Londra borsasının bulunduğu bölgeyle ünlü St Paul kilisesinin bulunduğu alanda yaklaşık 100 civarında çadır kurulurken, 250 civarında göstericinin geceyi bu çadırlarda geçirdiği bildirildi.
Hafta sonunda dünyada 80'i aşkın kentte ekonomik krizin yükünü paylaşımdaki eşitsizlikleri protesto gösterileri yapıldı.
Protestolar sırasında bankaların, araçların ve hatta evlerin yakıldığı Roma'da temizlik harekatı sürüyor.
Londra, Los Angeles ve başka kentlerde ise kamp kurmaya başlayan bazı göstericiler, eylemlerinin değişim işaretleri görene dek süreceğini söylüyor.
Bu arada onlara hiç beklenmedik çevrelerden destek mesajları geliyor.
Gösteriler New York'ta başlayan ve küresel düzeyde yayılan ''Wall Street'i işgal et'' kampanyasının bir parçası.
ABD'deki eylemler yaklaşık dört hafta önce başladı ve geçtiğimiz günlerde İspanya, Portekiz, Yunanistan ve İtalya'nın da aralarında bulunduğu çok sayıda ülkeye sıçradı.
BBC'nin eylemleri izleyen muhabirlerinden Ben Ando, göstericilerin kendi aralarında gıda, hijyen gereksinimlerinin karşılanmasını örgütlemek üzere gruplar oluşturduklarını ve alanda kalmaya kararlı olduklarını aktarıyor.
Singh, ''Buradayız çünkü zenginliğin eşit dağılımını, azınlıkların seslerinin duyulmasını ve yolsuzluğa bulaşmış sistemin değişmesini istiyoruz'' dedi.
Cam silici James Awberry de, eylemcilerin bir grup hiip olmadıklarını belirterek, ''Derdimiz tek değil, buraya da bir tek günlük eylem için gelmedik. Daha önceki eylemlerin başarıya ulaşamamasının nedeni bir gün sürmesi ve tek bir konu üzerine odaklanmasıydı. Burada ise çok sayıda sorun gündemde ve ne kadar gerekirse o kadar kalmaya da kararlıyız'' dedi.
St Paul kilisesinin yöneticilerinden, rahip Giles Fraser ''insanların barışçı protesto haklarını kullanmalarından memnun olduklarını'' belirterek, ''temel kaygılarının kilisenin normal faaliyetlerine devam edebilmesi olduğunu ve herkesin de buna saygı göstermesini beklediklerini'' söyledi.
Londra Borsası'nın bulunduğu Paternoster Meydanı ise polis kuşatması altında. Emniyet güçleri, protestocuların çadırlarını önce burada kurma taleplerine izin vermedi.
Hükümet ise eylemlerin bir çözüm olmadığını savunurken, Dışişleri Bakanı William Hague, hükümetin borç yükü ve bütçe açığını kontrol altına almasının sorunu çözebileceğini öne sürdü.
Almanya borsaların umudunu söndürdü
Almanya pazar günü düzenlenecek Avrupa Birliği zirvesinde euro bölgesindeki sorunlara kalıcı çözüm bulunabileceği umutlarını baltaladı.
Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schauble, liderlerin bir önlem paketi hazırlamaya çalışacağını, bu adımlar içinde bankalara sermaye takviyesi yapılmasının da bulunduğunu kaydetti.
Schauble, bununla birlikte Yunanistan'a kredi veren özel yatırımcıların yüzde 20'yi bulan oranda bir tutarı zarar hanesine geçirmeleri gerekeceğini söyledi.
Alman bakan, zirvede sorunun bütünüyle kapanmasını beklemenin yanlış olacağını da kaydetti.
Avrupa borsalarında hisseler bu açıklama ardından gerileme işaretleri gösterdi.
Avrupa piyasaları güne G20 maliye bakanları ve merkez bankalarının hafta sonundaki toplantısında yapılan 23 Ekim'de "kapsamlı bir plana ulaşılacağı" açıklamasının verdiği iyimserlikle başlamıştı.
Ancak Alman yetkililer birbiri ardına, temkinin elden bırakılmaması mesajı verdi.
Başbakan Angela Merkel'ın sözcüsü Steffen Seibert, "Başbakan bu pakete bağlanan düşlerin gerçekleşemeyeceğinin, herşeyin pazartesi itibariyle çözülmüş olmayacağının altını çizmiştir" dedi.
Buna Schauble'nin açıklamaları da eklenince, endeksler değer yitirdi.
Seansın başında yüzde 1,9 değer kazanan Frankfurt borsasının gösterge endeksindeki yükseliş, 3 saat sonra yüzde 0,8 oranına geriledi.
Fransa'da Cac40 endeksi, yüzde 1,5 değer kazanmışken, açıklamalar sonrası eksiye düştü.
Euro da dolar karşısında 1,3915 ile son bir ayın en yüksek değerine ulaştıktan sonra yeniden gerileme eğilimine döndü.
AB liderlerinin hafta sonundaki toplantısı ardından Fransa'nın Cannes kentinde 3-4 Kasım tarihlerinde bir G20 zirvesi düzenlenecek.
Tüm bu toplantılarda amaç, yatırımcılara güven vermek, ağır borç yükü altındaki Yunanistan'ın borçlarını vaktinde ödeyebilmesi için destek sağlamak ve güven krizinin büyük bütçe açıkları veren İtalya ve İspanya gibi diğer ülkeleri zora sokmasını önlemek.
BBC Türkçe
