Dolar

34,9449

Euro

36,7120

Altın

2.988,69

Bist

10.125,46

Türkiye müdahalenin yollarını araştırıyor!

Henüz hazırlık aşamasındaki Suriye'ye yönelik Türk planının üç adımdan oluştuğu sanılıyor. Le Monde'den Natalie Nougayrede'nin değerlendirmesi:

14 Yıl Önce Güncellendi

2011-11-23 14:30:50

Türkiye müdahalenin yollarını araştırıyor!
 Natalie Nougayrede *

Suriye'de “sivilleri nasıl korumalı” ve ABD, Fransa, İngiltere ve Almanya’nın ağustos ayında yönetimden ayrılmasını istediği Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın çöküşünü nasıl kolaylaştırmalı?

Suriye muhalefeti ve Ankara’da iktidardaki AKP’deki bazı kaynaklar Türkiye’nin, sivil savaş tehlikesinin arttığı konuşulan Suriye’de bir ''güvenli bölge" oluşturmak üzere askerî plan hazırlıklarına başladığını belirtiyor.

Henüz hazırlık aşamasındaki Türk planının üç adımdan oluştuğu sanılıyor: Suriye sınırları içerisinde sivillerin ve ordudan kaçan askerlerin sığınabileceği bir bölgenin ve buranın korunması için de bir uçuşa yasak bölgenin oluşturulması ve Şam rejiminin ekonomik anlamda boğulmasına katkıda bulunmak için Türkiye-Suriye sınırının kapatılması öngörülüyor.

Batı’daki resmî kaynaklara göre Türk Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye topraklarında sınırlı bir askerî müdahale fikri üzerinde düşünüyor. Şimdiden Türk basınına sızan plan, Arap Birliğinin Şam'a verdiği ültimatom bir sonuca varamadan sona ermişken, Ankara'nın Suriye meselesinde ilk planda bir rol oynamak isteğini ortaya koyuyor.

Türk yetkililerin bazı şartları bulunuyor: Tek başına hareket edilmemeli, NATO'nun uçuşa yasak bölge uygulamasına katılımı sağlanmalı ve öncelikle BM Güvenlik Konseyinin bir kararına dayanmalı. Bu son nokta, Rusya'nın tutumu nedeniyle planın gerçekleşmesi ihtimalini zayıflatıyor.

18 Kasımda Türkiye’ye yaptığı ziyaretin ardından Körfez bölgesine bir ziyaret turu düzenleyen Fransız Dışişleri Bakanı Alain Juppé’nin çevresi, Suriye'de bir “güvenli bölge” oluşturma fikri konusunda ölçülü değerlendirmelerde bulundu. Paris, perşembe günü Suriye konulu bir toplantı düzenleyeceğini açıklayan Arap Birliğine dayanarak aşamalı bir diplomatik yaklaşım izlemeye kararlı. Fransız tarafında bu şekilde bir bölge kurmanın gündemde olmadığı, Fransa'nın böyle bir senaryo üzerinde çalışmadığı belirtiliyor.

Suriye meselesi Bakan Juppé’nin Ankara'da yaptığı görüşmelerin odağındaydı. Ancak bir askerî müdahale konusu ele alınmadı. Ankara'da Türk basınının sorularını yanıtlayan Fransız Bakan, BM yeşil ışık yakmadan herhangi bir müdahalenin söz konusu olamayacağını ifade etti.

Bazı Suriyeli muhaliflerin talep ettiği “güvenli bölgeye” ilişkin tartışma, Fransa ile Türkiye arasında Libya savaşının başında yaşanan gerginliğe son veren öncesi görülmemiş bir yakınlaşma yaşandığı sırada baş gösteriyor. Alain Juppé böylece Türk mevkidaşını 1 Aralıkta Brüksel’de yapılacak Avrupa Birliği dışişleri bakanları toplantısına davet etti. Fransa ayrıca Avrupalı partnerlerine bu toplantıya Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil El Arabi’yi de davet etmeyi teklif etti.

Paris, yaptırımların artırılması ve Suriye'nin ekonomik anlamda boğulmasını öngören bir yol izliyor. Öte yandan Arap ülkelerini meseleye dâhil etmenin önemini vurguluyor. Amaç, El Arabi'nin Arap Birliğinden Suriye'ye gözlemciler gönderilmesini sağlamaya yönelik gayretlerini desteklemek. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Sunday Times'ın yayımladığı mülakatta, “Suriye'nin pes etmeyeceğini ve baskılara direnmeye devam edeceğini” ifade etti.

Esad rejimi muhalefeti şimdiye kadar açık bir şekilde uluslararası bir askerî müdahale talep etmekten kaçındı. 18-19 Kasım tarihlerinde Kanada’da ABD Savunma Bakanı Leon Panetti ile birlikte bir uluslararası güvenlik forumuna katılan Washington'da yerleşik Esad karşıtı grupların temsilcisi Muhammed el Abdullah’a göre bu durum Batılı ülkelerin bu konuda aşırı ihtiyatlı davranmalarından kaynaklanıyor.

Obama yönetimi öncelikle Arap Birliğindeki partnerlerine dayanarak Rusya'nın tutumunu yumuşatmaya çalışmak istiyor. Ancak El Abdullah, “Suriye içerisinde kurulacak güvenli bir bölgenin ordudan firarı teşvik edeceğinin” altını çiziyor ve Trablus'un düşüşünden sonra uçuşa yasak bölge oluşturulması için Suriye'de gösteriler düzenlendiğini hatırlatıyor.

Batılı liderler, Türkiye’nin gönderdiği sinyallerin Orta Doğu'da karmaşık bir bölgesel durumun göstergesi olduğunu belirtiyor. Türkiye her ne kadar Arap Birliğinin girişimleriyle uyum içerisinde olduğunu göstermek istese de, ön planda yer alma niyeti Suriye meselesiyle yakından ilgilenen Suudi Arabistan ve Katar ile bir çeşit nüfuz savaşına girdiği anlamına geliyor. Diplomatlar, Türkiye'nin duyurduğu yaptırımların ardından, “yeni Osmanlı” duruşu ve şimdi Suriye meselesinde yer alma niyetinin her şeyden önce bir psikolojik baskı stratejisinden ibaret olabileceğini düşünüyor.

* Le Monde, Fransa, Tercüme: BYEGM
SON VİDEO HABER

Emlakçılar arasında silahlı çatışma: 2 ölü

Haber Ara