'AB'de olsaydık yanmıştık'
''Dünya Türk Girişimciler Kurultayı''nın Profesyoneller Oturumu'na katılan işadamı Özyeğin, Türkiye'nin en büyük şansının AB'ye girmemiş olması olarak açıkladı.
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-11-18 21:24:35
Özyeğin, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) tarafından düzenlenen ''Dünya Türk Girişimciler Kurultayı''nın Profesyoneller Oturumu'na yaptığı konuşmada, Fiba Grubu'nun yurt dışında 2 milyar dolar sermayesi bulunduğunu, bunun 1 milyar 400 milyon dolarının bankacılık kesiminde yer aldığını anlattı.
Bu bankalarda şu anda 7 bin eleman alıştığına işaret eden Özyeğin, ''Rusya'daki bankamızda 5 bin kişi çalışıyor. Rusya'da günde 300 otomobil kredisi veriyoruz Rus vatandaşlarına. Bu yıl Rusya'da 70 bin otomobil kredisi vermiş olacağız. Bu da bizi orada 5. yapıyor'' dedi.
Amerikan ve İngiliz perakendecilerin Rusya, Ukrayna gibi riskli gördükleri ülkelerde Marks&Spencer gibi mağazalar açmaktan çekindikleri için orada da onların temsilcisi olduklarını ifade eden Özyeğin, ''Marks&Spencer, Mr. Marks ve Mr. Spencer tarafından kurulmuş. Mr. Marks Rusya'dan Londra'ya göç etmiş bir zatmış fakat 100 yıl sonra Marks&Spencer'in kurucularından birinin memleketine Marks&Spencer'i götürmek bir Türk'e nasip oldu'' diye konuştu.
Hüsnü Özyeğin, Türk girişimcilerin dünyanın her yerinde her işi yapabileceğini, Türk insanının zekası, çalışkanlığı ve dünyanın her yerine gitme dürtüsünün, girişimcileri başarılı kıldığını kaydetti.
Bugün HSBC Bank'ın Rusya'dan bireysel bankacılıktan çekildiğini, kendilerinin orada gelişmeye devam ettiklerini söyleyen Özyeğin, ''Bunun sebebi benim sermayem değil, bunun sebebi Rusya'daki bankamızda bizim çalışan 100 Türk yöneticimiz. Bizim insanlarımız, yöneticilerimiz her yerde çalışıyorlar. Harp halinde Amerikan ordusunun yemekhanelerini Türk müteahhitler yaptılar'' diye konuştu.
''Deplasmandaki işler bana daha büyük haz veriyor''
Hüsnü Özyeğin, şunları kaydetti:
''Ben de aslında İstanbul'da yaşamam itibariyle sizin konumunuzda bir girişimciyim. Çünkü ben ve sizler, biz deplasmanda çalışıyoruz. Kendi ülkemde de işler var ama deplasmandaki işler bana çok daha büyük haz veriyor. Ben kolay işlerden herhalde kaçıyorum. Son 20 yılda herhalde Türkiye'de 200 tane alışveriş merkezi yapıldı, benim de Türkiye'de 4 alışveriş merkezim var ama ben bunları satın aldım. Türkiye'de hiç alışveriş merkezi yapmadım. 1997'de Bükreş'te iki arsa aldım, Bükreş'in ilk 2 alışveriş merkezini orada yaptım. Şimdi Çin'de alışveriş merkezi yapıyorum. 316 bin metrekare, Shenyang'da... Hoşuma giden, geçen hafta Godiva'nın genel müdürü ile konuştum, bana ben Shenyang'da Godiva çikolata dükkanı açıyorum' dedi. Şaşırdım. Ülker'in sahibi olduğu Godiva Çin'de 30 tane mağaza açmış. Türk girişimcilerinin önemli bir örneği olarak bunu size anlatıyorum.''
''Şimdiye kadar AB'ye girmiş olsaydık vay halimize olacaktı''
AB'nin Türkiye'yi içeriye almadığını belirten Özyeğin, ''Ben onlara diyorum ki; 'Allah sizden razı olsun'. Çünkü, şimdiye kadar AB'ye girmiş olsaydık vay halimize olacaktı. İtalya son 2 hafta içinde tahviller konusunda zorluğa girmeseydi, İtalya hala Yunanistan'ı finanse ediyor olacaktı. İtalya 1,5 ay önce piyasaya çıktı, 10 yıllık tahvili yıllık yüzde 6,3 faizle sattı, gitti o parayı Yunanistan'a 3,6 ile verdi'' dedi.
Özyeğin, Pamukbank Genel Müdürü olarak 30 yıl önce Cenevre'ye gidip bir İsviçre bankasının kapısında 500 bin dolar kredi almak için kapıda beklerken, bugün Türkiye'nin geldiği duruma dikkati çekti.
Son 8-9 yılda Türkiye hükümetinin başarılarının, çok az konuşulduğunu söyleyen Özyeğin, Türkiye'nin kendisinin 10-15 yıl önce hayal edemeyeceği çok önemli bir noktaya geldiğini, hükümete herkesin şükran borcunun olması gerektiğini kaydetti.
Yunanistan'ın durumu bozulduğu zaman kendisine ''Hüsün Bey niye gidip Yunanistan'da banka almıyorsunuz?'' diye sorduklarını da söyleyen Özyeğin, ''Bir ülkede ekonomik durum bozuluyorsa o ülkede nasıl bir banka alabilirsiniz ki? Banka, finans kurumları, yabancı şirketler her zaman gelişen büyüyen ekonomilere giderler'' dedi.
2023 hedefi...
Türkiye'nin 2023 yılı hedeflerine ulaşmak için herkesin bulunduğu sektörde bir yıllık yol haritası yapması gerektiğini belirten Özyeğin, bu şekilde her tür hedefe ulaşılabileceğini kaydetti.
Hüsnü Özyeğin, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Lütfen çocuklarınızı, torunlarınızı Almanya'da, Avusturya'da, Fransa'daki üniversiteye değil, Türkiye'deki üniversiteye yollayın. Çünkü yavaş yavaş üçüncü, dördüncü jenerasyon olacak bunlar ve onların Türkiye'ye gelmeleri onlar açısından çok önemli. Türkiye'ye gelip kültürümüzle, usullerimizle tekrar aşinalık tespit etmeleri lazım. Aynı zamanda da şuna inanıyorum ki Türk üniversitelerinden mezun oldukları zaman Türkiye'de bir network, çevre geliştirecekler. Türkiye'de arkadaşları, fırsatları olacak.''
Avrupa'nın Japonlaştığını, Avrupa'nın yaşlandığını söyleyen Özyeğin, ''Sizin çocuklarınızın Türkiye'de iş bulma potansiyeli Avrupa'dan çok daha fazla'' dedi.
Hayır işlerine de değinen Özyeğin, ''Bir kız yurdu 400 bin avroya mal oluyor. 400 bin avroya, Anadolu'da, kasabanızda, köyünüzde bir kız yurdu yaptırın. Bu kızlar 15-16-17 yaşlarında evlenmesinler gelsinler yurtlarda kalsınlar. Bunu yapmak isteyen varsa size her türlü yardımı yaparım. Ben 25 ilde 25 kız yurdu kurdum, şu anda 5 bin kız orada okuyor. İlçe ve şehirlerden kız kabul etmiyoruz bu yurtlarımıza, köyden, kasabadan gelen kızlar... 21 yaşında 2-3 çocuklu olacaklarına 21 yaşında yüzde 41'i üniversiteye devam ediyor'' şeklinde konuştu.
''Girişimciliği özendirmek gerek''
TOBB Genç Girişimciler Kurulu Başkanı Ali Sabancı da büyüme şampiyonu olan Türkiye'nin geçmiş yıllara kıyasla dünya ile çok daha fazla entegre olduğunu belirtti.
Girişimciliğin işsizliği önlemek için en önemli araç olduğuna işaret eden Sabancı, girişimciliği özendirmek gerektiğini kaydetti.
Sabancı, ''Aramızdan girişimci çıkabileceğini göstermemiz lazım. Girişimciliğin yaşayabilmesi için önemli bir ekosistemin oluşması lazım'' dedi.
Türkiye'de 35 milyon adet internet kullanıcısı, 46 milyon kredi kartı kullanıcısı bulunduğunu, internet üzerinden işlem yapmanın daha basit hale geldiğini anlatan Sabancı, ''Türkiye'de son 1-2 senede şirketler 200 milyon doların üzerinde el değiştirdi. Şirketler iki senelik. Burada bir ekosistem oluşuyor'' diye konuştu.
Ali Sabancı, Türkiye'ye yabancıların geldiğini ve bunların başka yabancıları da arkasından getirdiğini vurgulayarak, ''Onlar geliyorsa sizlerin de buraya gelebilecek detayda bakabiliyor olmanız lazım. Lütfen buraya yatırım olarak da bakın'' şeklinde konuştu.
Bugün Ankara'nın kendilerini ''utandıracak şekilde'' bilgiye sahip olduğunu söyleyen Sabancı, kimsenin avukatlığını, promosyonunu yapmadığını, gördüğünü söylediğini belirtti.
Dr. Mehmet Öz, oturuma video mesaj gönderdi
Dr. Mehmet Öz de, oturuma gönderdiği video mesajında, ''En büyük zenginliğimiz halkımız'' dedi. Katılımcılar arasında yer alan Mehmet Öz'ün babası Mustafa Öz'ün, ''Mehmet'i dinledim, Türkçe'sinde bayağı düzelme var'' esprisi, salondakileri güldürdü.
Konuşurken duygulandığı görülen Mustafa Öz, oğlunun ABD'de iki fakülteyi aynı anda bitirdiğini dile getirerek, kendisinin hiç İngilizce bilmeden ABD'ye gittiğini, oğlunun eğitimi ve diğer çalışmaları ile ilgili bilgi verdi.
Kurultay
Dünya Türk Girişimciler Kurultayı, 90 ülkeden 2 bin 200 Türk girişimciyi buluşturuyor.
Pek çok sektörden girişimcinin yer aldığı kurultay, Türk diasporasını oluşturarak, yurt dışında yerleşik girişimcilerin güçlerini birleştirmeyi amaçlıyor.
AA
SON VİDEO HABER
Haber Ara