Danıştay saldırısında tarihi yüzleşme
Danıştay saldırısı davasıyla birleştirilen Ergenekon davasına bugün devam edilecek. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, tetikçi ve azmettirenler ile kurşunlara hedef olan hakimler karşı karşıya gelecek.
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-10-31 15:00:16
17 Mayıs 2006 tarihinde yaşanan Danıştay saldırısı dosyasının, Ergenekon davasıyla birleştirilmesinin ardından, önemli gelişmeler yaşandı. Saldırının mağdurları Danıştay 2. Dairesi Başkanı Mustafa Birden ile üyeler Ayfer Özdemir, Ayla Gönenç ve Ahmet Çobanoğlu, Haziran ayında Ankara’da verdikleri ifadede İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya katılmak istediklerini bildirmişlerdi. Bunun üzerine mağdurlara davetiye gönderen mahkeme, derhal duruşmaya katılmalarını istedi. Bugün devam edecek davada, saldırıya uğrayanlarla tetikçi ve azmettiricilerin yüzleşmesi bekleniyor.
Tetikçiye tekbir getirten Çölaşan ifade verecek
Mahkemenin bizzat dinleyeceği mağdurların, saldırgan ile diğer sanıklara soru sormasını sağlayacağı belirtildi. Böylece, daha önce muğlakta kalan “Alparslan Arslan saldırı anında tekbir getirdi” iddiası da netlik kazanabilecek. Söz konusu tekbir iddiası dönemin Danıştay Başsavcısı Tansel Çölaşan tarafından dile getirilmişti. Saldırının hemen ardından Çölaşan, basının karşısına geçerek saldırganın “Allah’ın askerleriyiz” diye bağırdığını iddia etmişti. Dünya basını Çölaşan’ın bu ifadelerini sayfalarına taşımıştı. Mahkemenin şimdi Çölaşan hakkında da işlem yapması ve tekbir iddiasını sorması için girişimlerde bulunacağı öğrenildi. Bu durumda, Çölaşan’ın da ifadesinin alınması gündeme gelebilir. 17 Haziran’da ifade veren Mustafa Birden ise, Arslan’ın olay anında tekbir getirmediğini vurgulamıştı.
Çölaşan ve ardından Ankara mahkemesi dinci kalkışma dedi
Saldırının hemen ardından mikrofonların karşısına geçen Danıştay üyesi Tansel Çölaşan, saldırganın “Allah’ın askerleriyiz” diye bağırarak kurşun yağdırdığını iddia etti ve halkı müslümanlara karşı kışkırtan ifadeler kullandı. Türk ve Dünya basını Çölaşan’ın bu ifadelerini sayfalarına taşıdı. Olaya ilk anda dinci bir saldırı havası verildi. Tansel Çölaşan saldırıya uğrayan üyeler arasında değildi. Saldırıya uğrayan ve olay sonrası açıklama yapan bazı üyeler ise Çölaşan'ın tekbir iddiasını yalanladı. Davaya bakan Ankara'daki mahkeme Çölaşan'ın yaklaşımına benzer bir yaklaşım sergileyerek olayı dinci kalkışma olarak niteledi ve davayı kısa sürede sonuçlandırdı. Davaya bakan mahkeme, Ergenekon savcısının olayın Ergenekon'la bağlantısına dair delil ve bulguları mahkemeye sunmasına rağmen soruşturmayı derinleştirmedi, hüküm vermekte acele ederek davayı adeta kapattı. Mahkeme, yargılamada inanılmaz bir ihmalde de bulundu. Her davada olması gereken, saldırganla mağdurun yüzleştirilmesi uygulamasına başvurmadı, hatta mağdur hakimlerin şikayetçi olup olmadığını dahi sormadı.
Tetikçinin meyhanelerden çıkmadığı ortaya çıktı
Tüm bu inanılmaz skandallarla dolu yargılama Yargıtay'a takıldı. Yargıtay, saldırı davasının Ergenekon davasıyla bağlantılarını gösteren kuvvetli delil ve bulgular bulunduğunu gerekçe göstererek hükmü bozdu ve davaların Ergenekon davası bünyesinde birleştirilmesi gerektiğine hükmetti. İstanbul'da tekrar görülmeye başlayan Danıştay saldırısı davasında çarpıcı gelişmeler yaşandı. Saldırı günü ile bir önceki güne ait kamera kayıtlarının silindiği tespit edildi. Bu iki güne ait kayıtlar, tetikçi Arslan'ın olay günü yalnız olup olmadığını ve dolayısıyla olayda örgüt bağlantısı olup olmadığını ortaya çıkarabilecek kritik önemde bilgilerdi. Tetikçi Arslan'ın dincilikle alakası olmadığı, meyhanelerden çıkmadığı, arkadaşlarının uyuşturucu ve kadın pazarlama işlerine bulaştığı ortaya çıktı. Ergenekon sanıklarının yanında çalışan bir tanık, tanık koruma programına alındıktan sonra çok çarpıcı bilgiler verdi. Bunlar Danıştay saldırısıyla ilgili ortaya çıkan çok çarpıcı yeni ayrıntılardan sadece birkaçı. Bunlar ve onlarca diğer ayrıntı da, saldırının Ergenekon örgütünün bir eylemi olduğunu gösteriyor.
Ergenekon davası hiçbir davada olmadığı kadar titiz görülüyor
İstanbul'daki yargılamada Türkiye'de daha önce hiçbir mahkemede görülmeyen titizlikte yargılama yapılıyor. Hakimlerin, savcılığın ya da sanık ve avukatlarının gündeme getirdiği tüm şüphelerin üzerine titizlikle gidiliyor. Yargılamanın uzamasına neden olsa da, şüphelerin üzerine gidilmesiyle ortaya çıkan çarpıcı ayrıntılar resmin giderek belirginleşmesine neden oluyor.
kontrgerilla.com / Star
SON VİDEO HABER
Haber Ara