Türkiye'nin AB'de geleceği var mı?
Avrupa Komisyonu Türkiye raporuyla, Türkiye-AB ilişkisinin geleceği hakkında bir şey söylemedi peki ama neden? Yazar Şahin Alpay yazıyor...
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-10-13 07:33:18
Avrupa Komisyonu'nun Türkiye'nin AB Üyeliğine İlerleme 2011 raporu yayımlandı. 1998'den beri yayımlanmakta olan bu raporların demokratikleşmeye yol haritası sağlama ve AB normlarını yakalamaya ne kadar yakın-uzak olduğumuzu gösterme açılarından son derece yararlı olduğu muhakkak. Belki AB'nin Türkiye'ye yaptığı en büyük iyilik de bu. Ne var ki raporlar Türkiye-AB ilişkisinin geleceği hakkında bir şey söylemiyor.
Türkiye ezeli aday olarak mı kalacak yoksa AB'ye üye olacak mı? Bu soruya cevap verebilmek için iki tarafın içinde bulunduğu durumun gerçekçi bir analizi gerekiyor. Bu analizi doyurucu şekliyle Cem Kozlu'nun "Avrupa'ya Hayır Diyebilen Türkiye" başlıklı kitabında (Remzi Kitabevi, Mayıs 2011) bulmak mümkün. Benim gördüğüm kadarıyla gelinen nokta esas olarak şu: AB, bilim ve teknoloji düzeyi ve üretim kapasitesi ile (göreli bir gerileme içinde olsa da) dünyanın en güçlü ülkeler topluluğu olma vasfını koruyor. Bunlara bağlılığında artan soru işaretleri de olsa, AB barış ve demokrasi değerlerinin kalesi olmayı sürdürüyor. Ne var ki 27 üyeli birlik bütünlük arz etmekten giderek uzaklaşmakta.
Ekonomik açıdan bakınca, bir yanda (başta Almanya olmak üzere) dünya krizine rağmen makro-ekonomik istikrarını koruyup büyümesini az çok sürdüren bir Kuzey Avrupa var; öte yanda (iflasın eşiğine gelen Yunanistan başta olmak üzere) ekonomik krizle boğuşan bir Güney Avrupa. Genel eğilim ilerleyen entegrasyondan ziyade ayrışma yönünde. Üyeler sorunlarına, AB bütünleşmesi içinde değil, kendi ulus-devletleri çerçevesinde çözüm arıyor. Birliğin güçlü bir liderlikten yoksun olduğu görülüyor. Hemen bütün üye ülkeler bir yanda "çeşitlilik içinde birlik" ilkesine bağlı, çok-kültürcü Avrupalılar ile öte yanda tek-kültürcülüğe sıkı sıkıya sarılan, farklılığa savaş açanlar arasında bölünmüş durumda. ABD'nin 2003'te Irak'a saldırma kararını almasından bu yana dış politikada da üyeler arasında uyum değil bölünme hâkim eğilim.
AB'de gerek evrensel değerlere bağlılık, gerekse dış politika alanındaki ayrışmanın en belirgin olarak görüldüğü konulardan biri, Türkiye'nin üyeliği. Üye ülkeler, gerek hükümetler gerekse elitler ve halklar nezdinde Türkiye'nin katılımına olumlu ve olumsuz bakanlar arasında ciddi şekilde bölünmüş durumda. Fransa Başkanı Sarkozy, Türkiye'yi bir Avrupa ülkesi dahi kabul etmiyor. Türkiye konusu hükümetleri dahi bölüyor: Almanya'da koalisyon hükümetinin büyük ortağı (Hıristiyan Demokratlar) "ayrıcalıklı ortaklık"ta ısrarlıyken; küçük ortak (Hür Demokratlar) Türkiye'nin üyeliğinden yana tavır alıyor.
2005'te başlayan katılım müzakerelerinde hemen hiç yol alınamadı ve süreç durma noktasında. Avrupa'nın birçok ülkesinde yükselen İslamofobi, Türkofobi'ye de tercüme ediliyor. Bugün için katılım müzakerelerinin ilerleyip tamamlanmış olduğu koşullarda bile, bütün üyelerin Türkiye'ye evet demeleri mümkün görünmüyor. Siyasi ve iktisadi ilişkiler önemsendiği için Türkiye'ye kapıların büsbütün kapanması söz konusu değil. Ancak koşullar ciddi şekilde değişmediği, örneğin başta Fransa ve Almanya'da olmak üzere bunu kararlılıkla destekleyen hükümetler iktidara gelmediği, Kıbrıs sorunu çözülmediği takdirde, Türkiye'ye AB üyeliğine giden yolun açılması söz konusu değil.
Türkiye ise son on yılda, ekonomisi, demokrasisi ve (bölgesinde demokratikleşme için esin kaynağı olarak) dış politikası ile AB'ye hemen her alanda yakınlaştığı söylenebilir. Üyeliğine AB'den gelen destek sürmüş olsaydı, muhakkak ki Türkiye bugün AB normlarına daha da yakınlaşmış olabilirdi. Bu desteğin hissedilmez hale gelmesine rağmen Türkiye'nin önümüzdeki yıllarda söz konusu yakınlaşmayı sürdürmesi de hâkim olasılık olarak görünmekte. Türkiye'nin en erken 2020'den sonra AB'ye üye olup olamayacağını ise, AB'nin önümüzdeki yıllarda kendi geleceği açısından yapacağı tercihlere, alacağı şekle bağlı. Kısacası Türkiye-AB ilişkisinde top, AB'nin sahasında.
SON VİDEO HABER
Haber Ara