin kopma noktasına gelmesi nasıl oldu?
Beşar’a yakın birdevlet görevlisi yanımıza geldi. Bize insanları evlerine nasıl geri sokacağımızı sordu. Biz, “Bu insanların evine dönmesini istiyorsanız, Beşar’a söyleyin televizyona çıksın. Halka desin ki, ‘Ben yıllardır bu kürsüyü işgal ettiğim için, yıllardır yönetimi işgal ettiğim sizden özür diliyorum’ desin” dedik. Bunun imkansız olduğunu söylediklerinde ise, Suriye rejimi düşene kadar insanların evlerine dönmeyeceğini söyledik.
Yetkilinin tavrı ne oldu?
Yönetim yetkilisi ise devrimin olacağına, rejimin yıkılacağına gerçekten inanıyor musunuz diye sordu ve biz “Göreceksiniz, rejim yıkılacak, biz devrime inanıyoruz” dedik. Her gün insanlar sokağa çıkıyor ve sayıları artıyor, şuana kadar barış içinde gösterilerle devrimi getirdik, ama halen daha Hükümet bizim taleplerimize cevap vermiyor. Eğer bu şekilde devam ederse tavrımızı sertleştireceğiz.
Araplar ve Türkiye haricinde tüm dış müdahaleye karşıyız
Dış müdahaleye nasıl bakıyorsunuz?
Eğer bu ölümler, tutuklamalar, bu baskılar durmazsa, Arap Birliği’nden yardım isteyeceğiz. Arap Birliği sorunlarımızı çözemez ise Türkiye’den yardım isteyeceğiz. Suriye’deki ölümler çok fazla, olaylar çok ileri boyutta şuan. İsrail’in Filistin’de uyguladığı zulümden daha fazla şuan Suriye’de zulüm var. Biz Türkiye halkından ve devletinden bizi kurtarmaları için yardım isteyeceğiz.
Türkiye’den fiili bir müdahale bekliyor musunuz?
Suriye’deki devrim şuan yeni bir kültürü, direniş sistemini beraberinde getiriyor. Bizler şuanda Suriye’de yönetime karşı 8 aydır direniyoruz ve örgütlü değil, kişisel olarak. 10 kişinin bir araya gelerek yaptığı ferdi operasyonlara başlandı. Bir aydır bu silahlı operasyonlara başlandı. Eğer biz bu şekilde yönetimi yıkamazsak, Araplardan ve Türkiye’den askeri müdahale anlamda yardım isteyeceğiz.
4 ay evvel yine olaylar büyüdüğünde, halk ayaklanınca yönetimden bir müsteşar bizimle görüştü ve “artık bu işi nasıl halledeceğiz” diye sordu. Biz ise kendisine artık halkın yönetime güvenmediğini, halka bir garanti vermeleri ve bu garanti için garantöründe Recep Tayyip Erdoğan olması gerektiğini söyledik. Yönetim ise Erdoğan’ın aracı olmasının dış müdahale olacağını söyleyince biz, “Bu nasıl harici bir müdahale olabilir ki, Suriye halkı bu süreçte Beşar Esad’dan fazla Recep Tayyip Erdoğan’a güveniyor” dedik. Erdoğan’ın iktidara geldiğinden beri Türkiye’de yaptıkları, iktisadi olarak ortaya koyduğu kalınma, siyasal regormlar Suriye halkı tarafından da hayranlıkla karşılandı.
Zaten Suriye’ye dış müdahale var!
İsrail, Beşar Esad’a yardım ediyor mu diye sordu.
Suriye yönetimi devrimcilerin meşruiyetini sorgulamak ve devrimcileri karalamak için İsrail’i koz olarak kullanıyor. Rejim devrilecek gibi olursa, kendilerini İsrail ile savaşacakmış gibi göstermeye çalışıyor. Halbuki işgal altındaki Golan bölgesini geri almak için Baas rejimi yıllardır bir tek kurşun bile atmamıştır. Baas İsrail’le mücadele ettiklerini öne sürerek kendi meşruiyetini sürdürmek istiyor. Uluslar arası kamuoyunda da bu yönde propaganda yapıyor. Halbuki İsrail’e Suriye halkının hepsi karşıdır, devrim olduğunda İsrail şu andaki kadar rahat olamaz.
Esad yönetimi mezhep çatışmasını kullanarak, devrim olursa Sünni çoğunluk gelir diye baskı yapıyorlar.
Ben bütün güvenimle söylüyorum ki, Suriye’nin zihni açık, geniş düşünceli bu iç savaşa karşı anlayış olarak mezhep taassubu yok. 8 buçuk aydır sokaklarda direniş var ve iç savaş söz konusu değil. Yönetimde bunu anladı ki Suriye’de bir iç savaş çıkarmak zor. Irak’tan Suriye’ye Mukteda Sadr’ın Mehdi ordusundan 100 otobüs asker geldi. Bu askerler Suriye yönetimine destek vermek için geldi. Yönetim dışarıdan destek alıyor. Hatta onların gelişleri resmi kayıtlarda yok. Başından beri Esad dışarıdan destek aldı. Ben birisiyle görüştüm, İran bundan sonra kendisini biraz geri çekecek. Çünkü İran’a karşı çok büyük tepki var. Kendisini geri çekip Irak’taki Şiileri kullanacak. Sadr’ın Esad’a destek vermesini istiyorlar. Amaç Suriye’de iç savaş çıkartmak. Hasan Nasrullah “Suriye’de herhangi bir şey olursa bu ateş topuna döner ve bütün Suriye’yi yakar” diyor. Oysa ki Hasan Nasrullah’ın Suriye yönetimi ile ilgili bir yetkisi yok, dışarıdan Suriye’ye karışamaz. Bunlar kesinlikle Suriye yönetiminin iç savaş istediğini ispatlamaya yeterlidir. Suriye’ye gelen 100 otobüs, kesinlikle savaş çıkarmak için girdi Suriye’ye.
İran’ın Esad’ın arkasından çekileceğini düşünüyor musunuz?
İran dengeleri gözetiyor şuanda. Dengeler tamamen Baas partisinin aleyhine döndüğünde onlar da Esad’ı terk edecek. İran yönetimi şuan kesinlikle Beşar Esad’ın düşmeyeceğine inanıyor.
Devrimciler Suriye’ye zarar vermez
Esad’ı dışarıdan destekleyenler, devrimciler iç savaş çıkarıyor, diyorlar…
Suriye’de halk yani devrimciler iç savaş çıkarmıyor. İç savaşı Suriye yönetimi istiyor. Beşar televizyona çıktığında bu eylemler devam ederse, deprem olacak, her tarafta yıkım olacak diyerek halkı tehdit ediyor.
Baas Partisi binasına devrimcilerin saldırı yaptığı iddia edildi. Bir Türk gazetecide bunun doğru olmadığını aktardı. Devrimcilerin binalara kamuya ait yerlere saldırı düzenlemek gibi bir taktiği var mı?
Baas Partisi binasına saldırısını kesinlikle muhalifler yapmadı, yapmaz. Çünkü muhalifler, ülkeye, binalara zarar vermek istemiyor. Ancak muhalefet yönetime baskı yapmak adına sadece yönetimin önemli adamlarına, askerlere, komutanlara saldırır. Ülkeye zarar verecek operasyon, herhangi bir şey yapmaz. Baas binasına yapılan saldırı kesinlikle Suriye yönetiminin, muhalefeti halkın gözünden düşürmek için kendi yaptığı bir saldırıdır.
“Özgür, demokratik Suriye istiyoruz”
Halkın yüzde kaçı devrimi destekliyor?
Tüm inancımla söylüyorum, eğer insanları öldüren Şebbihalar olmasa, -insanları öldürmeseler- halkın yüzde 95’i meydana iner ve devrimle birlikte olur. Devrime destek vermeyenlerin oranı yüzde 5’i geçmez. Mesela Hama’nın nüfusu 700 bindir. Asker Hama’dan çıktığında 700 bin kişi sokağa çıktı ve gösterilere katıldı. Hıristiyanlar da aslında bu yönetimi istemiyorlar, sokağa gösterilere çıkacaklardı. Yönetim baskı yaparak bir şekilde onların sokağa çıkmasını engelledi.
Muhalif subaylar var, bunlar kimdir?
Bu Özgür Subaylar’ın bir kısmı Suriye ordusundan halka kurşun atmamak için ayrılan askerler. Bunlar silahsız dolaşsalar, yönetim tarafından yakalanıp, infa edilirler. Özgür subayların içerisinde gönüllü devrimci gençler de var. Özgür Suriye Ordusu henüz bütün gücünü ortaya koyup bir şey yapmıyor. Ancak Esad zulmünü daha da artırıp halkı katletmeye devam ederse, sivilleri korumak için gücünü kullanacak. Öz gür subayların elinde çok silah yok. Dışarıdan da yardım almıyor.
Batıyla muhaliflerin ilişkileri olduğu söyleniyor, özellikle Fransa ile… Bu ilişki varsa hangi seviyede?
Burada iki şeyi ayırmak gerekiyor. Birincisi devrimin genel bir duruşu var. Bir de bazı şahıslar var ki bu bazı şahıslar devrimi temsil etmiyor. Bu devrimin temelinin, duruşunun Batıyla hiçbir alakası yok, fakat bazı şahısların olabilir ancak bu devrimi temsil etmez. Onların doğrudan batıyla ilişki kurmaya gönüllü olmasından değil, Beşar yönetimi bu adamlara savaş açtığı için mecbur kaldıkları için.
Muhaliflerin arasında birlik var mı yoksa bir bölünme söz konusu mu?
Sokaktakiler kimler, hangi görüşe sahipler?
Suriye devriminde sokakta her görüşten insan var. Ancak Suriye devriminin merkezi, karargahı, çıkış yeri mescitlerdir. Devrim mescitlerde başladı. Diğerleri, Hıristiyanlar, komünistler de devrime destek oluyor. Devrimin camilerden çıkması, aslında bu devrimin rengini gösteriyor. Oradaki Müslüman halk devrimi başlattı.
Muhaliflerin arkasında İsrail olduğunu savunanlar var?
Halkın arkasında İsrail var diyen ve bu fikri yayan Beşar Esad yönetimidir. Bu Beşar’ın yalanıdır. ve İslam dünyası Suriye halkını desteklemesin diye, esad ve ve esadın dış destekçilerinin uydurduğu yalandır. Biz 40 seneden fazladır rejimin başında olan, bize zulmeden, bizi öldüren yönetimin yıkılması için devrim yapıyoruz. Suriye yönetimi, başından beri bu problemin sebebi dışarıdan beslendiğini, dışarıdan bir komplo olarak göstermek istedi. Ancak 8 buçuk aylık mücadelemizle, bunun dış müdahale değil, bir iç sorun olduğunu dünyaya gösterdik.
Esad yönetimi gittiğinde konsey nasıl bir yönetim kurmak istiyor? Hayalinizdeki Suriye nedir?
Suriye halkı ve konsey, medeni, demokratik, sivil, demokratik bir yönetim istiyor. Halk,özgürlükler istiyor, eşit vatandaşlık istiyor. Biz Türkiye tecrübesini önemsiyoruz. Türkiye’nin tecrübesini uygulamak, yararlanmak istiyoruz.
Gazetemiz aracılığıyla Türkiye’ye, Suriye’ye ve dünyaya vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
Türk halkına ve hükümetine mesajımız, Suriye’deki kardeşlerinizi her gün katlediyorlar. Peygamber efendimiz (s.a.v) “Müslümanların birinin kardeşinin başına bir şey gelirse, kardeşiniz O’nu korusun ve terk etmesin, düşman eline bırakmasın” buyuruyor. Tüm dünya halklarına şöyle diyorum; tüm halklar ve insanlar yaratılışı gereği zulme karşıdır. Bütün dünya halkları zulmün bitmesi konusunda müttefiktir. zalimler kendi oyunlarını, tuzaklarını kuruyorlar, Ancak Allah’ın ne yapacağını hiç birimiz bilmiyoruz.
Süleyman Özgür / Milat
SON VİDEO HABER
Haber Ara