Fransa-Türkiye: Ateş yükselmesi!
Fransa-Türkiye ilişkilerinde yeni bir ateş yükselmesi yaşanıyor ve iki ülke Ermeni meselesi nedeniyle birbirlerini yaralıyor. Sarkozy, “Türkiye, tarihiyle yüzleşmelidir” şeklinde bir açıklama yaptı. Sarkozy’nin bu çıkışı önceden tasarlanmıştı: Uçakta, “pimi çekilmiş bir el bombası atacağını” söylemişti.
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-10-21 11:36:29
Fransa-Türkiye ilişkilerinde yeni bir ateş yükselmesi yaşanıyor ve 2001’den bu yana her seferinde olduğu gibi, iki ülke Ermeni meselesi nedeniyle birbirlerini yaralıyor.
Türkiye’de siyasiler ve yorumcular oy birliğiyle Nicolas Sarkozy’nin, ekim ayının başında Türk sınırına 40 kilometre uzaklıktaki Erivan’dan verdiği “tarih derslerini” eleştiriyor. Fransa Cumhurbaşkanı, “Türkiye, tarihiyle yüzleşmelidir.” şeklindeki açıklamasıyla Jön Türk hükûmetinin 1915-1916 yıllarındaki Ermenilere yönelik soykırımını tanıması gerektiğini ima etti.
Sarkozy’nin bu çıkışı önceden tasarlanmıştı: Uçakta, “pimi çekilmiş bir el bombası atacağını” söylemişti. Ancak her ihtarda biraz daha sertleşen Ankara’dan hiçbir şekilde olumlu bir tepki gelmesi beklenemez. Aslında amaç bu değildi. Sarkozy’nin sözleri daha çok Fransa’daki Ermenilere yönelikti.
Türkiye’nin yaşananları kısa bir süre içerisinde tanımasını istedi; kısacası seçim kampanyası döneminde. Ardından “Türkiye soykırımı tanımazsa farklı girişimlerde bulunuruz.” şeklinde konuşan Sarkozy, bu şekilde 2005 yılında Meclisten geçen ancak Senatoda takılan soykırım inkârının cezalandırılmasını öngören yasa tasarısını ima etti.
Nicolas Sarkozy bugün Sosyalist Partinin 20. yüzyılın ilk soykırımını inkâr edenlerin cezalandırılmasını öngören projesini destekliyor. Nisan 2007’de cumhurbaşkanı seçilmeden önce “Ermeni soykırımı konusunda her türlü inkârcı yaklaşımla mücadele etmeye” söz vermişti.
Ancak bir ay sonra Ankara’ya gönderilen Elysée’nin diplomasi danışmanı Jean-David Levitte, Türk yetkililer karşısında rahatlatıcı konuşmalar yapmıştı. Wikileaks’in sızdırdığı Amerikan belgelerinde Levitte’in “Nicolas Sarkozy’nin soykırım inkâr yasa tasarısının Senatodan geçmemesini sağlayacağını” ifade ettiği yer alıyordu. Ve tam da öyle oldu. Fransa’daki Ermeni örgütleri kendilerine ihanet edildiğini hissettiler. Dolayısıyla Sarkozy’nin bu yeni seçim vaatleri yaklaşık 450 bin civarındaki Ermeni topluluğu tarafından kuşkuyla karşılanıyor.
Sarkozy için amaç, meydanı sosyalist rakibine bırakmamak gibi gözüküyor. Bu anlamda François Hollande bir adım ileride. Zira Ermeni soykırımının tanınmasına cumhurbaşkanlığa aday olmadan önce destek vermişti. 1998 yılında Sosyalist Partinin genel sekreteriyken, dönemin Başbakanı Lionel Jospin'i Meclisin bir yasa çıkarmasına engel olmamaya ikna etmişti.
1915 soykırımı 2001 yılında çıkarılan bir yasa ile tanındı. Dolayısıyla Sosyalist Partinin cumhurbaşkanı adayının bu insanlık suçunun inkârının cezalandırılmasını öngören yasa tasarısını desteklemesi sürpriz değil.
2007 yılında Ermenistan'a giden Hollande, diasporaya yol gösteren ve davası için siyasi sahnede agresif bir lobicilik yürüten Ermenistan’daki milliyetçi Daşnak Partisi ile yakınlığını sürdürdü. Sosyalist Parti ön seçimleri için Hollande’a oy verme çağrısında bulunan Daşnak Partisinin Avrupa Temsilcisi Murat Papazyan, “Kendisiyle siyasi anlamda olağanüstü bir yakınlık kurduk.” diyor.
"Ermeni meselesi” Fransa’daki bir seçim kampanyasında ilk kez yer almıyor. Mayının pimi aslında 1998 yılında, Meclise "soykırımın tanınmasını öngören yasa tasarısı" sunulduğunda çekildi. Yasanın 2001 yılında kabul edilmesi Türkiye'de Fransa karşıtı bir boykot kampanyasına yol açmıştı. Söz konusu tasarı için o dönemde mücadele verenler hep Ermenilerin çoğunlukta olduğu bölgelerde görevde olan farklı eğilimli milletvekilleriydi. Seçim kaygıları hissediliyordu.
Konunun yeniden Meclisin gündemine taşınmasıyla aralarında "Tarih İçin Özgürlük" derneğinin başkanı Pierre Nora’nın da bulunduğu tarihçiler "anma yasalarına" tepkilerini gösteriyor. Bu tür yasaların tartışma olanağını bitireceğine inanıyorlar. Hubert Vedrine, "Yasalarla veya ihtarlarla Türkiye'yi değiştiremeyiz.” diyor. Yasayı destekleyenler ise bu görüşe karşılık olarak, Yahudi soykırımı için olduğu gibi Ermeni soykırımının da şartsız olarak tanınmasını savunuyorlar.
20. yüzyılın soykırımları arasında hiyerarşik bir sıralama ortaya çıktı. Ermeni asıllı Fransızlar, eşitlik ilkesine dayanarak yasal anlamda bir düzenleme talep ediyor. Ancak öncelikle bu meselenin her türlü seçim fırsatçılığından arındırılması gerekiyor. Aksi takdirde inandırıcılığını kaybedecektir. Ayrıca gerek Ankara’dan gerekse Ermeni diasporasının oluşturduğu siyasi gruplardan gelsin, her türlü baskıdan uzak tutulmalı ve Türkiye için bir ceza gibi görünmemelidir. Özellikle de soykırım kelimesinin artık tamamen tabu olmadığı Türk toplumunda yaşanan dinamikler daha iyi kavranarak hareket edilmelidir.
* Le Monde, Tercüme: BYEGM
SON VİDEO HABER
Haber Ara