Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Arap Dünyası için Türkiye zamanı

Türkiye, Arap dünyasına hayaller kurduruyor. Tunus devriminden bu yana isyan hareketleri başlatan halkları her gün biraz daha büyülüyor. Türkiye onlar için bir umut kaynağı, hatta izlenecek bir model hâline geldi. Fransa'da yayınlanan Liberation gazetesinden Bernard Guetta'nın değerlendirmesi:

14 Yıl Önce Güncellendi

2011-10-07 15:13:03

Arap Dünyası için Türkiye zamanı
Bernard Guetta *

Suriye muhalefeti, birleşmek üzere hafta sonunda Türkiye’ye gitti. Laik ve İslamcı, sol veya sağ eğilimli, tüm siyasi ve dinî akımları temsil eden partiler bir araya geldi. Suriye Ulusal Konseyinin kuruluşunu açıklamak için İstanbul’u tesadüfen seçmemişlerdi.

Türkiye, Arap dünyasına hayaller kurduruyor. Tunus devriminden bu yana isyan hareketleri başlatan halkları her gün biraz daha büyülüyor. Türkiye onlar için bir umut kaynağı, hatta izlenecek bir model hâline geldi.

Nedeni sadece son iki aylık dönemde Çin’in büyüme oranını geride bırakan ve dünyanın 15. ekonomisi olan Türkiye’nin kalkınmakta olan ülkeler arasında en dinamik ülkelerden biri olması değil, aynı zamanda -ve özellikle- bu ekonomik başarıya bir de siyasi bir başarıyı eklemesidir.

Demokrasiye geçerek çoğunluğu elde etmiş bir İslamcı parti olan AKP tarafından yaklaşık on yıldır yönetilen ülkede refah sağlandı. Türkiye, dinî geleneklerle modernliği, İslam ile demokrasiyi, İslamcılıkla laikliği bağdaştırmayı o kadar güzel başardı ki askerî darbeler dönemini kapattı ve şimdi Arap ülkelerinde, başta İslamcılar olmak üzere, yeni nesil bugün bu modeli kendine uyarlamaya çalışıyor.

Suriye’de Müslüman Kardeşler bundan sonra “sivil, demokratik ve modern bir devlet” kurmaktan bahsediyor ve ABD’nin desteğini talep ediyor. Tunuslu İslamcılar açıkça AKP’yi örnek alıyor; Mısır, Fas, Ürdün ve Libya’da ise İslamcı hareketler büyük ölçüde Türkiye’yi örnek alıyor. Bu yaklaşım, Arap baharının İslamcı hareketleri kaçınılmaz hareketler hâlinde getirdiği şu dönemde, Kuzey Afrika, Orta Doğu ve uluslararası alanda istikrar için en iyi haber.

Genç İslamcı nesil, terörle bağlantısının kalmadığını her an biraz daha gösteriyor. Nedeni, cihadın Arap haklarına hiçbir getirisinin olmaması ve Türkiye’nin, Pakistan, İran veya Suudi Arabistan’dan çok daha çekici olmasıdır. Bu öylesine derin bir dönüşüm ki Arap ülkelerindeki laik ve demokratik akımlar, Tahrir Meydanı’ndaki ilk gösterilerden itibaren genç İslamcılarla diyalog başlatabildiler. ABD de bunu yapmaya başladı ve bu yeni nesil, tıpkı AKP gibi artık “İslamcı” etiketini reddediyor.

Müslüman-Arap dünyası gözlerimizin önünde yeni bir siyasi evreye giriyor: Arayış içerisindeki bir post-İslamcılık evresi… Ancak Türk modeli gerçekten başka ülkelere uyarlanabilecek türden bir model mi? Sanıldığı kadar kolay olmamasının üç nedeni var. Birinci neden Arap ülkelerinin, Türkiye’de olduğu gibi İslamcıların gelişim süreçlerini tamamlamadan iktidara gelmemesine göz kulak olabilecek, yeteri kadar güçlü ve laikliğe bağlı ordularının olmamasıdır.

İkinci neden, Arap İslamcılığında modernist akımların yükselişte olmasına rağmen köktendinci veya cihatçıların henüz tam olarak marjinal olmamasıdır. Üçüncü neden ise -en önemli nedendir- Türkiye’nin ekonomik atılımının AKP’nin iktidara gelmesine dayanmamasıdır. AKP sadece bu atılımı siyasi bir istikrar üzerine oturtmuştur. Bu durumda radikalliklerle dolu ekonomik ve sosyal krizler beklenen Arap dünyasında demokratik uzlaşı sağlanması zaman alacaktır ve sağlamlaştırılması kolay olmayacaktır.

Arap dünyasındaki siyasi sahne aydınlanıyor. Bunu büyük ölçüde Türkiye’ye borçlu. Ancak Türkiye’nin de bir türbülans dönemine girmesiyle sihirli iksir azalıyor. Oldukça popüler olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan güçlü bir Cumhurbaşkanlığını temsil etmeyi hedefliyor ve bu amaçla referandum yoluyla Anayasa’ya değişiklik getirmek istiyor. AKP’nin, Türkiye’de demokrasiyi güçlendirdikten sonra ülkeyi otoriterliğe doğru götürmesinden endişe ediliyor. Daha da kaygı verici olan, Türkiye bugün Arap dünyasındaki hareketlenmeye öylesine kapılmış görünüyor ki diplomatik gerginliğe teslim oluyor.

Türkiye, Orta Doğu’da istikrarı sağlamak için kendisine dayanan ABD’nin desteğine güvenerek İsrail ile adeta köprüleri yıktı, Kıbrıs meselesinde Avrupa karşısında tepkisini gösteriyor ve Arap dünyasının lideri olduğuna o kadar inanıyor ki genç nesillere kadar akıllarda Osmanlının sömürgeciliğinin hatırasını uyandırıyor. Böyle giderse Türkiye bütün cephelerde geride kalabilir. Bu çok yazık olur zira dünyanın ona ihtiyacı var.

* Liberation, Fransa, Tercüme: BYEGM

Haber Ara