Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Mazlumder'den Fransa Büyükelçiliği önünde eylem

Mazlumder, Fransa'yı Arap baharı ve Somali müdahaleleri sebebiyle protesto etti.

14 Yıl Önce Güncellendi

2011-10-26 13:01:23

Mazlumder'den Fransa Büyükelçiliği önünde eylem
Haber Merkezi / TİMETURK

Mazlumder, Fransa'yı Arap baharı ve Somali müdahaleleri sebebiyle Ankara ve İstanbul'da protesto etti. 

Mazlumder Genel Merkezi tarafından Ankara'da Fransa Büyükelçiliği önünde gerçekleştirilen basın açıklaması sırasında Mazlumder İstanbul Şubesi de İstanbul'da Fransız Konsolosluğu önünde bir basın açıklaması yaptı.

İşte Mazlumder Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal’ın yaptığı basın açıklaması:

BM’nin 1973 sayılı kararı ile Libya’yı uçuşa yasak bölge ilan etmesinin hemen sonrasında karardan vazife çıkaran Sarkozy, ABD de dahil NATO ülkelerine haber vermeden yangından mal kaçırırcasına Libya’ya 7 ay sürecek saldırıları başlattı. Uzun süren yasaklılığın ardından 2003’te, çadırında, Condoleeza Rice’tan, Sarkozy’e, Berlusconi’den Blair’e sadakat yemini eden, ülkesinin doğal kaynaklarını ve o ana dek birçok direniş örgütüne verdiği desteğin bilgisini pazarlayan, karşılığında da “terörle mücadelede güvenilir ortak” unvanı alan Kaddafi’nin sonunun başlangıcı, seçim kampanyasını yürütmek için kendisinden para dilenen Sarkozy eliyle böylece gelmiş oldu.

Dünya’nın en acımasız diktatörlerinden biri olan Kaddafi’nin 42 yıllık kanlı iktidarının sonu, en zor zamanında ABD’nin kapıları yüzüne kapanan sadık hizmetkarı Şah’ın veya yıllarca ABD adına sipariş savaş yürüten ve ABD eliyle infaz edilen Saddam’ın ya da en zor zamanında Fransa’nın kapıları yüzüne kapanan sadık hizmetkarı Bin Ali’nin iktidarlarının sonundan farklı olmadı.

En ibret verici olanı da, konvoyu müttefik kuvvetlerce vurulan ve 42 yıllık haklı kin ve öfke ile dolu şuursuz kalabalıkların önüne bir yem gibi atılan Kaddafi’nin linçle sonlanan 69 yıllık yaşamı oldu. Kaddafi’nin akıbetini, nereden bakıldığına bağlı olarak farklı sonuçlara götürecek olan, “hak edip etmeme” veya “merhamet” açısından değerlendirmek yerine “bütün insanlığa ait olan ve ebedi yok oluşa mahkum edilen bilgilerin neden bütün insanlıktan kaçırılmak istendiği” sorusu ışığında değerlendirmeyi, herkes açısından en ortak değerlendirme olarak görüyoruz. Ve bu açıdan bakınca Libya işgalcilerinin, hem işbirlikçi Kaddafi ile geçmişte nelerin pazarlıklarını yaptıkları bilgisini hem de geleceğin işgal Libya’sında neleri nasıl paylaşacakları bilgisini ustaca kararttıklarını ve bu yolla bir insanlık suçu işlediklerini değerlendiriyoruz. Bu açıdan bakınca Kaddafi’nin infazı; tıpkı işlediği binlerce vahim suç daha var iken sadece Şiilere dönük suçlardan yargılanan ve diğer suçları ebedi meçhule sevk edilen Saddam’ın infazı gibi veya üzerine vahim ithamlar atılmasına rağmen sağ olarak yakalanabilecekken taammüden öldürülen Bin Ladin’in infazı gibi, delil karatmadır, insanlığa ve tarihe yapılmış emperyalist bir müdahaledir.

Bu infazın belki de en az onun kadar değerli bir başka faydası daha oldu onlar açısından, o da, bütün Müslümanların linççi vahşiler olduklarını tüm Dünya’ya gösterebilecekleri bir oryantalizmi yeniden inşa etmek. Oysa, ne günler süren ceset teşhirinin, ne de hangi dinden olursa olsun kin yüklü şuursuz kalabalıkların önüne atılmış her nefret objesinin başına gelebilecek lincin, ne İslam ile ne de her hangi bir din ile alakası olmadığını salim kafa ile düşünen herkes bilir. Diğer kültürlere gururla takdim ettikleri “insan hakları hukuku”na ve “insan hakları ahlakı”na göre yayınlanması kabul edilemez olan linç görüntülerini kendi TVlerinde günlerce sansürsüz gösteren iki yüzlülükleri ve zevk çığlıkları ile görüntüleri izleyen Hillary Clinton’un vahşi yüzü, Kaddafi’nin icazete ve izne tabi vahşetinden daha mı az korkunç ve daha mı az ikiyüzlüdür?

Kara Kıta’nın kadim efendisi Fransa, bir taraftan Kıta üzerindeki hakimiyet iddiasında ortakçı çıkan ve gücü ile baş edemeyeceğini gördüğü ABD’yle nisbi avantaj elde edeceği hamleler yaparak itişirken diğer taraftan da zorunlu ortaklığın gereklerine uygun işbirliklerini icra etmekten geri durmamaktadır. Yıllardır kasıtlı olarak otorite boşluğu yaşatılan ve bunun kaçınılmaz sonucu olan korsanlığa son vermek için Dünya’nın en kritik su kanallarından olan Aden körfezine uluslararası donanma sevkini bir mecburiyet olarak dayatan uluslararası irade, söz konusu su kanalını kontrol eden Somali üzerindeki hakimiyet mücadelesini ortaklar ve taşeronlar eliyle yürütmektedir. Afganistan-Pakistan coğrafyasına savaşçı tedarik eden Somali topraklarına güneyden saldıran Kenya’ya denizden Fransız donanmasının yardımı bu çerçevede değerlendirilmelidir. Sarkozy, 1960ların soykırımcı alışkanlığı ile Afrika’nın neo-kolonyal efendiliğine kavuşacağını sanıyorsa aldanıyor, çünkü Tunus’tan tutuşturulan büyük özgürlük ateşinin aydınlığı Kara Kıtayı çoktan aşıp Yeni Kıta’ya ulaştı bile.
SON VİDEO HABER

Iğdır'da AK Parti İl Başkanlığı binasına molotoflu saldırı

Haber Ara