Dolar

34,8765

Euro

36,7063

Altın

3.034,98

Bist

10.102,03

Yeni Müslümanlar Hac'da

Yeni Müslümanlara yönelik hac kampanyası çerçevesinde hacca giden 320 yeni Müslüman’dan bazıları İslam’a giriş hikayelerini ve Hac’da yaşadıkları duyguları dile getirdi. Hikayeler, Müslümanların ‘güzel ahlaklı’ olmasının ne denli etkili olduğuna bir örnek teşkil ediyor.

14 Yıl Önce Güncellendi

2011-11-04 11:43:11

Yeni Müslümanlar Hac'da

Ahmet Yılmaz / TIMETURK

İbrahim Gabin ya da diğer adıyla Liu Dncio Gabin, 15 yıldır Suudi Arabistan’da çalışan bir Filipinli. İlk defa bu yıl, Davet ve İrşat için Dayanışma Bürosu’nun her sene düzenlediği ‘yeni Müslümanlara hac’ kampanyası’ nafakasıyla hac farizasını eda etti.

İslam’a girdikten sonra kendine İbrahim ismini seçen Liu Dncio, İslam’a yeni giren, hac yaparken hayallerinden bile geçiremeyecekleri eşsiz duygular ve anlar yaşayan 320 kişiden sadece biriydi.

El-Cezire.net’in kendisini davet ve işrad merkezinde bulduğu İbrahim, uzun tereddütten sonra nasıl İslam’a girdiğini anlattı.

İbrahim, 1996 yılında Suudi Arabistan’a Rajhi Şirketi’nde çalışmak üzere geldi. O vakit bir Hıristiyan’dı ve Filipinlilerin ülkelerinde Müslümanlara bakış açıları kendisine de tesir etmişti. Bu nedenle o da İslam’dan özellikle de ezandan nefret ediyordu.

Müslümanların namazlarını taklit ediyordu

İbrahim şöyle konuştu: ‘Buna karşın yine de düşünmeye ve kendi kendime neden bu şekilde tapındıklarını sormaya başladım.’ İbrahim bu şekilde düşünmekle kalmamıştı. Aynı zamanda Hıristiyan kimliğini korumasına karşın camiyle gidiyor, insanların namazını taklit ediyor ve imam selam verir vermez camiden çıkıyordu.

Abdulkadir isimli bir Sudanlı İngilizce olarak İslam’dan bahsediyordu. Ancak o gayet ilgisizdi. Ta ki bir gün bindiği otobüste İngilizce ‘İslam’a giden yol’ isimli bir kitap görene kadar. İbrahim bu kitabı otobüs şoföründen rica ederek aldı ve okudu. Sonra İslam hakkında düşünmeye başladı. Özellikle Abdulkadir’in kendisine İslam’ı açıklayan Kur’an tefsiri vermesinden sonra bu düşünme daha da arttı.



İbrahim sözlerini şöyle sürdürdü: ‘Kafamı kurcalayan birçok soru vardı. Bu soruların en önemlisi de İslam’ın İsa’ya (a.s.) nasıl baktığı idi. Bir Filipinli Müslüman tüm sorularıma cevap verdi. Hatta bir gün geldi ona İslam’a girmek zor mu diye sordum.

İş çok kolaydı. Kelimeyi şehadet getirdiğimde sevinçten ağladım. Annem de Müslüman olduğunda daha çok ağladım.’ İbrahim kendisine bu ismi İbrahim Suresi’nden esinlenerek seçmişti. Çünkü Kur’an’dan okuduğu ilk sure İbrahim Suresi olmuştu. Ailesinden diğerleri ise kendisinden nefret etmeye başladı.

Eşinin irşadıyla Müslüman oldu


Japonyalı Budist, İslam hakkında isminden başka bir şey bilmeyen Mae Said ya da Meryem’in hikayesi de İbrahim’in hikayesinden pek farklı değil. Bir gün Allah (c.c.) Mae’nin karşısına Tunuslu Müslüman bir genç çıkardı. Bu gençle evlendiler. Tunuslu genç Mae’ye sürekli İslam’dan bahsediyordu. En sonunda Mae de bu konuya önem verir, konu üzerine çeşitli kaynaklar okur oldu ve sonunda İslam’ı seçti.

Meryem, El-Cezire.net’e yaptığı açıklamalarda öncelikle kendisini başkalarına karşı saygı ve açılım anlayışı üzerine yetiştiren ana-babasına teşekkür etti. Sonra onlarında hidayete ermeleri, Afganistan ve Filistin’deki Müslümanların acılarının azalması için Allah’a dua etti.

Kur’an-ı Kerim’den bazı cüzleri ezberleyen Meryem ‘hac, eşsiz bir tecrübe. Özellikle insan Kabe’yi ve farklı ırk ve renklerden insanları görünce insan Allahu Teala’nın yüceliğini hissediyor.’



İngiltere eski başbakanı Tony Blair’in eşinin kız kardeşi İngiliz gazeteci Lauren Booth ise Hac’ın bir sabır sınavı olduğunu belirterek şöyle dedi: ‘Tavaf durup da kalabalık artınca bana sabır vermesi için Allah’a dua etmeye başladım. Tüm turlarda da Müslümanların tümü için dua ettim.’

Kur’an-ı Kerim’den sadece Fatiha ve İhlas Sureleri’ni ezbere bilen ancak Kur’an’ın manalarının İngilizce tercümelerinden birçoğunu aklında tutan Booth, Batı medyasının İslam hakkında çizmeye çalıştığı imaj, İslam’ı şiddet ve zulümle bağdaştırıp demokrasi karşıtı gösterme gayretinden hayıflandı.

Bir bayanın ahlakından etkilendi


Çok kısa bir süre önce İslam’a giren İtalyan İsmail Boscolo ise kendisinin İslam’a girmesine güzel ahlakıyla bir bayanın vesile olduğunu, bu bayanın ahlakının kendisini İslam hakkında düşünmeye ittiğini söyledi. Boscolo, dinini değiştirme adına yaşadığı tüm korku ve tereddütleri aştıktan sonra aslında İslam dininin kalbinde olduğunu hissettiğini dile getirdi.

Boscolo İslam’ın İsa peygambere (a.s.) bakışını öğrendiğinde ise İslam’ın gerçekten mesajların sonuncusu olduğunu anladığına işaret etti. İsmail Boscolo İslam’a ilk adım attığında Müslümanların kendisini büyük bir coşkuyla kucakladıklarını ve kendisini çocuk gibi gözettiklerini, İslam’a girmeden önce de kendisine çok iyi davrandıklarını belirtti.

Bu hikayeler, İslam’ın tüm düşmanlıklara ve karalama çabalarına karşın yayılmaya devam ettiğini göstermektedir.

Haber Ara