Dolar

34,8729

Euro

36,6419

Altın

3.048,51

Bist

10.058,47

Suriye'nin kışı da döner mi bahara?

Suriye'nin kışı da döner mi bahara? sorusuyla yazısına başyalayan Kerim Balcı, 'Devrim treni Şam istasyonunda durdu' diyor..

14 Yıl Önce Güncellendi

2011-11-04 06:59:34

Suriye'nin kışı da döner mi bahara?


Şam deyince içim yanıyor. Arap Baharı diyorlar. Ne Arap ne de bahardı bence; ama güzel bir rüyaydı. Suriye'nin kışı da döner mi bahara? Suriye'de de diktatörlüğün yakıcı ateşi söner mi? Orada da sokak ayaklanmalarında ölenler, zulme başkaldırının şehitleri olarak geri döner mi? Şam deyince içim yanıyor; içimi hâlâ yanan diktatörlüğün ateşi yakıyor... İçimi Suriye'nin geleceğini yutan o koca iftirak alevi yakıyor... İç savaş yakıyor; intikam arzuları yakıyor; Batı'nın ikiyüzlülüğü yakıyor; Ankara'nın çaresizliği yakıyor... Şam denince içim yanıyor...

Beşşar, başardı!

Arap Ligi, Kahire'deki toplantısında Şam yönetiminin daha önce Ankara'ya verip de tutmadığı sözlerine inandı bu defa. Cinayetler duracakmış da muhalefetle yapıcı bir görüşme süreci başlayacakmış. Ülkeye yabancı gazetecilerin girişine izin verilecekmiş.

Yabancı, yalancı!

Yabancının tek derdi yaban! Nasrani azınlık, adaletten değil, zalim de olsa Nusayri azınlıktan yana koydu ağırlığını. Yabancı sustu. Libya'yı bombalamakta Libya muhalefetini şaşırtacak kadar eli çabuk davranan Fransa sustu. Ankara konuştu; dünya sustu.

Hayır, illa da devrim olsun diyenlerden değilim. Kontrolsüz bir devrimin anarşiye yol açacağından da korkarım. Devrimci muhaliflerin El-Kaide'ye kukla olacağından da endişeliyim. Devrimden sonra geçmişin zalimlerinin geleceğin mazlumlarına dönebileceğini de görenlerdenim. Ne var ki sokağa dökülenlerin sokakta sahipsiz bırakıldıklarını görmek içimi yakıyor... Şam denince içim yanıyor...

Devrim treni Şam istasyonunda durdu... İstasyonda devrim trenini Muhaberat'ın adamları vurdu.

Evvelsi gün, Kahire'de Şam yönetimi, Arap liderleriyle görüşüp, öldürmeyeceğim diye söz verdi; aynı gün Suriye ordusu 36 göstericiyi vurdu. Daha önce Ankara'ya da söz vermişler; yine söz verdikleri gün göstericileri vurmuşlardı. Hüküm: Bu rejimle olmuyor.

Ne var ki bu muhalefetle de olmuyor. Azınlık da olsalar, zulme taraftar da olsalar, Nusayrilerin, Nasranilerin varlık hakkını garanti edemeyen bu muhalefetle de olmuyor.

Beşşar kalsa olmuyor; gitse olmuyor. İşte bu yüzden Şam denince; Şam'la birlikte Ankara denince içim yanıyor.

Biliyorum, Ankara'nın da içi yanıyor. Şam denince çözümü zamana bırakmak zorunda kalmanın ıstırabı sarıyor Ankara'daki devlet büyüklerini. Sarıyordur, umuyorum. Beşşar kalırsa, Suriye-Türkiye ilişkileri bir daha düzelebilir mi? Şam'da güvenimizi kaybetmiş bir rejim varken, Türkiye'nin Arap dünyasına uzattığı kardeşlik eli (ağabeylik değil) havada mı kalır yoksa? Yoksa, Osmanlı'yı Şam sokaklarında bırakıp, son Osmanlı sultanını Şam'ın toprağına emanet ettiğimiz gibi, yeniden döner miyiz, eli boş, Şam seferinden? Suriye'nin kışı da döner mi bahara? Yoksa Suriye'de değişim kalır mı bir başka bahara?


SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara