Şeyh Nedevi, düşmana karşı birleşmeye davet etti
Allame Ebu’l Hasan Ali en- Nedevi’nin torunu olan Şeyh Nedevi, Irak’ı parçalamayı ve kaynaklarını kontrol altına almayı hedefleyen entrika ve iğrenç planlara karşı müslümanları saflarını birleştirmeye çağırdı.
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-11-15 12:48:37
Ünlü Allame Ebu’l Hasan Ali en- Nedevi’nin torunu olan Şeyh Nedevi, Al Basair gazetesi ve Heyetnet’in muhabiri Abdu’l Munim Al Bezza’ın Kahire’de yapmış olduğu mülakatta, Irak’ın şu an istisnai koşullar içerisinde bulunduğunu, Allah’ın izniyle bu durumdan zaferle çıkacağını ve ilk dönemdeki serüvenine döneceğini kaydederek Iraklıların sekiz yıldan daha fazla bir süreden beri karşı karşıya oldukları acı, sıkıntı ve krizlerden kurtarması için yüce Allah’a niyazda bulunduklarını söyledi.
Iraklıları, ülkelerini içten ve dıştan kuşatan tehlikenin gerçek yönünü fark etmeye çağırarak Irak’ı parçalamayı ve kaynaklarını kontrol altına almayı hedefleyen entrika ve iğrenç planlara karşı saflarını birleştirmeye, devam eden işgal nedeniyle Irak halkının karşılaştığı trajediler, sıkıntılar, zorluklar ve Irak’ın içinde bulunduğu durumlar hakkında Müslümanlara ve ilgili taraflara bilgi vermeye çağırdı.
Heyet Net: Bizlere Hindistan’da bulunan Müslümanların nüfusları, durumları ve yaşamları hakkında bilgi verebilir misiniz?
Şeyh en-Nedevi: Her ne kadar resmi istatistik yapılmamış olsa da Hindistan’da Müslümanların sayısı şuan yaklaşık 200 milyon kişiye ulaşmaktadır. Allah hamd olsun Müslümanlar, bölünme günlerinden buyana karşı karşıya oldukları krizden çıkmayı başarmışlardır. Müslümanlar bölünmenin olduğu ilk günlerden sonra, Hindular tarafından aşırı tacize maruz kalıyorlardı. Ancak bu duygular şimdi ortadan kalktı ve Müslümanlar – Allah’a hamd olsun- eğitim, ekonomi ve diğer alanlarda çok önemli aşamalar kaydettiler. Şuan parlamentoda, halk meclisinde ve tüm eyaletlerde çok güzel temsil edilmektedirler. Bazı eyaletlerde “Kirla” gibi güçlü İslam Partilerin önemli bir varlığı söz konusudur. Aynı şekilde İslami Partiler, Müslümanların Hindistan’da etkisi olması için Hinduların öncülüğünü yaptığı laik partilerle de koalisyonlar yapmaktadırlar. Yine Müslümanların dedelerinden miras aldıkları şirketleri, ticaret merkezleri ve fabrikaları; diğer taraftan kendilerinin Hindistan’ın güneyinde kurdukları fabrikaları bulunmaktadır. Özellikle Binlor, Bombay ve Kalküta gibi Müslüman nüfusun yoğunlukta bulunduğu ve Hindistan’ın en büyü şehirlerinde kabul edilen bu şehirlerde çok sayıda hatırı sayılır iş adamı, sanayici ve zengin Müslüman vardır.
Hindistan’da Müslümanlar, ilerlemekteler, gelişmekteler ve İslami kimliklerini muhafaza etmektedirler. İslami cemaatler ve kuruluşlar vardır. 1972 yılında kurulan ve tüm İslami cemaatleri ve çevreleri içine alan Müslümanların Ahval-i Şahsiye Kanunun Kuruluşu bunlardan biridir. Bu kuruluş Müslümanların ahval-i şahsiye ili ilgili meselelerini savunmayı üstlenmektedir. Aynı şekilde davet ve tebliğ cemaati vardır. Buna ek olarak İslami cemaatler bulunmaktadır.
Heyet Net: O halde Hindistan’da Müslümanların kendilerine özgü kimlikleri, yapıları olup asimile olmamışlardır?
Şeyh en-Nedevi: Kuşkusuz asimilasyon tehlikesi mevcuttur. Hükümetin eğitim ve enformasyon politikaları tehlikelidir ve Müslüman nesli etkilemektedir. Fakat bütün bunlara rağmen –Allah’a hamd olsun- bu demokratik ülkede faaliyetler güçlü bir şekilde devam sürmektedir. Tüm kurum ve kuruluşların özgürlüğü teminat altındadır. İslami cemaatler anayasa ve yasalara göre faaliyetlerini sürdürebiliyorlar ve kurumlarını kurabiliyorlar.
Heyet Net: Hindistan’da Müslümanların diğer Müslümanlarla ve özellikle Orta Doğudaki Müslümanlarla kendilerini bir araya getirecek pratik bağları var mıdır?
Şeyh en-Nedevi: Bu bağlar, asli ve eskiye dayanmaktadır. Özellikle Hindistan’la Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan arasındaki bağlar. İlmi, iktisadi ve içtimai ilişkiler devam etmektedir. Özellikle Suudi Arabistan’la olan ilişkileri belirtmek gerekir. Hindistan’da Müslümanlara yardım eden çok sayıda hayır kuruluşu bulunmaktadır.
Heyet Net: Hindistan’daki eğitim Şarktaki ve İslam dünyasının diğer ülkelerindeki eğitimden farklı mıdır?
Şeyh en-Nedevi: Hindistan’daki eğitim daha fazla yoğundur. Çağdaş fakültelerdeki lisans diplomasına denk uluslar arası diploma elde edebilmek için eğitim verilen tüm İslami okullarda Kütüb-i Sitte kitapları okutulmaktadır. Öğrenci Sahih-i Buhari ve Sünen-i Erbaa’yı okumaktadır. Âlimler Birliğine bağlı Daru’l ulûm’da bazı uluslar arası kitaplar ve yüksek lisans kitapları okutulmaktadır. Aynı şekilde Sünen-i Tirmizi, Sünen-i Ebu Davut, Nese-i , İbn Mace ve diğerleri okutulmaktadır. Bu kitapların okullarda öncelikli olarak okutulması Hint kıtasının dışında yapılmamaktadır. Âlimler bunlara bağlı kalmışlar ve okullarda bunları okutmaya yoğunlaşmışlardır.
Hadisi şeriflerin okutulmasıyla ilgili olarak Hint Yarımadasında Hanefi fıkhı okutulmaktadır. İmam Merginani’nin “el-Hidaye” kitabı tüm okullarda okutulmaktadır. Aynı şekilde hadislerin okutulması Kütüb-i sitte yoluyla yapılmaktadır. Hanefi mezhebinin ve diğer mezheplerin fıkhi konularla ilgili getirdiği deliller karşılaştırılmakta ve mezheplerden biri tercih edilmektedir ve bu genellikle diğer mezheplere karşı Hanefi mezhebi tercih edilmektedir. Yine Hint Yarımadasında ve özellikle de Güney bölgesinde Şafii mezhebinde eğitim vermeye önem verilmektedir. Ancak çağdaş eğitimde fıkıh eğitimi dört mezhep imamının fıkhı arasında mukayese yapılarak her hangi bir imamın fıkhı görüşü tercih edilme şeklinde olur.
Heyet Net: Sizin görüşünüze göre günümüz ve geçmiş dönemdeki ilim öğrencisi arasında ne fark vardır? Öğrenci akademik eğitimle hocaların dizinin dibine çökerek alınan eğitimin arasını birleştiriyor mu?
Şeyh en-Nedevi: Bugün ilim öğrencisinin daha önceki âlimlerin takip ettiği yol ve yöntemlerin aynısını takip etmesi gerekir. Örgün eğitimle eğitim halkalarındaki, hocaların meclislerindeki eğitimin arasını birleştirmeleri, okul ve fakülte dışında hocalardan istifade etmeleri gerekir. Hocaların ilimlerinden istifade edip onların icazetlerini almalıdırlar. Aynı şekilde hadis ilmi alanında ihtisas alanlarına göre hocalardan istifade etmelidirler ve örgün ve yayın olan eğitimin arasını birleştirmelidirler. İlim öğrencisi örgün eğitim veren okul ve üniversitelerdeki eğitimle yetinilmemelidir, çünkü orada görev alma amacıyla eğitim alan insanlar bulunmakta bunlar da her zaman istifade etme arzusu içerisinde olmayabilirler. Onun için ilim talebesi okulun dışında hocaların ders halkalarına katılması, hocaları bulundukları yerlerde ziyaret etmeli, ilim halkalarını katılmalı ve her iki güzelliği bir arada toplamalıdır.
Heyet Net: Özellikle Hindistan’da gençlerin şer-i ilimlere ilgi ve alakaları nasıl ?
Şeyh en-Nedevi: Son yıllarda Allah’a hamd olsun, sayıları çoğaldı, arttı. Okullarda öğrenci sayısı artmaktadır. Daha önce öğrencilerin sayısı yüzlerle ifade edilirken şuan binlerle ifade edebiliriz. Gençlerin camilere, okullara ve özel olarak dine ilgisi gün geçtikçe artmaktadır. Allah’a çok şükür bu hissedilir bir olgudur. İslami uyanış adete gözlerle fark edilir bir olgu haline gelmiştir, bu bir gerçektir. Ancak İslami uyanışın aynı zamanda devam etmesi, sürmesi ve olgunlaşması gerekir.
Heyet Net: Bu medya açılımından sonra batılılaşma faktörlerinin gençlerin İslam’a yönelmesini ve İslami uyanışı etkilediğini düşünmüyor musunuz?
Şeyh en-Nedevi: Bu açılım daha önceden vardı ve hatta işgal durumundaydı. Gençlerin birçoğu batılılaştı veya batılılaşmayı istedi. Sonra – Allah’a çok şükür- tekrar İslami kimliklerine dönmeye başladılar ve daha çok Batı karşıtı oldular. Bu durum özellik Amerika, Avrupa ve İslam düşmanlarının öncülüğünü yaptığı işgal ve saldırılardan sonra daha da arttı. Daha önce böylesi bir bilince sahip olmayanlar, şimdi bu bilinci taşımaya başladılar. Entelektüellerin, çağdaş okulların ve laik üniversite öğrencilerinin Batıya karşı kin, düşmanlık ve nefret beslediklerini görüyorsunuz.
Heyet Net: Daha önce Irak’ı ziyaret ettiniz mi?
Şeyh en-Nedevi: Hayır, daha önce Irak’ı ziyaret etmedim, ne bu koşullardan önce ve ne de sonra.. Ancak ben bu ülkeyi ziyaret etmeyi arzuluyorum. Çok sayıda Irak’lı âlim, Hindistan’ı ziyaret etti. Örnek olarak Üstaz Muhammed Al Mahrus ve diğerlerini söyleyebiliriz. Aynı şekilde bunlar âlimler birliğini ziyaret edip orada konferans da verdiler.
Heyet Net: Değerli Şeyh, Irak sizin için ne ifade ediyor?
Şeyh en-Nedevi: Irak’ta Müslümanların başkenti Bağdat bulunmaktadır. Irak’ın Müslümanların tarihiyle bağlantısı vardır ve özellikle İslam’ın parlak çağlarıyla.. Her Müslüman Irak’ın o parlak günlere yeniden dönmesini temenni eder. Irak’ın yeniden Müslümanların başkenti olmasını arzular. Yeni Moğollar orayı yakıp yıkmışlardır. Müslüman nerede olursa olsun Müslümanlarla beraberdir. Zorbalığa, tuğyana, zulme ve baskıya maruz kalan bu ülkenin yanında yer almak gerekir.
Heyet Net: Şuan ki koşullar içerisinde Irak’ın geleceğine nasıl bakıyorsunuz?
Şeyh en-Nedevi: Irak’ın bu acı veren olaylar girdabından ve istisnai durumdan zaferle çıkmasını ve ilk serüvenine geri dönmesini temenni ederiz. Yüce Allah’tan bu ülkedeki Müslümanların sıkıntılarını isteriz. Hint Müslümanları, Irak halkının kısa olmayan bir süreden beri Iraklıların yaşamış olduğu zorlukların sona ermesi için dua etmektedirler.
Heyet Net: Bu sıkıntılı durum içerisinde bulunan Irak halkı için ne dersiniz?
Şeyh en-Nedevi: Irak halkının saflarını birleştirmesi ve toptan Allah’ın ipine sımsıkı sarılması gerekir. Irak halkı, kendilerine yönelik içerideki ve dışarıdaki tehlikenin farkına varmaları, karşıt akımlara, musibetlere ve zorluklara direnmeleri, İslam dünyasına açılmaları, Allah’a davet etmek ve İslam’ı tanıtmak ve kendi durumlarını anlatmak için dışarı çıkmaları gerekir. Irak halkının İslami bir ruhla geniş İslami kesimlere, çevrelere bakması, onlarla organize olması, onlarla kaynaşması gerekir. Bunlar aracılığıyla Irak’ta nelerin yaşandığını ve halen nelerin cereyan ettiğini insanlara ulaştırmaları gerekir. Yüce Allah’tan Irak halkını içinde bulundukları sıkıntıdan, kederden kurtarmasını, aralarında kardeşlik bağlarını pekiştirmesini ve onları hayır üzere birleştirmesini niyaz ediyoruz.
Heyet Net: Irak Müslüman Alimler Heyetinin çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Heyette faaliyet gösterenler için neler demek istersiniz?
Şeyh en-Nedevi: Müslüman Alimler Birliğinin Katar, Lübnan gibi bir çok ülkede düzenlemiş olduğu konferanslar boyunca Irak Müslüman Alimler Heyetinin Genel Sekreteri Şeyh Doktor Haris Ed- Dari’yle görüştüm. Şeyh Ed- Dari’nin sunumları aracılığıyla Irak Müslüman Alimler Heyetinin programları ve projeleri hakkında bilgi sahibi oldum. Irak sorununun bilinmesi için yapılan faaliyetlerden haberdar oldum, Irak halkının devam eden işgal nedeniyle maruz kaldığı sıkıntıları ve sabırlı Irak halkının bunlara karşı göstermiş olduğu direnişi öğrendim. Bu bağlamda Irak Müslüman Alimler Heyeti yetkililerini Irak sorununu açıklamaları, Irak’ın geleceğine hizmet etmede Irak Müslüman Alimler Heyetinin öncü rolünü, planlarını ve İslami kuruluşları tanıtmaları amacıyla Hindistan’ı ziyaret etmeleri için davetimi kendilerine burada yöneltiyorum.
Heyet Net: Değerli Şeyh, Allah sizleri mübarek kılsın, hayırlı ecirler versin.
Şeyh en-Nedevi: Teşekkür ederim, Sizlere başarılar dilerim. Allah’a emanet olun..
Kaynak: heyetnet.org
SON VİDEO HABER
Haber Ara