Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

AB'nin yolu TBMM'den geçer

AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, ''AB'nin yolu Diyarbakır'dan geçtiği söylendi. Gerçekten AB değerlerinin Diyarbakır'da çok özümsendiği doğrudur. Ama AB'nin yolu, Türkiye'nin 81 ilinin temsil edildiği TBMM Genel Kurulu'ndan geçer'' dedi.

14 Yıl Önce Güncellendi

2011-11-21 20:27:52

AB'nin yolu TBMM'den geçer

Cahit Sıtkı Tarancı Kültür Sanat Merkezinde düzenlenen AB Uyum, Danışma ve Yönlendirme Kurulu 2011 yılı 4. toplantısında konuşan Bağış, AB sürecinin Ankara ve İstanbul'da 5 yıldızlı otellerin lobilerinde konuşulan bir süreç olmaktan çıktığını, artık, köy muhtarlarının bile ''sürdürülebilir kalkınma''dan bahsettiğini, valiliklerde AB projelerinin etkisinin hissedildiğini, 81 ilde yaşanan, hissedilen bir süreç haline geldiğini söyledi.

Geçen sene İçişleri Bakanlığı ile birlikte başlatılan bir proje ile 81 ilde de AB'den sorumlu birer vali yardımcısının bulunduğunu, valiliklerle AB sürecinde önemli projeler gerçekleştirdiklerini kaydeden Bağış, ''Bakmayın; 'AB ekonomik krizden geçiyor, yandı bitti kül oldu. Türkiye'nin bu birlikte ne işi var' diyorlar. AB ekonomik buhrandan geçiyor ama Avrupa coğrafyası bugün hala kişi başına düşen gelir seviyesi, bireysel özgürlükler standardında, demokraside, insan haklarında dünyanın en müreffeh coğrafyasıdır'' dedi.
Bağış, Avrupa'nın Türkiye için önemli ekonomik pazar olduğunu, Türkiye'nin ihracatının yüzde 50'sinden fazlasını AB üyesi ülkelere yaptığını, Türkiye'deki yabancı sermayenin yüzde 85'inin AB üyesi ülkelerden geldiğini kaydederek, bu yılın ilk 6 ayında Türkiye'nin yüzde 10.2 büyüdüğünü, ama bu sürede Türkiye'ye gelen küresel sermayenin yüzde 92'sinin AB üyesi ülkelerden geldiğini belirtti.

''Türkiye parlayan bir yıldız gibi bu bölgeye ışık saçmaya devam ediyor''

AB'nin Diyarbakır'daki 52 projenin finansmanını sağladığını, bugün Türkiye'nin her bir yerinde AB fonlarıyla çok ciddi işler yapıldığını ifade eden bağış, şöyle devam etti:

''2007-2014 yılları arasında AB listesinde katılım öncesi projeler için 10 milyar avronun yarısı Türkiye'ye ayrılmıştır. Bu da Türkiye'nin AB sürecinin ne kadar sağlam temeller üzerine oturduğunun göstergesidir. Ülkemiz ekonomik büyümede dünyanın şu anda en hızlı büyüyen, ikinci en çok büyüyen ülkesiyken, AB ülkeleri buna imrenirken Türkiye'nin ana muhalefet partisinin genel başkanı 'Yunanistan'dan daha kötü durumdayız' diyerek bir gaf cümlesi kullandı. Biz bugüne kadar ana muhalefet partisinin hem geçmiş hem bugünkü liderlerinin çok gaflarına şahit olmuştuk, ama bu kadarına şahit olmamıştık. İlk defa Yunanistan olmak isteyen bir ana muhalefet lideri de gördük; o da oldu Türkiye'de. Eğer Sayın Kılıçdaroğlu, Yunanistan gibi olmak istiyorsa kendisine bir rol biçmesi lazım. Ülkesini krize götüren sosyal demokrat lideri Papandreu gibi mi olmak istiyor, yoksa şu an bulunduğu konum itibariyle Yunanistan'ın muhalefet lideri Sayın Samaras'a mı benzemek istiyor. Sayın Papandreu'ya benzemek istiyorsa onun gibisini gördük. Eğer Samaras'a benziyorsa pek umutlanmasın, AB, şu anda mali yardım çerçevesinde Yunanistan'a verdiği her destek için hem iktidarın hem muhalefetin imzasını istiyor, onlar da kuzu kuzu imzalıyor. Türkiye artık çok farklı bir ülke haline geldi.''

Bağış, Türkiye'nin AB için 74 milyonluk önemli bir pazar olduğunu ve buradan 3 saat uçuş mesafesinde 1.5 milyarlık çok daha büyük pazara açılan kapı olduğunu belirterek, ''Biz, doğunun en batılı, batının en doğulu ülkesi olarak, hem batımızdaki hem doğumuzdaki ülkelere ilham kaynağı olabiliyoruz. Mısır'da, Libya'da Tunus'ta sokağa dökülen insanlar Türkiye gibi olabilmek için hayatını riske attı. Türkiye parlayan bir yıldız gibi bu bölgeye ışık saçmaya devam ediyor'' dedi.

''Diyarbakır sahabeler şehridir. Mekke ve Medine'den sonra en fazla sahabenin bulunduğu İslam coğrafyasının göz bebeğidir. Hazreti İsa'nın çarmıha gerildiği haçın bir parçası Diyarbakır'dadır. Dünyanın en eski Tevratlarından birisi Diyarbakır'dadır'' diyen Bağış, Diyarbakır'ın kardeşliğin abide şehri olduğunu ve genetik yapısında kardeşlik, birlik ve beraberlik olduğunu, tarihi eserlerinde, tüm zenginliklerin alın teri bulunduğunu söyledi.

''Birlik olmayan yerde varlık olmaz''

Bağış, şunları belirtti:
''AB'nin yolu Diyarbakır'dan geçtiği söylendi. Gerçekten AB değerlerinin Diyarbakır'da çok özümsendiği doğrudur. Ama AB'nin yolu, Türkiye'nin 81 ilinin temsil edildiği TBMM Genel Kurulu'ndan geçer. Biz orada Diyarbakırlısıyla, Edirnelisiyle, Siirtlisiyle, Artvinlisiyle, İstanbullusuyla, Mersinlisiyle hep beraber gerekli kanunları, yasaları, anayasayı, yönetmelikleri AB standartlarına getirdikçe Türkiye'ye AB'nin yolu açılmıştır. Bunlar büyük kazanımlar olmuştur. 1959 yılında ilk başvuru yapıldığı dönemde kişi başına düşen gelir 400 dolardı, bugün 11 bin doları geçti. Hedefimiz 25 bin dolar. Yapar mıyız, yaparız.

Bunu sağlayabilmek için inadına demokrasi, inadına özgürlük, inadına adalet dememiz lazım. Etnik milliyetçiliğe, dilsel milliyetçiliğe, bölgesel milliyetçiliğe 'hayır' demek zorundayız. Bu ülkenin bütün zenginliklerini ortak zenginliğimiz olarak görüp birlikte çalışmamız lazım. Her konuda anlaşamayabiliriz. Ama birlikte yaşayıp, birlikte üretimi başarabiliriz. Biz et ve tırnağız. Diyarbakır'ın 'birlik olmayan yerde varlık olmaz' sözü bunun için çok önemlidir. Artık karanlık günleri geride bıraktık. Artık failli meçhul cinayetlerle anılan bir ülke olmaktan kurtulduk, işkencenin ilerleme raporunda detaylı olarak yer aldığı ülke olmaktan kurtulduk. 'Türkiye mükemmeldir' demiyorum. Kimse yanlış anlamasın hala halledilmesi gereken sorunları var. Şundan eminiz ki bugünün Türkiyesi dünden daha iyi bir durumdadır. Gelecekte de bugünden daha iyi durumda olacaktır.''

-''Terörün kepengini indirsinler''

Bakan Bağış, hükümetin bu ülkenin tamamını kucaklayan bir hükümet olduğunu, demokratikleşme hareketinin öncülüğünü yaptığını belirterek, Cumhuriyet tarihinde bu bölgeye en çok yatırımı yapan hükümetin mensubu olmaktan gurur duyduğunu söyledi.

Son 9 yılda hükümetin bu coğrafyaya 35 milyar lira yatırım yaptığını vurgulayan Bağış, şöyle devam etti:

''Hep birlikte daha iyisini başarabiliriz. İnşallah terörün istismar etmediği bir Türkiye'yi hep birlikte sağlayacağız. Türkiye'nin önündeki en önemli sorundan birisi terör belasıdır. Terör belasından kurtulduğumuz zaman Türkiye çok farklı bir ülke olacak. Onun için buradan bir çağrıda bulunmak istiyorum; bu ülkenin gerçekten kanaatkar esnafına kepenk 'indir' diyeceklerine terörün kepengini indirsinler. Terörün kepengi indiği zaman bütün esnafımız daha çok kazanacak, bütün insanımız daha çok müreffeh olacak, çok daha demokratik, çok daha şeffaf olacak. Türkiye'nin kanayan yarasını hep beraber durdurmak durumundayız. Ondan sonra Türkiye'nin daha demokratik, daha zengin bir ülke haline gelmesi için çalışmalıyız. Biz onun için 'inadına kardeşlik, inadına özgürlük, inadına milli birlik ve beraberlik, demokrasi ve şeffaflık' diyoruz. Ama bunu hep birlikte gerçekleştirmek lazım. Bütün sorunlarımızın çözümü daha çok demokrasi, daha çok özgürlük, daha çok yatırım, daha çok üretim ve daha çok istikrardır. O yüzden 'milli birlik ve beraberlik projemizi' AB'nin sürecinin bir yansıması olarak görmemiz lazım. ''

Bağış, hükümetin şimdi çok önemli bir reform sürecine başladığını, bu kapsamda Meclis Başkanı başkanlığında bir ''uzlaşma komisyonu'' kurulduğunu hatırlatarak, ''Bu, Türkiye'nin AB sürecindeki belki de en önemli aşamalarından biri olacak. Çünkü, Yunanistan, Portekiz ve İspanya AB sürecine başladıktan sonra askeri anayasalarından kurtulduktan sonra AB sürecinde hızlandılar. Türkiye'de sivil bir anayasaya kavuştuğu zaman AB sürecini çok hızlı bir şekilde tamamlayacaktır'' dedi.


AA

Haber Ara